FRANKFURT’tayız… Uçaktan inip daha bizi karşılayan dostumuza varmadan etrafımızı bizi tanıyan Türkler sardı. Türkiye’den gelen yakınlarını karşılamaya gelmişler ama yüzlerinde sevinç belirtisi yoktu. Tedirginlik okunuyordu. Hanau’daki elim ırkçı olayın etkisi altındaydılar. Offenbach’tan Karslı Recep, “Yalçın Bey” dedi, “Korkuyoruz, her an bizim de başımıza böyle bir felaket gelmesinden. Geceleri derin uykuya dalmaktan korkuyoruz. Tilki uykusu uyuyoruz. Kahveye gitmeye çekinir olduk. Bunun sonu nereye varacak?”
Yıllardır Almanya’ya gidip geliriz. Her defasında gurbetçi şikâyeti dinleriz ama artık son yıllarda şikâyetlerin konusunun değiştiğini görüyoruz açıkça. Nereye gitseniz artan ırkçılık, camilere, derneklere, spor kulüplerine saldırı… Türklerdeki korku artık ‘istenmemezlik duygusu’nu aşmış, nerdeyse can korkusuna düşmüşler…
12 bin ırkçı kol geziyor. Almanya’da gizli istihbarat kurumunun adı Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı… Her yıl asayiş raporu yayınlar. 2018 raporuna göre ırkçı şiddet yüzde 70 artmış. Aynı rapora göre şiddete meyilli en az 12 bin ırkçı kol geziyormuş sokaklarda. Hatta 500’ü hakkında tutuklama emri de varmış ama ne hikmetse bir türlü yakalanamıyormuş rapora göre… Irkçılar öyle azıtmış ki, göçmenleri, mültecileri bırakın, siyasetçileri de hedef tahtası yapmışlar. Niyetleri onların da gözünü korkutmakmış. Nitekim kısa bir süre önce de Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke’nin aşırı sağcı bir kişi tarafından evinin balkonunda öldürüldüğü biliniyor.
ÜÇ SİLAHI OLAN IRKÇI
Haberlerde okumuşsunuzdur. 43 yaşındaki ırkçı katilin silah ruhsatı ile her biri 9 milimetrelik Glock 17, Sig Sauer ve Walther marka tabancaları varmış. Kovboy filmlerindeki gibi geziyormuş anlaşılan… Önce bir nargile bara girip ölüm saçmış. Ardından otomobiline binip diğer bir kafe-bara gidip kan dökmeye devam etmiş. Yabancı nefreti o kadar yüksek ki göçmen avına çıkmış. Irkçı katilin peşine düşen polis, dört saat sonra evini basmış ama ırkçı Alman 72 yaşındaki annesini öldürdükten sonra intihar etmiş.
Daha önceki Almanya seyahatlerimizde Hanau’ya gitmiştik dostlarımızla… 1700’lerde yapılmış barok stili devasa Philippsruhe Sarayı’nı görmüştük. Bahçesinde gezmiştik. Teknoloji ağırlıklı firmaların olduğu kentin nüfusu yaklaşık 100 bin civarında. Çok sayıda göçmen olmasına rağmen herkesin huzurla yaşadığı bir kent demişlerdi. 10 bine yakın Türk veya Türk kökenlinin yaşadığı söyleniyor. Onlar burayı ikinci vatan edinmişler… Hatta Hanau’da yaşayan 17 yaşındaki Mustafa Alptuğ Sözen, bir süre önce Frankfurt’taki bir metro istasyonunda raylara düşen evsiz barksız bir Alman’ı kurtarmış ancak kendisi can vermişti. Türk gencinin ailesine ‘Hanau Büyükşehir Belediyesi Altın Onur Plaketi’ verilmişti…
Hanau böyle bir şehir… Şimdi bu ırkçı Alman’ın yarattığı şoku atlatıp nasıl eski günlere dönecek… Hanau aynı zaman bir masal kenti olarak tanınıyor Almanya’da. ‘Kırmızı Başlıklı Kız’, ‘Bremen Mızıkacıları’ gibi çok sayıda masalın yazarları Grimm Kardeşler’in memleketi…
61 yaşındaki Sosyal Demokrat Partili Belediye Başkanı Claus Caminsky de Hanau’da doğup büyümüş. 2003’ten beri de aralıksız bu görevde. Yıllardır Hanau’da yaşayan Burdurlu işadamı Mehmet Kuşçu’nun girişimleriyle Hanau, 2002 yılında Bursa’nın Nilüfer ilçesiyle kardeş şehir olmuş. Hanau ile Nilüfer arasında gidip gelmeler başlamış.
