Bahçeli: CHP'nin Bilinmeyen Gündemini Ifşa Etmek Emeliyle Arkadaşlarımızı Anadolu'ya Gönderiyorum

MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, 2023 seçimleri için ‘Adım Adım 2023: Vilayet İl Anadolu’ temasıyla herkese ulaşacaklarını belirterek, “Bugünden itibaren yeni görevlendirmeleri yapıyorum, CHP’nin saklı gündemini, ağır kusurlu siyasetini halkımıza direkt aktarmak ve ifşa etmek gayesiyle arkadaşlarımızı Anadolu’ya gönderiyorum” dedi.

MHP Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin küme toplantısında konuştu. Bahçeli, cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümü için geri sayımın başladığını ve bu emelle Milliyetçi Hareket Partisi‘nin bütün imkanlarını seferber ederek Anadolu’da vatandaşlarla buluşma uğraşı içinde olduğunu belirterek, “Halkımızla hasret gideriyoruz, onları dinliyoruz, gelecek gayelerimizi paylaşıyoruz, politikalarımızı anlatıyoruz, başlarda biriken soru işaretlerine yanıtlar vermeye çalışıyoruz. Türkiye‘nin her köşesindeki kanaat başkanlarına, sivil toplum kuruluşlarına, muhtarlarımıza, esnaflarımıza, iş adamlarımıza, çiftçilerimize elimizi uzatıp gönlümüzü açıyoruz. ‘Adım Adım 2023: Vilayet İl Anadolu’ temasıyla herkese ulaşacağız, her kapıyı çalacağız, ayak basmadık yer bırakmayacağız. Çarşıda, pazarda, bağda, bostanda, mescitte, cemevinde, lisanda, dilekte, duada, Türkiye’nin geleceğinde birlikte olmak, birliğimizi güçlendirmek gayesiyle 2023’e kadar hiç durmayacağız. Bir öteki çalışmamız da bugünden itibaren şudur; tarihine sırt çevirmiş, kökünden uzaklaşmış, işgal edilmiş Cumhuriyet Halk Partisi‘nin gerçek yüzünü her yerde, her yöremizde anlatacağız. Özellikle 24 Haziran seçimlerinde CHP’nin en fazla oy aldığı 131 seçim bölgesinde; HDP’yle ittifakını, terörle uğraşa karşı gelişini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le bağını koparışını tek tek milletimizle, CHP’ye oy veren ulusal insanlarımızla paylaşacağız. Bugünden itibaren yeni görevlendirmeleri yapıyorum, CHP’nin zımnî gündemini, ağır kusurlu siyasetini halkımıza direkt aktarmak ve ifşa etmek emeliyle arkadaşlarımızı Anadolu’ya gönderiyorum. Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü tesadüflere bırakamayız” diye konuştu.

