Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP, Terör örgütünün Oyuncağı HDP'ye Biat Etti"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “CHP, terör örgütünün oyuncağı HDP’ye biat etti”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan :

“CHP idaresi oylamaya saatler kala tezkereye ‘hayır’ diyeceklerini ilan etti”

“Asıl kıymetli olan ülkemizin en büyük ikinci partisi durumundaki CHP’nin terör örgütünün oyuncağı HDP’ye teslim olması, HDP’ye biat etmesi, HDP’ye boyun eğmesidir. Yazık. Hem demokrasimiz ismine hem ulusal güvenliğimiz ismine ne kadar hüzün verici, ne kadar hüzünlü bir tablo”

“Kendilerine ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ diyenlerin onlara ‘Mustafa Kemal’in itleri’ diyerek hakaret edenlerin dümen suyuna girdiğini görmek bizim bile ağırımıza gidiyor”

“İYİ Parti idaresi ve milletvekillerinin siyaset üstü ulusal bir husus olan Suriye ve Irak’taki terörle gayret operasyonlarına imkan veren bu tezkereyi desteklemelerini memnuniyetle karşıladık”

“Büyükelçilerin ülkemize ve yargı kurumlarımıza yönelik ağır bir hakaret olarak gördüğümüz açıklamasının akabinde kimin nerede durduğunu daima birlikte takip ettik”

“Ülkemize ve yargımıza bühtan edilen birinci açıklamayı sevinçle karşılayıp, özür açıklaması karşısında hayal kırıklığına kapılanların bu topraklarla ne gönül bağı, ne kök bağı yoktur, olamaz”

“Sen kimsin? Sen Osmanlı’yla nasıl hakaret edersin? 600 yıl dünyaya nam salmış bir Osmanlı’ya sen nasıl hakaret edersin? Bu ne saygısızlık? Buna bizim kitabımızda cibilliyet prestijiyle bozuk denir”

ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak ve Suriye tezkerelerine hayır oyu veren CHP’yi eleştirerek, “Asıl değerli olan, ülkemizin en büyük ikinci partisi durumundaki CHP’nin terör örgütünün oyuncağı HDP’ye teslim olması, HDP’ye biat etmesi, HDP’ye boyun eğmesidir. Yazık. Hem demokrasimiz ismine hem ulusal güvenliğimiz ismine ne kadar keder verici, ne kadar acıklı bir tablo. Kendilerine ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ diyenlerin onlara ‘Mustafa Kemal’in itleri’ diyerek hakaret edenlerin dümen suyuna girdiğini görmek bizim bile ağırımıza gidiyor” dedi.

TBMM’de AK Parti Küme Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin Suriye ve Irak tezkerelerine ‘hayır’ oyu vermesini eleştirerek, CHP’nin terör örgütünün oyuncağı haline gelen HDP’ye biat ettiğini belirtti. Erdoğan, konuşmasında CHP Önderi Kılıçdaroğlu’nu da eleştirerek, Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin buyruk eri pozisyonuna geldiğini söyledi. Yangınlar ve sel baskınları ile gayret edilen bir yılın akabinde artık de kuraklık tehdidi olduğunu söyleyen ve ekim ayının sonuna gelinmesine karşın Türkiye’nin kıymetli bir kısmının tarım üretimi için muhtaçlık olan yağışa kavuşamadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl da kuraklık pek çok yerde rekoltenin düşmesine yol açmıştı. Dünyadaki genel ekonomik çalkantılar ülkeleri besin tedariki konusunda tasaya sevk etmektedir. Bu da stokları yükseltme eğilimine, münasebetiyle global seviyede fiyatların yükselişine sebep olmaktadır. Türkiye olarak bu tablo karşısında önlemlerimizi alıyoruz. Öncelikle kendi çiftçimizi destekliyoruzç Hükümetlerimiz periyodunda verdiğimiz ziraî takviye sayısı bugünkü fiyatlarla 396 milyar lirayı bulmuştur. Bu yıl gübre dayanağında yüzde 100 artış yaparken, mazot maliyetinin yüzde 50’sini karşılamayı sürdürdük. Bilhassa arz açığımızın olduğu eserlerin üretimi konusunda çiftçimizi daha çok destekliyoruz. Bu anlayışla yağlı tohumlu bitkilerin üretimi ve hayvancılık üzere

