Araştırma: Ergene, dünyanın en ağır ilaç atığı barındıran ırmakları ortasında

100’den fazla ülkede, 258 ırmakta yapılan memleketler arası bir araştırmaya nazaran Ergene, dünyanın en ağır ilaç atığı barındıran ırmakları ortasında.

Ergene Irmağı, uzun vakitten beri kirliliğiyle anılıyor. Bu kirliliğin temel sebebi ise etrafta bulunan fabrikaların gerekli tedbirleri almadan atık suları ırmağa deşarj etmesi. Bölge, geçtiğimiz günlerde yeniden asfalt şantiyesinden sızan zift ile gündeme geldi.

“En kirli yüzde 25’in içerisinde”

Göz Atın

Instagram 100 Beğeni Satın Alsam Ne Olur? (Gramtakipci.com.tr)

Marmara Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Nasıldır?

TRT Haber’in haberine nazaran Boğaziçi Üniversitesi Etraf Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Turgut Tüzün Onay ve Doç. Dr. Ulaş Tezel, ırmağın dokuz farklı noktasından su örnekleri topladı.

Prof. Dr. Turgut Tüzün Onay, araştırma sonuçlarına nazaran Ergene Nehri’nin dünyada faal farmakolojik bileşenler açısından en kirli yüzde 20-25’lik dilimde yer aldığını söylüyor. Ayrıyeten, ırmakta yüksek ölçüde antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlarda kullanılan etken husus tespit edilmiş.

Farmakolojik bileşenler açısından en kirliler ortasında, Bolivya, Pakistan ve Etiyopya üzere ülkelerin ırmakları de bulunuyor.

Prof. Dr. Onay, diyor.

Marmara Denizi’ni etkiliyor

Ergene Nehri’ne günde yaklaşık 80 bin 000 ile 100 bin metreküp evsel ve endüstriyel atık su deşarj ediliyor. Kaynağından içilecek nitelikte çıkan bu değerli ırmak suyu, denetimsiz ve arıtma tesisi olmadan yapılan deşarjlar ile birkaç kilometre içinde kirleniyor. Bu, Marmara Denizi için de önemli bir kirletici kaynağı demek.

Prof. Dr. Onay, “Bundan 25-30 yıl öncesine kadar birçok tatlı su balığına mesken sahipliği yapan ve civardaki tarım alanlarına can veren ırmak bugün ise adeta bir zehir deposu” dedi.

“Kirlilik müsilajı tetikleyebilir”

Prof. Dr. Onay kirliliğin müsilaj oluşumunu tetikleyebileceğini söylüyor. Ayrıyeten, su kalitesinin bozulması ve oksijen düzeylerindeki düşüşün kitle halinde balık vefatlarına ve biyolojik çeşitlilikte kritik azalmaya neden olması da bekleniyor.

Kirliliğin daha geniş çapta tesirlerini anlamak için daha ayrıntılı izleme çalışmalarına gereksinim var. Prof. Dr. Onay son olarak, “Su kaynaklarının kirlenmesi tarım eserlerinde ve hayvanlarda olumsuz tesirler yarattığı üzere bölgede kanser hadiselerinde da kıymetli bir artış olduğu biliniyor” diye ekledi.