‘TÜRKİYE İNSAN HAKLARINA ONLARDAN ÇOK DAHA FAZLA SAYGILI’Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Lideri Joe Biden’ın G20 doruğundaki görüşmesini hazmedemeyen odaklar olduğunu ve onların kelam konusu görüşmeyle ilgili Beyaz Saray açıklamasını baz alarak değerlendirmede bulunduğunu tabir ederek, şöyle konuştu: “Biden’in, savunma iştiraki ve Türkiye’nin NATO müttefikliğinin altını çizdiği, S-400 satın alınmasına ait ABD’nin kaygılarını not ettiği, güçlü demokratik kurumların ehemmiyetini, insan haklarına saygıyı, barış ve refah için hukukun üstünlüğünü vurguladığı Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada tabir edilmiştir. Bunlar ABD’nin görüşüdür, şu anki idaresinin Türkiye’ye muhabbet beslemediği de açıktır. Biz hiç kimsenin övgüsüyle, taltifiyle, talimatıyla, tahkimatıyla olmadık, bugünlere gelmedik. ABD idaresi bilmiyorsa söyleyeyim, Türkiye insan haklarına onlardan çok daha fazla saygılıdır, yargı bağımsızlığımıza müdahale için Kavala bildirisi hazırlayan bu ülkenin sahip olmadığı kadar hukukun üstünlüğü bu ülkede hakimdir, havidir. S-400 konusu ise egemenlik sonlarımız içindedir, hiç kimsenin bu hususta Türkiye’ye ayar verip istikamet çizme densizliği karşılıksız bırakılmayacaktır. Türkiye’nin ABD’nin terör örgütleriyle yakın münasebet ve irtibatı hakkında ıstırap ve tasalarını paylaşmasının ne hikmetse üzeri örtülmek istenmektedir. ABD’nin fiili ortak yahut kara gücü olarak seçtiği terör örgütleri bumerang üzeredir, günü geldiğinde tutan elleri de yaralayacaktır. Biden’den çok Biden’cı kesilenler; Türkiye’ye yuvalanmış Washington lobisidir, emperyalizmin lekeli yüzleridir, iki taraflı çalışan casuslardır. Kaldı ki, Sayın Erdoğan ile Biden’ın görüşüp görüşmeyeceğinin günlerce çetelesini tutanların, Sayın Cumhurbaşkanı’nın beyanatlarından fazla ABD’nin açıklamalarına kulak kabartanların işin özünde kimlerin hesabına çalıştıkları fazla kelama yer bırakmadan deşifre olmuştur. Birleşmiş Milletler Doruğu’nda sonra kaynatılan dedikodu kazanı artık zilletin başına kaynar su olarak dökülmüş, alayını birden yakıp kavurmuştur. Bu çevreler, 18 Ekim bildirisinin tarafı olan büyükelçilerin geri adımlarını tevil gayesiyle, yok Türkçesi böyleydi, yok İngilizcesi şu manaya geliyordu diyerek kendi kendilerini yiyip bitirmişlerdir. Geçin bunları geçin, Türkiye’nin geri adımı, ulusal tezlerinden ödünler vermesi, tökezlemesi, tarihi gayrette geriye düşmesi demektir. Bu da Allah’ın müsaadesiyle olmayacak, görülmeyecek ham bir hayalden ibarettir.”‘CHP, HDP’YLE BİRLİKTE TEZKEREYE HAYIR, PKK’YA EVET DEMİŞTİR’Devlet Bahçeli, geçtiğimiz hafta Meclis Genel Şurası’nda oylanan Irak ve Suriye tezkeresine CHP ve HDP’nin ret oyu verdiğini anımsatarak, şunları söyledi: “CHP, HDP ile ele ele tutuşarak, hudut ötesine asker gönderilmesine, terörle çabanın devamına, ihanetin tepelenmesine ‘hayır’ demiştir. Bilfarz, Irak ve Suriye tezkeresi CHP ve HDP’nin istediği üzere reddedilmiş olsaydı, hudut ötesinde terör örgütleriyle gayret eden Türk askeri geri çekilecek, güney hudutlarımız uzunluktan boya terörizmin denetimine girecekti. CHP, tarihin yanlış yerinde durmakla kalmamış, Türkiye’nin de karşısında resmen ve dokümanlı halde konuşlanmıştır. Geldiğimiz bu kademede, CHP ile HDP, İP’in teşvikiyle tek bünyede birleşmiş, PKK’nın siyasetteki kolonları haline gelmişlerdir. Sorarım sizlere, bu olup bitenler zillet değil midir? Bu rezil ittifak düşmanın ileri karakolu olarak görülmeyecek midir? CHP, HDP’yle birlikte tezkereye hayır, PKK’ya evet demiştir. Türkiye’ye hayır, Türk ve İslam düşmanlarına evet demiştir. Şehitlere, gazilere, ulusal haysiyete hayır, teröristlere evet demiştir. Ulusal birlik ve dayanışma ruhuna hayır, bölücülüğe ve bölünmeye evet demiştir. Türk askerine hayır, Türkiye karşılarına evet demiştir. CHP idaresi, tarihi çizgisine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve Ulusal Çaba’ya hayır, hıyanete ve hasımlığa evet demiştir. Ey Kılıçdaroğlu artık geri dönüş yolların tümden kapanmıştır, geçmiş olsun sana, kendini de yaktın, partini de ateşe attın.”‘KÜRDİSTAN FİTNESİNE VÜCUTLARIMIZLA DİRENİR, BOZKURT ÜZERE KARŞI DURURUZ’Bahçeli, Osman Baydemir’in Paris’te yaptığı bir açıklamada ‘Siirt Kürdistan’dır. İşgalciler bilmelidir ki, şu an üzerinde konuk oldukları yeri ya Kürdistan olarak kabul edecekler ya da gelecekte Kürdistan’a komşu olacaklar’ sözlerini kullandığını hatırlatarak, şöyle dedi:

“Osman Baydemir isimli terörist, gelsin de bu kelamları Türkiye’de söylesin, uzaktan konuşması kolay, yüreği varsa karşımıza çıksın da Siirt Kürdistan’dır desin. Görüyorsunuz, Anayasa Mahkemesi kimlerin yanında duruyor, kimlerin kılıcını hak ihlali kisvesi altında utanmadan, sıkılmadan sallıyor. Yazıklar olsun, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonları dahilinde Kürdistan diye bir yer yoktur, asla da olmayacaktır, gerekirse şehit oluruz, gerekirse şahit oluruz, lakin üniter ulusal devletimizi asla parçalatmayız, asla böldürmeyiz, Kürdistan fitnesine vücutlarımızla direnir, Bozkurt üzere karşı dururuz. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti ismi ile temsil edilen siyasi, beşeri, fiziki, kültürel ve ekonomik coğrafyayı; Türk ulusal kimliğinde beden bulmuş milletimizi bir ve bütün olarak müdafaaya yemin etmiş siyasi bir anlayışın temsilcisidir. Çağdaş bir devlet olabilme, müreffeh ve uygar bir millet haline gelebilme, kişisel hak ve hukuka insaniyetin ulaştığı kozmik ölçülerde sahip olabilme gayesi elbette önceliklerimizdir. Lakin partimiz bu maksatların üstünde bir kavrayışla, ulusal kıymetlerin ve ulusal bekanın korunmasını vazgeçilmez varlık sebebi, hatta kutlu bir vatan vazifesi olarak ele almaktadır. CHP Genel Lideri ve arkadaşlarının sonu gelmeyen kimlik arayışları ve bölücüleri yasal gören gafletleri; terör örgütünün ümit ve cüret kaynağının kimler olduğunu belgeleyen somut datalar olarak karşımızdadır. Tezkere oylaması bu konudaki en çarpıcı kanıttır. Milletleşme sürecini durdurarak, geriye döndürerek, sekteye uğratarak gelişmiş, kalkınmış, demokratikleşmiş, hatta ayakta kalmış bir ülkeye şimdi rast gelinmemiştir. Türklük tarih içerisinde çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış ulusal kimliktir. Buradan zillet ittifakını uyarmayı ulusal bir misyon addediyorum. Girdiğiniz yol tehlikelerle doludur. Ulaşılacak sonuç Anayasamızın değişemeyecek hususlarını değiştirmeye yönelik teşebbüs olup vatana ihanetle muadildir. CHP-İP-HDP ve başka zillet yedeklerinin Sevr sevdalısı olarak karşımıza geçmesine Türk milleti tahammül etmeyecek, zillete tamam demeyecek, Allah’ın müsaadesiyle sahnelenen oyunu bozacaktır.”