alanlara özel kıymet veriyoruz. Kırsal kalkınma yatırımlarını destekleme programları kapsamında bugüne kadar 13 bin 634 projeye 3,6 milyar lira hibe verdik. Böylelikle 108 binin üzerinde yeni istihdamın ortaya çıkmasını sağladık. TMO’yu hem eserlerin hak ettikleri fiyattan alımı hem de çiftçilerimize uygun fiyatlı hububat ve yem bitkisi satışı konusunda faal biçimde kullanıyoruz. Tarım sigortasından sonra gelir müdafaa sigortasını da hayata geçirerek çiftçilerimizin alın terini teminat altına almaya çaba gösteriyoruz. Çiftçimizi kuraklık karşısında koruya yönelik sigortalardaki devlet dayanağını randıman bedelinde yüzde 80’e primde yüzde 70’e yükselttik. Bu yıl TARSİM kapsamında düzenlenen poliçe sayısı bir milyon 810 bine, prim dayanağı ölçüsü da 1,8 milyar liraya çıktı” diye konuştu.

Toprakların randımanını artıran sulama sistemlerini yaygınlaştırdıklarını, bugüne kadar 600 baraj, bin 457 sulama tesisi inşa ederek hizmete sunduklarını kaydeden Erdoğan, AK Parti hükümetleri devrinde 20 milyon hektar yeni alanı sulamaya açarak yılda 60 milyar liralık zirai gelir artışı sağladıklarını kaydetti. Erdoğan, “Geçtiğimiz hafta tamamlanan Su Şurası’nın akabinde ülkemizin kısa, orta ve uzun vadeli su stratejilerini kamuoyu ile paylaştık. Elbette son periyotta her kesim üzere çiftçilerimizin yaşadığı ıstırapları yakından takip ediyoruz. Salgınla birlikte başlayan global üretim ve lojistik krizi tarım bölümünde gübre, yem ve güç fiyatlarında çok önemli artışlara yol açtı. Global gelişmeler kaynaklı girdi maliyetlerindeki artışları üreticilerimize en az biçimde yansıtmak için her türlü uğraşı gösteriyoruz. Üreticilerimizden ricam, tek karış boş arazi bırakmadan tarlalarını ve seralarını ekmeleri, ahırlarını dolu tutmalarıdır. Dünyadaki bu dalgalanmanın bir süre daha süreceği anlaşılıyor. Bu güç periyotta yapılan hiçbir fedakarlığın, verilen hiçbir emeğin, dökülen hiçbir alın terinin karşılıksız kalmayacağından emin olmanızı bilhassa istiyorum. Açıkladığımız alım fiyatlarını bu anlayışla en yüksek düzeyde belirliyoruz. Tarım eserlerinde fiyat istikrarı ve üretim planlaması için mukaveleye dayalı yeni modeller geliştiriyoruz. Bizim için tarım bölümü en az savunma sanayi kadar kıymetlidir. Üreticiyi koruyan, tüketiciyi kollayan bir anlayışla çiftçilerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Meclisimizin de bu bahiste üzerine düşenleri yapacağından kuşku duymuyorum” biçiminde konuştu.

“Her milletvekili kendi karnesini kendi eli ile doldurmaktadır”

