Eski Çağlarda İnsanların Moda Anlayışına ve Hayat Usulüne Taraf Vermiş ‘Influencerlar’

Yaşadığı periyot boyunca çeşitli ‘şapka’ tarzları deneyin Burnside, ABD’nin senatosunda yer alıyordu. Zenginlerin hayatına taraf veren bir kişi olarak Burnside, modaya taraf veren bi’ kişilik olarak değerli bir role sahipti. Burnside’ın bıyıklarının ve saçlarının birleşmesi bile o vaktin modasına taraf verdi ve birçok insanın da bu biçimi benimsemesine vesile oldu.

Göz Atın

Epic Games Satın Alımda “Looks Like Something Went Wrong” Hatası

RDR 2 Giriş Ekranı Chapter 1’de Kaldı Nasıl Düzelir?

1848’de, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bayanlar, Seneca Falls Konvansiyonu’yla birlikte hükümette daha fazla iştirak arayışına girdi ve daha evvel marjinalleştirilmiş figürler ve sesler kamusal bilince girdi. Konvansiyona katılan Amelia Bloomer, bir yıl sonra bayan hakları ve alkol yasağı mevzularına odaklanan The Lily isimli bir gazeteyle kendi ve öbür bayanların sesini duyurdu. 1853’te Bloomer, bilhassa giysi kuralları ve kıyafet ıslahatı konusunda bayan hakları için açık kelamlı bir savunucu haline geldi. Bloomer, kendi yaşındaki bayanların giymesi beklenen korseler ve elbiselerin çok kısıtlayıcı ve potansiyel olarak tehlikeli olduğunu düşünerek, eteğinin altında daha gevşek ve rahat bir seçenek olan geniş kesitli pantolonları halka göstermeye başladı. Pantolonları daha evvel de birtakım bayanlar giymiş olsa da, Bloomer’ın The Lily’deki açık kelamlı savunuculuğu ona bu giysilerin ismi olan ‘bloomers’ı kazandırdı.

1888’de Washington, D.C.’deki bir drag balosunda William Dorsey Swann, siyahi erkeklerle birlikte elbiselerle süslendi. Polis gelince birçok kaçarken Swann, direnerek polisin davranışını eleştirdi. Swann’ın tutuklanması, Amerika tarihinde queer baskısına karşı birinci direniş hareketlerinden biri oldu ve drag kültürüne ve ileriki aktivistlere ilham verdi.

I. Elizabeth 16. yüzyılın ortalarında çiçek hastalığına yakalanarak yüzünde izler ile yaşadı. Bu izleri örtmek için kurşun ve sirke karışımıyla yapılan beyaz makyajı kullanarak trend başlattı. Elizabeth’in beyaz makyajı, yüzündeki kusurları gizlemenin yanı sıra sembolik bir maske haline gelerek onu hayranlarından ve rakiplerinden korudu. Elizabeth’in makyajı ve modası, Elizabeth devri hoşluk standartlarını etkileyerek beyaz bir yüzün gençlik ve zenginlik sembolü haline gelmesini sağladı.

Madame Wellington Koo, Republic of China’nın birinci ‘first lady’si olarak misyon yapmasının yanı sıra Çin moda dünyasına da kıymetli katkılarda bulundu. En değerli katkısı, qipao ismi verilen klâsik Çin kıyafetinin popülerleşmesini sağlamasıydı. Madame Koo, qipao’yu üst sınıflardan bağımsız olarak her toplumsal sınıftan bayanların giyebileceği bedene oturan bir elbise haline getirdi. Madame Koo’nun yenilikçi yaklaşımı ve tarz anlayışı, onu Çin moda tarihinde ikonik bir figür haline getirdi.

Kraliçe Victoria’nın beyaz düğün elbisesi, beyaz düğün elbiselerinin standart haline gelmesine yol açtı ve bir düğün geleneği başlattı. Elbisenin beyaz olması, zenginliğin bir göstergesi olarak da kabul edilebilir. Bu geleneğin tesiri günümüzde hala devam etmektedir.

Fransız dizayncı Coco Chanel, küçük siyah elbise, bayan ekip elbisesi ve kare çanta üzere birçok ikonik moda yeniliğinden ötürü ün kazandı. Fakat birebir vakitte bronzlaşma üzere daha az dikkat çeken bir hoşluk trendinde de tesirli olduğu yaşadığı devir boyunca takdir topladı. Chanel’in bronzlaşmış cildiyle 1923 yılında Cannes, Fransa’da bir yatta fotoğraflanmasıyla bronzlaşma, hem toplumsal olarak daha kabul edilebilir hale geldi hem de hoşluk sembolü olarak algılandı. Chanel, birkaç yıl sonra düzenlediği bir moda gösterisinde bronzlaşmış modelleri kullanarak bronz cildi bir hoşluk standardı olarak daha da teşvik etti.

Peruk, tarih boyunca farklı periyotlarda görülmüş olsa da, popülerlik kazanması XIV. Louis’in tesirine dayanmaktadır. Louis XIV’in kalın siyah saçları, kral ve soylular için yeni bir standart oluşturarak perukların moda olmasını sağladı. Başka soylular, XIV. Louis’in saç tarzını taklit etmek için kendi peruklarını takmaya başladı. Enteresan bir formda, XIV. Louis’in kendi saçları seyrekleşmeye başlayınca o da peruk kullanmaya başladı. Misal halde, II. Charles da kendi saçının beyazlamasını gizlemek için peruk kullanmaya başladı.

Kleopatra’nın, sürmeli gözler, Antony ve Kleopatra oyunu ve Julius Caesar ile bağlantısı üzere birçok çağrışımıyla tanınır. Kleopatra’nın saç modeli olan saç tarzı, sıkı örülü saçların ense topuzu formunda toplanmasıdır. Roma’da kısa müddet geçirmesine karşın Kleopatra’nın tesiri uzun yıllar boyunca devam etmiş ve saç modeli Roma heykelleri ve üst sınıf bayanların tercihi olmuştur. Bu tarz günümüzde hala Kleopatra’nın tasvirlerinde kullanılmaktadır.

Giuseppe Garibaldi, 19. yüzyılda İtalya’nın birleşmesi için savaşan bir generaldi ve kırmızı gömlekleriyle tanındı. Bayan destekçiler, Garibaldi’nin kırmızı gömleklerini günlük giysi olarak benimsedi ve trend süratle yayıldı. Bu ‘Garibaldi gömleği’, çağdaş bayan giysisinin temel modüllerinden biri olan bluzun öncüsü olarak kabul edildi.

Emiliano Zapata, Meksikalı bir devrimci başkan olarak üst dudak üzerindeki bıyığı sembolik hale getirdi. Uzun ve kalın bıyığı, köylülerin hakları için uğraş ve arazi talepleriyle ilişkilendirildi. Zapata’nın tesiriyle, kimi Meksikalı erkekler bugün bile bıyık bırakmayı sürdürmektedir.

Morris Frank, Tennessee’deki varlıklı bir ailenin en küçük oğlu olarak ayrıcalıklı bir çocukluk geçirdi. Gözlerini bir at binme kazası sonucu kaybetmesiyle Dorothy Eustis’in rehber köpeklerle ilgili çalışmalarına ilgi duymaya başladı. Eustis ile tanışıp kendi rehber köpeğiyle eğitim alan Frank, engelli insanların günlük hayatta bağımsızlık ve güvenlik kazanmasını sağlamak için rehber köpeklerin ehemmiyetini vurguladı. Frank’ın liderliğinde, Amerika’da Seeing Eye programı kuruldu ve görme engelliler için birçok imkan sağlandı.