Piyasanın Kalbi: Tarihi Zirve Anlaşması Avrupa Piyasalarının Zincirini Kırdı

Yazar: Geoffrey Smith

 

Investing.com – AB liderlerinin, arkasındaki bariz siyasi momentuma rağmen tam olarak fiyatlandırılmamış gibi görülen bir anlaşmada sonuca varmasıyla birlikte Avrupa hisse piyasaları bugün uçuşta.

 

Stoxx 600 Endeksi haberle birlikte %1,2 yükselerek Türkiye saatiyle 12:00 itibariyle 379,80’e ulaştı. Bu endeksin 3 Mart’tan bu yana gördüğü en yüksek seviye, ancak ikisi de şu an yıllık bazda pozitif bölgede olan S&P 500 ve NASDAQ Composite endekslerinin aksine Stoxx hala 2019’u noktaladığı seviyenin %10, korona virüsün Avrupa’ya gelişi öncesindeki seviyesinin ise %13 altında bulunuyor. Bu gelişme ve Avrupa’nın virüsü kontrol altında tutmada daha başarılı olması, diğer her şey eşit tutulursa yakın vadede arayı kapatmak için yeterli alan olduğunu gösteriyor.

 

Ancak tabi ki diğer her şey eşit değil. Avrupa yeni salgın sonrası koşulların avantajını sağlamak için aynı miktarda ve kalitede teknoloji şirketlerine sahip değil, bu fark eskisine göre biraz daha kapanmış olsa bile. Dahası, potansiyel büyüme oranı hâla düşük ve küreselleşmenin çözülmesiyle birlikte gerçek bir tehdit altında olan bir ihracat modeline çok fazla bağımlı.

 

Ancak zirve anlaşması, bir kriz karşısında üye ülkelerin çözülme yerine daha sıkı olarak bütünleşmeyi seçeceklerinin sinyalini vererek Avrupa varlıklarının son on yıldır yakalarını kurtaramadıkları kritik bir riski bilfiil ortadan kaldırmış oldu. Bunun maliyeti ise zengin ülkelerden daha fakir olanlara yönelik parasal transferler olacak, ancak Tutumlu Dörtlü (ya da nasıl saydığınıza bağlı olarak Beşli) bile bu sonucun çözülme alternatifine göre çok daha iyi bir sonuç olduğunu kabul etti. AB karşıtı retorik piyasalarda bir süre daha yankılanabilir, ancak önemli olan söz değil, icraattır ve bu icraat da açık ve kesindir.

 

Avrupa’da bir parçalanma riski bölge ekonomisine ve finans piyasalarına 2008’den beri bir engel yarattı ve özellikle yüksek borçlu güney bölgelerini özellikle ağır olarak baskıladı. Bu risk anlaşmayla beraber, sonsuza kadar olmasa da, en azından çoğu yatırım ufkunu kapsayacak kadar uzun bir süreliğine ortadan kalkmış oldu. Bu gelişmeyle birlikte İtalyan, İspanyol ve Yunan bankacılık hisseleri bu sabah en iyi performansı gösterdi.

 

Şüpheciler bazı liderlerin anlaşmayı tek seferlik olarak şekillendirdikleri gerçeğine dikkat çekecektir. Ancak bu görünürdeki gibi yorumlanmalıdır: bazı ulusal liderlerin, henüz seçmenlerinden evrensel bir destek almamış bir hamleyi gerekçelendirme çabası. Başlangıcından bugüne kadar iyileştirme fonunun piyasalardaki olumlu etkisi Avrupa’nın siyasi hafızasının bir parçası haline gelecek ve Avrupa’yı daha uyumlu, bir bütün olarak daha az riskli hale getirecek benzer önlemlerin gelecek krizlerdeki varsayılan seçenek haline gelmesini daha muhtemel bir hale getirecek.

 

Ancak fonun bu noktada etkisinin tamamen hissiyat, ya da tercihen inanç kanalıyla hissedileceğini de unutmamak gerek. Para en erken 2021’e kadar dağıtılmayacak ve tabi ki organize suçun ve alt seviye dolandırıcıların AB’nin parasını yıllar içinde sistematik bir şekilde çalışının da engellenebileceğine dair bir garanti yok.

 

Ancak Avrupa Komisyonu, üye ülkeler ve Avrupa Merkez Bankası’nın mevcut krize yönelik tepkisi son krize verilen tepkinin kat kat üzerinde. Bu da varlık fiyatlarında bir tarz onayı hak ediyor.