Bir tarikat düşünün ki cinselliğin günah olduğunu düşündükleri için üyelerinin cinsel organlarını kessinler… Enteresan, değil mi? İçeriğimizde sizler için bu değişik tarikat Skoptsy’ye yer verdik.
Tanrı’ya ulaşma maksadıyla belli davranışlar sergileyen ve ibadetler eden tarikatlar geçmişte her kültürde karşımıza çıkmakta.
Skoptsy tarikatı da onlardan biri…
18. yüzyılın sonlarında Kondraty Ivanovich Selivanov tarafından kurulan tarikatın üyeleri değişik bir anlayışa sahip.
Rus İmparatorluğu’nda ortaya çıkan Skoptsy tarikatının üyeleri kendilerine Allah’a günahsız bir biçimde ulaşabilmek için birbirinden değişik fizikî ziyanlar vermekteydi.
Tarikatın üyeleri Adem’in birinci günahının cinsel birliktelik olduğunu düşünüyordu ve bu günahtan kurtulmak için cinsel aktivitelerden kaçınıyorlardı.
Bazı tarihçilere nazaran tarikat, ailenin iki çocuğu olduktan sonra anne ve babanın hadım edilmesi kuralını temel almaktaydı.
Bununla birlikte bu inanışı ergenlik devirlerinde yerine getiren sonrasında dilerlerse evlat edinen üyeler de bulunmaktaydı.
Manevi aydınlanma için dünyevi zevklerinden vazgeçtiklerini düşünen tarikat üyelerinin sayıları gün geçtikte artıyordu.
Cinsel organlarını kestiren tarikat üyeleri bu kuralın yanında nizamlı oruç tutmak, ‘çul’ ismi verilen kumaştan yapılmış kıyafetler giymek ya da Skoptsy tarikat mensubu olmayan bireylerle tokalaşmamak üzere katı kurallara da sahiplerdi.
Rus Ortadoks Kilise’sine karşı olumsuz haller ve kınanmalarla yetkililer tarafından 20. yüzyılın başlarında yasadışı ilan edilen Skoptsy tarikatının üyeleri bu yasağa karşın yalnızca birebir inanca sahip olan şahısların bulunduğu küçük köylerde ömürlerini sürdürmeye devam ettiler.
Birçoğumuz bir insanın ruhsal bir aydınlanma yaşayabilmesi için bu kadar sert kurallara sahip bir tarikatı neden seçtiğini anlamayabiliriz.
Ancak Skoptsy tarikatının Dostoyevski’nin Kabahat ve Ceza’sında ya da Tolstoy’un Savaş ve Barış’ında da geçtiği üzere yüzyıllar sonra bile insanlara ilham vermeye devam edeceği ve tarihte halihazırda bir iz bırakmış olduğu inkar edilemez.