AK Parti’nin 20 yıllık geçmişindeki muvaffakiyet zincirinin kendi kendine ortaya çıkmadığını, her periyotta alanda milletle bağlarını en güçlü formda tutarken, idare düzeyinde de şiddetli bir uğraş verdiklerini kaydeden Erdoğan, “Tıpkı Türkiye’nin ve milletimizin bu coğrafyadaki varlığını bin yıldır hazmedemeyenler olduğu üzere AK Parti’nin 20 yılı geride bırakan iktidarını da hala kabullenemeyenler var. Birinci günden beri söylediğimiz üzere, bizim tüm bu başarılarımızın tek formülü, Allah’ın ipine sarılmak ve milletimize güvenmek, milletimize dayanmaktır. Biz imanımızla, inancımızla, azmimizle, gece-gündüz çalışmakla bu günlere geldik. Karşımıza çıkan her manisi, her tuzağı, ardımızdan yazılan her senaryoyu bu formda aşarak yolumuza devam ettik. İktidarımızın birinci gününden itibaren daima rejim tartışmaları yürütüldü. Ortadan 20yıl geçti, hala birebir tartışmanın ekmeğini yemeye çalışanlar olduğunu görüyoruz. Halbuki Türkiye bu süreçte demokraside, iktisatta, diplomaside, temel hizmet alt yapılarında kaç tarihi ıslahatları hayata geçirdi. Eğitimi, sıhhati, güvenliği, adaleti, ulaştırması, gücü, endüstrisi, tarımı, şehirciliği, sporu, turizmi, toplumsal yardımları ile her alanda ülkenin çehresini biz değiştirdik. Ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle refah düzeyi yükselen, hayat kalitesi artan, ufku genişleyen milletimiz geleceğine itimatla bakmaya başlamıştır. Buna karşın kendi siyasi ve şahsi ikbalini çalışmak ve proje üretmek yerine ülkenin ve milletin felaketine bağlayanların çırpınışları, palavra ve iftira kampanyaları hiç durmadı. Türkiye’ye hasımlık besleyen çevreler terör örgütleri ile global şer çeteleri ile birlikte çalışmaktan çekinmeyecek kadar gözü dönen eşi gibisi görülmemiş bir takım ile karşıyayız. Bunlar daima olarak ‘ülke çöktü, devlet battı, millet bitti’ edebiyatı yapmaktadır. Kalbinin ve başının pusulası kendi ülkesini ve milletini değil de öbür yerleri gösterenler ile bu toprakların asil evlatları ortasındaki gayret hiç bitmedi, bitmeyecek. Biz düşmanı fiziki olarak bu topraklardan attık ancak geride bıraktığı zihniyet kirinden hala kurtulamadık. Tarihi yahut şimdiki bahisler üzerinden ülkemize yönelik her atağın istekli fedaisi olmayı varlık gayeleri haline getirenlere en hoş karşılığı merhum Akif veriyor, ‘Afakına yüklense de binlerce mehalik, batmazdı bu devlet, ‘Batacaktır’ demeyeydik. Batmazdı, hayır batmadı, hem batmayacaktır; tek sen uluyan ye’si gebert, azmi uyandır, kafi ona can vermeye bir nefha-i iman; davransın ümidin, bu ne heybet, bu ne hirman? Mazideki hicranları susturmaya başla; evladına sağlam bir emel mayesi aşla, Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol. Yol varsa budur, bilmiyorum öbür çıkar yol.’ Birçok aşılmaz sanılan mahzurları aştığımız, bitirilemez sanılan düşünceleri bitirdiğimiz üzere bu kirli, karanlık, bozguncu zihniyetin de köklerini Allah’ın müsaadesi ile kurutacağız. Ümitsizlik ve karamsarlık yerine azmi ve çalışkanlığı temel alan bir yaklaşımla milletimizin her probleminin tahlili için uğraş göstermeyi sürdüreceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını adım adım gerçekleştiriyoruz” açıklamasında bulundu.

“Asıl değerli olan CHP’nin terör örgütünün oyuncağı HDP’ye biat etmesi, HDP’ye boyun eğmesidir”

