Ali Babacan’dan Bahçeli’ye sert AYM karşılığı: Haddiniz değil

DEVA Partisi 1’inci Olağan Maltepe İlçe Kongresi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde yapıldı. Kongreye DEVA Partisi’nin İstanbul ilçe lider ve lider yardımcıları, CHP, HDP ve GELECEK partisi temsilcileri, Maltepe Cemevleri Temsilcisi ve birçok STK katıldı.

“MİLLETLE DALGA GEÇİYORLAR”

Babacan, Güç ve Alışılmış Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in doğalgaza yapılan artırımlara ait ‘evi daha az ısıtın’ açıklamasını eleştirerek, “Milletle artık dalga geçiyorlar, bunlar tam yüzsüz” dedi.

Göz Atın

Seo Ajansı

Voodoo Bebeği – Ne İşe Yarıyor?

“FİYATLAR HER YERDE YÜKSEK”

İktidar için “Artık hiçbir alanda siyaseti yok. Hiçbir alanda tahlil önerisi yok. Geliştiremiyorlar” diyen Babacan şu sözleri kullandı:

“Rekabet Kurumu hükûmetin elinde oyuncak olmaması gereken bir kurum. Sayın Erdoğan ‘fahiş fiyat etiketi’ diye bir şey uydurdu. Birtakım marketleri gaye gösterdi, Rekabet Kurumu bu marketlere cezayı kesti. Pekala marketlerde fiyatlar fahiş de bakkalda, manavda, pazarda fiyatlar çok mu uygun? Fiyatlar her yerde yüksek. Ortada bir fahiş fiyat sorunu var lakin, fahiş fiyatların en değerli sebebi fahiş döviz kurlarıdır. İlkokul çocukları biliyor, kimi kandırıyorsunuz? Kur arttığında her şeye artırım geliyor. Fahiş döviz kurlarının sebebi, iktisadın makus yönetilmesidir. Fahiş fiyatların tek bir sorumlusu var. Bu fahiş fiyatların altında tek bir imza var. Fahiş fiyatların altında partili, taraflı cumhurbaşkanlığı sisteminin imzası var. Sayın Erdoğan’ın imzası var.”

“OSMAN KAVALA KRİZİ YAŞANIYOR”

AK Parti’nin 12 Eylül gibisi hukuksuzluklar içinde olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi: “Osman Kavala krizi yaşanıyor. Ülkeyi yönetenler, ‘Türkiye’nin altına imza attığı mukavelelere uymuyoruz’ diyor. İnadına sürdürülen bu hukuksuzluk yüzünden Türkiye, Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesinin kimi kararlarıyla karşı karşıya kalabilir. Avrupa Kurulu ile bu kadar büyük kriz en son 12 Eylül darbesinin akabinde yaşanmıştı. Yalnızca bu bile içinde bulunduğumuz hukuksuzluğun en çarpıcı örneği. Ülkeyi neredeyse askeri darbe devirlerinin hukuksuzluk devrine döndürdüler, o düzeye getirdiler. Tam 19 sene evvel, 12 Eylül anayasasının izlerini silme vaadiyle iş başına gelen bu iktidar, şu anda, 12 Eylül periyoduna benzeri hukuksuzlukların içinde. Vaktinde asker vesayetine karşı çıkanlar, şu anda, yeni bir vesayet anlayışının odağı oldu.Elin adamı, bu ülkeyi yönetenlere ‘Sen kendi vatandaşının temel haklarını yok sayıyorsun’ diyor. Sen niçin konuşturuyorsun ki bunları? Onların haddine mi, onlara mı düşmüş? Bir hükûmetin, kendi vatandaşlarının haklarını ihlal etmekte olduğunu, elin adamlarından duyması kadar berbat bir şey olabilir mi? Bırakın şu yargının yakasını da adalet neyse o yerine gelsin.”

“BÖYLE DIŞ SİYASET MI OLUR?”

Babacan, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Biz, dünyanın en ileri hava savunma sistemlerinden birisi olan F35 projesinin dört ana ortağından birisi olarak işe başladık. Parasını ödediğimiz, tescilini yaptırdığımız, tapusunu aldığımız uçakları bu hükûmet teslim alamadı. Ey naraları atmakla bu iş olmuyor. 1 milyar 400 milyon dolar F35 projesine ver, uçakları alama; 2 buçuk milyar dolar S400’e ver, kullanama… Ne anladık? Artık ‘Madem F35’i vermiyorsunuz, biraz daha F16 verin” pazarlığı dönüyor. Bu türlü dış siyaset mı olur? Niçin en son kuşak uçağa aslında hakkın varken, tapusu varken alamıyorsun da ta 25-30 sene öncenin teknolojisine müşteri oluyorsun? Beceriksizlik, iş bilmezlik, politikasızlık…”

HÜKÜMETE TEZKERE ELEŞTİRİSİ

“Geçen hafta, hudut ötesi operasyon ile ilgili mecliste oylanan tezkere gündemdeydi. Ne büyük ortak ne de küçük ortak hudut ötesi operasyona münasebet olan tehditleri açık açık saymadı. Hudut ötesi operasyon yetkisinin, hangi münasebet ile, 2 yıllık bir mühlet için, yani önümüzdeki seçimleri de kapsayacak formda alındığının açıklaması yapılmadı. Bundan evvelki operasyonlarla, hangi muvaffakiyetlerin kazanıldığı yahut hangi eksiklerin kaldığı izah edilmedi. Elbette ülkemizin güvenliği kıymetli. Fakat, iktidar, bilhassa son yıllarda, dış siyaset ve dış güvenlik problemlerini kendi iç siyasi çıkarları için kullanıyor.”

“ANAYASA MAHKEMESİNİ KAPATMAK HADDİNİZE DEĞİL”

Devlet Bahçeli‘nin “Anayasa Mahkemesi kapatılmalı” kelamlarını eleştiren Babacan, “Anayasa Mahkemesi, iktidar ortakları tarafından, bakanlar tarafından tehdit ediliyor. Anayasa Mahkemesi’nin lideri şahsen gaye gösteriliyor. Ayıptır ya. Hatta ve hatta, krizlerin ortağı sayın Bahçeli, tekraren ‘Anayasa Mahkemesi’ni kapatmak lazım’ dedi. Kusura bakmayın, bu sizin haddinize değil. Biz DEVA takımları olarak bu ‘yok’ periyodunu kapatacağız. Biz, geçmişin vesayetçi ve katı devletçi aklına da karşıyız, bugünün popülist otokratik uygulamalarına da karşıyız. Biz, tüm vatandaşlarımızı, yesyeni bir mukaveleye davet ediyoruz. Biz, vatandaşlarımızı, tam demokratik, özgür ve güçlü bir Türkiye’ye davet ediyoruz” dedi.

“YÖK’Ü KAPATACAĞIZ”

“Bugün Yükseköğretim Kurumu’nun, YÖK’ün kuruluş yıldönümü. Kırkıncı yıl. Muhtemelen bu son yıl dönümlerinden biri olacak. Zira birinci seçimde iktidara geldiğimizde YÖK’ü kapatacağız.”