BU İLK IRKÇI OLAY DEĞİL
Almanya’da bu ilk ırkçı olay değil. 1979’da Hamburg’da Ramazan Avcı ırkçı şiddetin kurbanı olmuş, 1988’de Schwandorf kasabasında kundaklanan evde üç Türk ve bir Alman ölmüştü. 1992’de Mölln kasabasında üç ve 1993’te Solingen’de beş Türk yine kundaklama sonucu katledildi. Olayların faillerinin neo-Nazi gençler olduğu ortaya çıkmıştı. 2000 yılından itibaren ise sekiz Türk ile fizyonomisi Türk’e benzeyen bir Yunan ile bir kadın polis ‘Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü’ adlı neo-Nazi terör grubu tarafından öldürülmüştü. Bunlar bir çırpıda akla gelenler… Camilere, spor kulüplerine, derneklere, göçmenlere ait işyerlerine saldırıların sayısı da bir hayli kabarık…
‘ALMANYA’DA SAĞ TERÖR TEHDİDİ ÇOK YÜKSEK’
ALMANYA’nın Hanau kentinde 9 kişinin hayatını kaybettiği ırkçı terör saldırısı sonrası Almanya İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Asayiş Şubesi Başkanı ve Federal Savcı dün ortak bir basın toplantısı düzenledi. Berlin’de Basın Merkezi’nde yapılan basın toplantısında konuşan Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Hanau’daki saldırıyı “Çok açık bir ırkçı motifli terör saldırısı” olarak niteledi. Son birkaç ay içinde üç aşırı sağ terör saldırısı yaşadıklarına işaret eden Seehofer, “Aşırı sağ Almanya’da çok yüksek bir tehdit” dedi. Seehofer, Almanya’da polisin kamuya açık, hassas yerlerde varlığını yükselteceklerini vurguladı ve şöyle konuştu: “Biz son günlerde Almanya’da birçok yerde, aşırı sağcılara baskınlar düzenledik. Çok sayıda patlayıcı madde, el bombası ve otomatik silahlar bulduk. Tüm Almanya’da polisin varlığını artıracağız. Hassas yerlerde, özellikle camilerde, tren istasyonları, havaalanları ve sınıra yakın yerlerde sıkı güvenlik önlemleri alacağız.” Hanau’daki ırkçı saldırı gözleri aşırı sağ parti Almanya için Alternatif’e (AfD) çevirdi.
Alman istihbaratının AfD’yi izlemesi talepleri yeniden gündeme geldi. İçişleri Bakanı Seehofer, bu yöndeki bir soruya, bu kararın siyasetin değil, istihbaratın yetkisinde olduğunu söyledi. İstihbaratın alacağı kararların arkasında duracaklarını belirten Seehofer, ancak mahkeme kararlarını da dikkate almak gerektiğini, bu konuda çok sayıda davayla karşı karşıya olduklarını söyledi. Adalet Bakanı Christine Lambrecht de, AfD’nin ülkedeki toplumsal havayı değiştirdiğini söyledi. Lambrecht yeni hazırladığı yasayla bu besleyici zeminin üzerine gideceklerini vurguladı. Federal Savcı Peter Frank ile Federal Asayiş Şubesi Başkanı Holger Münch, failin cep telefonu, bilgisayar verilerini inceleme altına aldıklarını, yurtiçi ve yurtdışındaki ilişkilerini araştırdıklarını açıkladı. Celal ÖZCAN / BERLİN
‘YAŞAMAYAN BİLMEZ BUNU’
ALMANYA’nın Hanau kentinde neo-Nazi terörist Tobias Rathjen’in katlettiği Sedat Gürbüz’ün babası Selahattin Gürbüz, kendilerine taziyede bulunan Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın’a, “Yaşamayan bilmez bunu, bittik biz. Arkamızda dağ gibi bir çocuk vardı. Koruyamadık çocuklarımızı” dedi. Dietzenbach kentindeki evlerinde Gürbüz ailesini ziyaret eden Büyükelçi Aydın, baba Selahattin ve dede Halit ile Sedat’ın kardeşi Sezer Gürbüz’e evlerinde taziyelerini bildirdi. Ailenin acısını paylaşan büyükelçi Aydın, baba Gürbüz’e “Sedat’ı koruması gerekenler onu koruyamadı. Sizin bir suçunuz yok. Almanya Türk toplumu olarak birlik içinde olmamız gerekir. Biz sizlerin yanınızdayız. Saldırının tüm ayrıntılarıyla aydınlanması için konuyu yakından takip edeceğiz. Alman makamlarından soruşturmayı şeffaf ve bizimle paylaşarak yapmalarını bekliyoruz. Alman yetkililere de bunu söyledim” dedi. Ali VARLI / HANAU
PARA BİRİKTİRİP HAYALİNİ KURDUĞU İŞYERİNİ AÇMIŞTI
SEDAT Gürbüz, Hataylı Selahattin ve Emiş Gürbüz çiftinin ilk gözbebeğiydi. 30 yaşındaydı. Hep kendi işini kurma hayalleri vardı. Üç yıl önce çok istediği nargile barı açtı. Gözü yaşlı anne Emiş Gürbüz, “Oğlum hep kendi işinin patronu olmak istedi. Bunu başardı. Ancak onu benden aldılar” dedi.