Meclis Genel Heyetinde Türkiye’nin Irak ve Suriye topraklarına terörle uğraş hedefiyle hudut ötesi operasyonlar yapabilmesi için cumhurbaşkanına verilen yetkinin 2 yıl uzatılmasıyla ilgili bir tezkerenin oylandığını kaydeden Erdoğan, “Esasen bu tezkere, ülkemize yönelik hudut ötesi terör tehditlerine karşı uzun yıllardır devam eden rutin bir uygulamadır. Son 71 yılda 76 farklı tezkere Mecliste görüşülmüş ve kabul edilmiştir. Suriye ve Irak ile ilgili tezkerenin hedefi da sonlarımız boyunca kurulmak istenen terör koridoruna müsaade vermemek ve ülkemize yönelik terör hücumlarını kaynağında kurutmaktır. Bu tehdit PKK, YPG yanında DEAŞ üzere terör örgütlerinden de kaynaklanmaktadır. Son tezkere oylaması öncesinde HDP yöneticileri çıktılar CHP’ye davet yaptılar. Bu davet da, HDP’nin içinde fiilen yer aldığı lakin resmen varlığının inkar edildiği siyasi ittifakın devamı CHP’nin tezkereye takviye olmaması koşuluna bağlanıyordu. Bunanla da kalınmayarak CHP tehdit ediliyordu. Bu türlü bir durumda onurlu bir partinin ve önderi çıkıp ‘siz kim oluyorsunuz da bizi tehdit ediyorsunuz, biz kendi siyasetimizi kendimiz belirleriz’ diyerek HDP’lilere ağızlarının hissesini vermesi beklenir. Lakin karşımızda artık bu türlü bir CHP mevcut değildir. CHP idaresi oylamaya saatler kala tezkereye ‘hayır’ diyeceklerini ilan etti. Biz bugüne kadar nasıl CHP’ye ve iplerini ellerine verdiği efendilerine karşın ülkemizin güvenliğini sağlayacak adımları atmışsak bundan sonra atmayı sürdüreceğiz. Türkiye’yi Suriye’den dışlamak isteyenlerin kullandığı ne kadar argüman, sergiledikleri ne kadar çirkeflik varsa hepsini de güya soru haline getirip önümüze koyuyorlar. Tamam biz kimin kılıcını çaldığınızı biliyoruz da, siz kendinizi bu kadar muhakkak etmeyin. Burada asıl kıymetli olan, ülkemizin en büyük ikinci partisi durumundaki CHP’nin terör örgütünün oyuncağı HDP’ye teslim olması, HDP’ye biat etmesi, HDP’ye boyun eğmesidir. Yazık. Hem demokrasimiz ismine hem ulusal güvenliğimiz ismine ne kadar hüzün verici, ne kadar dokunaklı bir tablo. Kendilerine ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ diyenlerin, onlara ‘Mustafa Kemal’in itleri’ diyerek hakaret edenlerin dümen suyuna girdiğini görmek bizim bile ağırımıza gidiyor. Allah CHP’ye gönül veren vatandaşlarımızın sabrını artırsın. Fakat anlaşılan o ki, CHP idaresi bu fotoğraftan rahatsızlık duymuyor. CHP Genel Liderinin askerliği çocuk oyuncağı yahut televizyon gösterisi sanan cehaletini de milletin taktirine bırakıyorum. Global ve bölgesel askeri işbirlikler, diplomatik incelikler, ülkenin ve milletin menfaati için atılacak adımlar konusunda en küçük bir fikri, daha doğrusu bu türlü bir sıkıntısı olmayanla bu konuları konuşmak bile abestir. TSK’nın muharip gücünün tamamının profesyonel askerlerden oluştuğunu bilmeyecek, hudut ötesi harekatların sokaktan toplanan rastgele bireylerle yapıldığını sanacak kadar bilgisiz bir tip ile karşı karşıyayız. Bizim TSK’nın Başkomutanı olduğumuz doğrudur, asıl sorulması gereken soru, Kılıçdaroğlu’nun nasıl olup da HDP’nin buyruk eri pozisyonuna geldiğidir. Türkiye’nin ve Türk milletini aleyhinde ne materyal varsa dört elle sarılanların ülkenin menfaatleri kelam konusu olduğunda bu türlü savrulmalar yaşamasına artık şaşırmıyoruz. CHP ile HDP’nin perde gerisinde esasen bildiğimiz paydaşlığı bu tezkere oylaması vesilesiyle aleniyet kazanmıştır” dedi.

ÂLÂ Partili milletvekillerinin tezkereye ‘evet’ oyu vermelerini memnuniyetle karşıladıklarını belirten Erdoğan, “Buna karşılık ittifakın başka resmi ortağı İP tezkereye ‘evet’ oyu vererek CHP ve HDP’den farklı bir yol izledi. YETERLİ Parti idaresi ve milletvekillerinin siyaset üstü ulusal bir husus olan Suriye ve Irak’taki terörle gayret operasyonlarına imkan veren bu tezkereyi desteklemelerini memnuniyetle karşıladık. Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti ve MHP olarak ülkemizin bekasını ilgilendiren her problem üzere bu hususta da tam bir görüş ve hareket birliği içinde olduğumuzu tekrarlamaya gerek bile duymuyorum” diye konuştu.

