TBMM Dışişleri Kurulu Lideri Kılıç'tan, ABD'li Senatör Menendez'e Reaksiyon

TBMM Dışişleri Kurulu Lideri Kılıç’tan, ABD’li Senatör Menendez’e reaksiyon

18 Şubat 2022, 16:01 yayınlandı 18 Şubat 2022, 16:01 güncellendi

TBMM Dışişleri Komitesi Lideri Akif Çağatay Kılıç, “ABD’li Senatör Menendez’in, Sayın Cumhurbaşkanımızı ‘sorun’ olarak görme eğilimi esasen Türkiye‘yi ‘sorun’ olarak algılama niyetinin tezahürü.” dedi.

Kılıç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, New Jersey Senatörü ve ABD Senatosu Dış Münasebetler Komitesi Lideri Menendez’in, Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik açıklamalarına reaksiyon gösterdi.

Öbür ülkelerin, Türkiye’nin iç işlerine müdahale manasına gelecek tutum ve davranışlarına müsamaha göstermemenin, AK Parti hükümetinin dış siyasette hassasiyetle üzerinde durduğu hususların başında geldiğini söyleyen Kılıç, “Bizler nasıl öbür ülkelerin iç işlerine, siyasi tercihlerine karışmıyor ve bu bahislerde tarafsız ve saygılı bir hal sergiliyorsak birebir davranışı karşı taraftan da beklemeyi kendimize hak olarak görüyoruz.” diye konuştu.

Kılıç, ABD Senatosu Dış Münasebetler Komitesi Lideri Menendez’in, bir müddettir açıklamalarıyla Türkiye aksiliğini açıkça ortaya koyduğunu belirtti.

Aslen hukukçu olan Senatör Menendez’in, 2006’dan bu yana New Jersey eyaletinden ABD Senatosu’na seçilen bir siyasetçi olduğunu, 2013 ve 2015 yılları ortasında ve 2020’nin başından bu yana ABD Senatosu Dış İşleri Komitesi Başkanlığını yürüttüğünü anımsatan Kılıç, 2015’te federal yolsuzluk suçlamalarıyla gündeme gelen Menendez’in, ABD Senatosu Seçilmiş Etik Komitesi tarafından “ciddi biçimde uyarıldığının” kamuoyu tarafından bilindiğini vurguladı.

“Senatör Menendez’in öz geçmişine bakıldığında, Türkiye’ye yönelik kelamda Ermeni savlarına ait tavrını bir nebze açıklasa da demeçlerinin siyasi ahlak ve etikten mahrum niteliğine mazeret olamamaktadır” sözünü kullanan Kılıç, Menendez’in, bir mühlet evvel Yunanistan tarafından Büyük Haç Onur Nişanı, Güney Kıbrıs Rum İdaresi tarafından da Makarios Büyük Haç Onur Nişanı ile ödüllendirildiğini hatırlattı.

Senatör Menendez’in, bu iki ödül dışında öbür bir ülkeden rastgele bir nişan ya da ödül almamasını da dikkate bedel bulduğunu belirten Kılıç, şu görüşleri paylaştı:

“Bu datalara baktığımızda Senatör Menendez’in, ülkemize sempati ile yaklaşmasını beklemenin çok gerçekçi olmadığını bilmekle birlikte, sanıyorum en azından, ABD Senatosu Dışişleri Kurulu Lideri olarak verdiği demeçlerin şahsî hissi yaklaşım ve değerlendirmelerden arındırılmış, üstlendiği vazifenin ve pozisyonunun saygınlığına uygun olarak daha tarafsız ve önyargılardan uzak bir formda yapılmasını talep etmek hakkımızdır diye düşünüyorum. Fakat Senatör Menendez’in, genelde ülkemize özelde ise Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı son derece olumsuz hisler beslediğini ve bunun değişmesini sağlayabilecek temaslardan da itinayla kaçındığını görüyoruz.”

TBMM Dışişleri Kurulu olarak haziranda ABD’ye ziyaret gerçekleştirdiklerini anımsatan Kılıç, ziyarette muhalefet partilerine de mensup komite üyeleri ile çok sayıda senatör ve Temsilciler Meclisi üyesi ile görüştüklerini aktardı.

