Ali Babacan’dan “Soros” açıklaması: Erdoğan en az iki üç kez görüştü, birinde ben de vardım

Halk TV’de ‘Liderler Özel Söyleşisi’ programına konuk olan Ali Babacan gündeme ait açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın Osman Kavala için söylediği “Soros artığı” kelamlarının akabinde kamuoyunda tartışılan Erdoğan-Soros görüşmesine değinen Babacan, “Sayın Erdoğan’ın Soros’la en az iki üç kere yüz yüze görüşmüşlüğü var. Bir adedinde ben de vardım hatırladığım kadarıyla. ‘Türkiye’ye yatırım yapın’ tipi görüşmeler bunlar.” dedi.

“O GÜNLERDE BU CİNS GÖRÜŞMELER ÇOK YAPILIYORDU”

Göz Atın

Seo Ajansı

Voodoo Bebeği – Ne İşe Yarıyor?

2002 yılında çekilen kendisinin de yer aldığı fotoğraf hakkında konuşan Babacan, “Hükümet kurulduktan sonra Kasım 2002’deki bir fotoğraf. Ben iktisat bakanıydım. Merhum Kemal Unakıtan, Abdüllatif Şener ve Erdoğan vardı. O günlerde bu çeşit görüşmeleri çok yapıyorduk. Türkiye’nin yerli yahut memleketler arası sermaye ve yatırıma çok gereksinimi vardı. Türkiye’ye sermaye getirecek kim var kim yoksa ağır görüşmeler yapılıyordu. Bu görüşmeler Türkiye’de de yurt dışında da yapılıyordu” sözlerini kullandı.

“FOTOĞRAF KARESİ ALINMAYAN GÖRÜŞMELER DE VAR”

Davos’taki görüşme içinse Babacan, “O görüşme trafiğinde bu türlü bir görüşme yapılmıştı. Benim olmadığım, fotoğraf karesi alınmayan görüşmeleri de oldu” cevabını verdi.

“BİR İNATLAŞMA VAR”

4 yıldır tutuklu bulunan Osman Kavala’nın durumuna da değinen Babacan, “Osman Kavala ile ilgili mevzu hakikaten bir hukuk garabeti. Belgelerde kanıta dayanan bir kabahat ögesi yok. Esasen bunu hem kendi Anayasa Mahkememiz hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de tespit etmiş durumda. Burada bir şahsi inatlaşma var.” sözlerini kullandı.

“BÖYLE BİR ÜLKENİN MİLLETLERARASI SİSTEMDE PRESTİJİ OLMAZ”

Babacan şöyle devam etti:

“Tutarlılığı olmayan, aklına geleni konuşan güvenilmez bir muhatap haline geldi Türkiye şu anda. Bu türlü bir ülkenin memleketler arası sistemde prestiji olmaz, aktifliği olmaz. Bir kişi üzerinden bütün iş dünyamıza, bütün düşünürlerimize, bütün sivil toplumumuza bir ileti veriyor: ‘Bak kardeşim, benim canım sıkılırsa insanı içeriye attırırım ve kim ne derse desin çıkartmam’. Bir kişi üzerinden bir bakıma dehşet salıyor.”