“Bir yüzsüzlük abidesinin bu türlü haysiyetli bir duruşu anlamasını esasen beklemiyorum”

Bir küme büyükelçinin Türkiye’de hala devam eden bir davaya yönelik yaptığı açıklamaya karşı sergiledikleri unsurlu ve onurlu duruşun Kılıçdaroğlu’nu rahatsız ettiğini kaydeden Erdoğan, “Bir periyot başında bulunduğu SSK’yı batıran, partisine bir kaset kumpası sayesinde genel lider olan, ülkenin dört bir yanında yükselen partisi için taciz, tecavüz, hırsızlık skandallarına sırtını dönen, girdiği her seçimi kaybettiği, bu türlü bir durumda ‘gereğini yapacağını’ söylediği halde yerinden kıpırdamayan bir yüzsüzlük abidesinin bu türlü haysiyetli bir duruşu anlamasını, desteklemesini zati beklemiyorum. Büyükelçilerin ülkemize ve yargı kurumlarımıza yönelik ağır bir hakaret olarak gördüğümüz açıklamasının akabinde kimin nerede durduğunu daima birlikte takip ettik. Artık muhalefetin gayri ulusal tavrını gösteren kısa bir görüntü izleyelim” diyerek salonda bulunanlara hazırlanan görüntüyü izletti.

Erdoğan, “Bu tıp hadiseleri tıpkı vakitte ülkemizdeki yerli ve ulusal duruş sahipleri ile müstemleke zihniyetlileri ayırt etmenin bir vesilesi olarak görüyoruz. Ülkemize ve yargımıza bühtan edilen birinci açıklamayı sevinçle karşılayıp, özür açıklaması karşısında hayal kırıklığına kapılanların bu topraklarla ne gönül bağı, ne kök bağı yoktur, olamaz” dedi.

“Buna bizim kitabımızda cibilliyet prestijiyle bozuk denir”

Kılıçdaroğlu’nun kamu görevlilerine yönelik kelamlarını eleştiren Erdoğan, salondakilere ikinci bir görüntü izletti. Görüntünün akabinde konuşan Erdoğan, “Bu ülkenin her memuru, her kamu vazifelisi, her meslek mensubu, her bireyi devletinin müdafaası ve teminatı altındadır. Kılıçdaroğlu’nun hezeyanları kendini rezil etmenin ötesinde bir manaya sahip değildir. Kendi partisini yönetmekten aciz, olup bitenler karşısında çaresiz, ağzından çıkandan haber siz bir genel liderin ülkenin yönetimi konusunda atıp tutmasından daha gülünç, daha trajikomik ne olabilir. Bu zavallının durumunun tababet ilminin misyon alanına gerdiğini daha evvel söylemiştim. Münasebetiyle lafı fazla uzatmaya gerek yok. Adama bak, Osmanlı’ya hakaret ediyor. Sen kimsin? Sen Osmanlı’yla nasıl hakaret edersin? 600 yıl dünyaya nam salmış bir Osmanlı’ya sen nasıl hakaret edersin? Bu ne saygısızlık? Buna bizim kitabımızda cibilliyet prestijiyle bozuk denir. 6 asır dünyaya nam salacak, dünyanın bir ucundan başka ucuna nam salacak, bu türlü bir ecdada hakaret edeceksin. Bunu yedirmeyiz, buna fırsat vermeyiz, buna müsaade etmeyiz. Sin kimlerle nasıl geçineceksen geçin. Bu kadar merak ettiğin Suriye, o topraklarda bile ecdadın ayak izleri var. Çok merak ediyorsun ya. Misak-ı Ulusal denilen o mutabakatın da yerinde tekrar Osmanlı’nın mirası var. Ben inanıyorum ki, 2023 Bay Kemal’in yeni bir ders aldığı yıl alacaktır” diye konutu.

“Azerbaycan parmakla gösterilen ülkeler ortasında yerini alacaktır”

Konuşmasının sonunda Azerbaycan ziyareti hakkında bilgi veren Erdoğan, şu sözleri kullandı:

“Azerbaycan çok önemli bir kalkınmanın, ayağa kalkışın örneklerini veriyor. Aramızdaki bu dayanışma inşallah bu biçimde devam

etmek suretiyle de çok kısa vakitte Azerbaycan parmakla gösterilen ülkeler ortasında yerini alacaktır. Tarımda hoş adımlar atıyorlar. Şu anda Ermenilerin döşediği mayınlar temizleniyor. O mayınların temizlendiği yerler tarım alanı haline getiriliyor. Bu hususta ağır çalışmaları var.”