“Düşmanlığı açıkça ortaya koyduğunu gördük”

Bu temaslarda çok olumlu ve yapan geçenlerin yanı sıra muhatapların bir kısmının çeşitli bahislerde hükümetin dış siyaseti ile ilgili olumsuz niyetlerini de dinlediklerini, bu mevzularda kendi yaklaşım ve değerlendirmelerini aktarma imkanı bulduklarını lisana getiren Kılıç, şöyle devam etti:

“ABD’de bulunduğumuz müddet zarfında Senatör Menendez ile bir ortaya gelme imkanını ne yazık ki bulamadık. Bu durumun tek açıklamasının, Senatör Menendez’in, ülkemize ait his ve kanılarını bizlere direkt aktarmak ve bizlerin görüşlerini de dinlemekten fazla Türkiye aleyhtarı demeçlerini bu halinden şad olacak etraflarda dillendirmekten hoşlandığı formunda olabileceğini ve siyasi varlığını da bu temel üzerine inşa ettiğini düşünüyorum. Aksi takdirde farklı görüşler taşısak da bunları uygar bir ortamda ve uygar beşerler olarak tartışma imkanı bulmanın mümkün olması gerektiği fikrindeyim.

Hakikaten Senatör Menendez geçtiğimiz ağustos ayında Yunanistan’ı ziyareti sırasında Sayın Cumhurbaşkanımıza ait, siyasi tenkit sonlarının çok ötesinde son derece yakışıksız tabirler kullandığını, Türkiye’deki siyasi yapı hakkında mesnetsiz savlarda bulunduğunu sizler de hatırlıyorsunuzdur eminim. Bunların mevcut konjonktürde Yunanistan kamuoyunda memnuniyetle karşılandığına kuşku yoktur. Keza Senatör Menendez’in geçtiğimiz günlerde de New Jersey’de askeri bir dergiye verdiği mülakatta, Türkiye’ye F16 satışına karşı olduğunu tabir ederken, probleminin Türkiye ile ilgili olmayıp Sayın Cumhurbaşkanımız ile alakalı olduğunu açıkça belirterek, Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı beslediği ferdî düşmanlığı açıkça ortaya koyduğunu gördük.”

“Türkiye’yi ‘sorun’ olarak algılama kanısının tezahürü”

Akif Çağatay Kılıç, şunları kaydetti:

“Türkiye’de 20 yıla yakın bir müddettir iktidarda bulunan ve bu mühlet zarfında yapılan tüm seçimleri zaferle sonuçlandırmış olan bir siyasi partinin Genel Lideri’ni, 2018’de de Türk halkının yüzde 50’sinin üzerindeki oyu ile direkt seçilmiş Cumhurbaşkanı pozisyonundaki bir başkanı, ‘sorun’ olarak nitelendirmek en hafif tabiriyle demokrasiye karşı olmak, bir halkın tercihini yok saymak manasına gelmektedir. Hasebiyle Senatör Menendez’in, Sayın Cumhurbaşkanımızı ‘sorun’ olarak görme eğilimi esasen Türkiye’yi ‘sorun’ olarak algılama fikrinin tezahürüdür. Senatör Menendez’in, Türk halkının oyları ile tekraren seçim kazanmış bir önderi bu biçimde tanımlama hakkını nereden kendinde gördüğü ve demokratik bir olguya bu formda saldırmayı hangi siyasi anlayış içerisinde değerlendirdiği nitekim merak mevzusudur. ABD’li Senatör’e bir kere daha Türkiye’nin demokratik tercihlerine hürmet göstermesi gerektiğini bu vesileyle hatırlatmak isterim. ABD’li Senatör’e buradan vereceğimiz tavsiye, ülkesinin idare ve kıymetlendirme yanlışları nedeniyle Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu savunma sistemi için yaptığı tercihi karalamak ve bu haklı yönelimi cezalandırma arayışına girmek yerine yapılan yanlışı giderecek adımlar atılması tarafında efor göstermenin daha faydalı sonuçlar doğuracağını belirtmek olacaktır.”