‘ÇOK İYİ KALPLİYDİ’
İşyerinin bulunduğu Hanau ve doğup büyüdüğü Dietzenbach’da Sedat’ı tanıyanların ağzından onunla ilgili çıkan ortak cümle şu: “Çok iyi kalpli biriydi.” Annesi de oğlunu anlatırken, “Oğlum çok iyi kalpli biriydi. Yedi yıl çalıştı. Para biriktirdi. Biriktirdiği paraya babası da takviye yaptı. Arkadaşlarıyla nargile kafe açtı. Adını da Midnight koydu. İşine sadıktı. İşinin başında durmak için dükkânın hemen üstünde bir de daire tuttu kendisine. Cumartesi bize gelecekti. Biz onu beklerken bize kara haberi ulaştı” dedi. Baba Selahattin Gürbüz ise oğlu ile ilgili “Sedat çok çalışkandı. Üç yıl çok uğraştı ama dükkânını da rayına oturttu. İşleri de gayet iyiydi” dedi.
ŞAMPİYONLAR LİGİ MAÇI
Sedat’ın, 19 Şubat Çarşamba akşamı Şampiyonlar Ligi maçları nedeniyle kafeye gittiğini söyleyen baba Gürbüz, oğlunun tesadüfler sonucu vurulduğunu şöyle anlattı: “Oğlum o akşam aslında dükkânda olmayacaktı. Şampiyonlar Ligi maçları olunca dükkân da kalabalık olur diye yardıma gidiyor. Dükkânın ön masasında ortağı ve garson kızla otururken, ortağının eşi arıyor. O masadan kalkıyor. Sedat da garsona kendisine kola getirmesini söylüyor. Garson da masadan ayrılıyor. Aradan bir dakika geçmeden Sedat’ımı vuruyorlar.” Oğlunun bir dönem futbol oynadığını ve bekâr olduğunu söyleyen Baba, “Çok cömertti. Bizim ilk gözbebeğimizdi. Şimdi geriye bir oğlum kaldı. Dayanılacak acı değil” dedi. Ali VARLI / HANAU
‘İLK GÖRDÜĞÜNÜN KAFASINA SIKTI’
TERÖR saldırısında yaralanan Muhammed Beyazkendir, yemek siparişi verdiklerini, bir anda silah sesi duyduklarını ama önemsemediklerini ifade ederek, “Sonra bir baktım sarı ceketli adam geldi, yan taraftaki herkesi öldürdü. Sonra bizim tarafa girdi. İlk gördüğü kişinin kafasına sıktı. Ben duvarın arkasına saklanırken kolumdan vurulup yere düştüm. Ben saklandım, arkadaşlar üstüme atladı. İki Afgan arkadaşım vuruldu” dedi. Yaşananları gözyaşları içinde anlatan Beyazkendir, vurulan arkadaşının kendisine “Dilim uyuştu, nefes alamıyorum” dediğini, kelime-i şehadet getirmesini söylediği arkadaşının orada can verdiğini aktardı. Beyazkendir ayrıca olayın ardından polisi aradığını da kaydetti.
‘TERÖRİSTLE GÖZ GÖZE GELDİK, BANA ATEŞ ETMEDİ’
TERÖR saldırısında nargile kafe Midnight’ta şans eseri yara almadan kurtulan 19 yaşındaki Rahman Yılmaz, “Teröristle göz göze geldik. Beni vurmadı” dedi. Sarıya yakın saçları ve beyaz teniyle Almanları andıran 19 yaşındaki Rahman Yılmaz, “Ben 21.40 gibi nargile kafeye geldim. Annem de orada çalışıyor. Sedat abiyle selamlaşıp yandaki masaya oturduk. Bir süre sonra dışarıdan silah sesleri geldi. Ben kuru sıkı sandım. 5 veya 6 kurşun sesi geldi. Sonra silahlı biri içeri girdi. Üzerinde yeşil bir kaban vardı. Başını da kapüşonuyla örtmüştü. Elinde silah, direkt ön masada tek başına oturan Sedat abiye ateş etti. Ben hemen yanında olduğum için üç el ateş ettiğini gördüm. Sıkarken eli titriyordu. Bana baktı ve çıktı. O sırada arka masalarda oturanlar bağırdı ve masa ile kanepeleri kendilerine siper yaptılar” dedi. Hanau doğumlu Rahman, “Yabancıları öldürmekle nereye varacaklar. İnsanların korkup gideceklerini sanıyorlarsa bu olmaz” dedi. Ali VARLI / HANAU