İmamoğlu: Popülist siyasi önderler iklim hareketinin önünde pürüz

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Glasgow’da katıldığı ikinci panelde, “Önümüzdeki 10 yılı düşündüğünüzde, lokal seviyede iklim aksiyonu kelam konusu olduğunda, en büyük zorluğun ne olacağını söylersiniz” sorusuna, “Öncelikle popülist siyasi önderlerin temsil ettiği ve tüm dünyanın geleceği için en hayati sorun olan, karbon emisyonun azaltma amacını görmezden gelme, değersizleştirme yahut erteleme bakış açılarını değerli zorluk olarak görüyorum” cevabını verdi.

İmamoğlu, İstanbul’da iklim kriziyle ilgili ne yapılacağına da değinerek, “Maksadımız çok net: 2050 yılında İstanbul’un, karbon nötr ve iklim krizine sağlam bir kent olmasını sağlayacak tüm adımları atmak. Bu bahiste İstanbul olarak, dünyaya ilham kaynağı olacak projeler gerçekleştireceğiz.” sözlerini kullandı.

İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, İskoçya’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Mukavelesi 26. Taraflar Konferansı (COP26) kapsamında, “Depreme Karşı Dayanıklılık” başlıklı panele katıldı. Panelin moderatörlüğünü, Build Change CEO’su Dr. Elizabeth Hausler yaptı. Panelin öteki konuşmacıları ise Londra Belediye Lideri Sadık Khan, Seattle Belediye Lideri Jenny Durkan ve Galler İklim Değişikliğinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Lee Waters oldu.

Göz Atın

Instagram 100 Beğeni Satın Alsam Ne Olur? (Gramtakipci.com.tr)

Marmara Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Nasıldır?

“Hem ülkemizde hem de İstanbul’da iklim değişikliğinin sarsıcı tesirlerini çok önemli biçimde yaşıyoruz”

İmamoğlu, moderatör Hausler’ın, “Bir kent önderi olarak, iklim hususlarında kentsel hareketin neden daha yeşil, daha eşitlikçi bir gelecek inşa etmeye katkıda bulunabileceğine ve şimdiden katkıda bulunmaya ait bakış açınızı duymak isteriz” kelamlarına, şu karşılığı verdi:

“Biz, hem ülkemizde hem de İstanbul’da son periyotlarda iklim değişikliğinin sarsıcı tesirlerini çok önemli biçimde yaşıyoruz. Gençlik yıllarında İstanbul’da, kasım ayında kazaklar ve paltolar giymeden sokağa çıkamazdık. Artık neredeyse tişörtlerle ve gömleklerle dolaşabiliyoruz. Her geçen yıl, yaz aylarında birden bastıran yağışlar görmeye başladık. Bu sene ağustos ayında, Batı Karadeniz’de apansız boşalan yağmurların neden olduğu sellerde 82 vatandaşımızı kaybettik. Yaz ayları boyunca, iklim değişikliğine bağlı hava sıcaklığı artışından ötürü tüm Ege ve Akdeniz bölgelerimizde onlarca orman yangını çıktı. Bu yangınları haftalarca söndüremedik. İnsanlarımızı, ormanlarımızı, öbür canlıları ve meskenlerimizi kaybettik.”

“Müsilaj, marmara’da hayatı bitirecek riskler barındırıyor”

Akdeniz ülkelerinin birçoklarında birebir vakitte emsal yangınların görüldüğünü hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Hedefimiz 2050 yılında İstanbul’un, karbon nötr ve iklim krizine sağlam bir kent olmasını sağlayacak tüm adımları atmak”

Dünyanın bütün kentlerinde iklim değişimi odaklı kentsel hareket planları yapılmasının hayati olduğunun altını çizen İmamoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Kentlerimizin daha yeşil, daha adil ve daha eşitlikçi bir gelecek perspektifiyle yönetilmesi her şeyden daha kıymetli ve acildir. Biz, 2019’da misyona gelirken 16 milyon İstanbulluya bir kelam vermiştik. ‘İstanbul daha adil, daha yeşil ve daha yaratıcı bir kent olacak’ demiştik. Birinci günden itibaren bu vizyon doğrultusunda kıymetli adımlar atıyoruz. Atmaya devam edeceğiz. İstanbul’un geleceğini etkileyecek, yaşamsal ehemmiyette kabul ettiğimiz ‘Yeşil Çözüm’ vizyonumuzu demokratik iştirakle hazırladık ve geçen hafta ilan ettik. Maksadımız çok net: 2050 yılında İstanbul’un, karbon nötr ve iklim krizine sağlam bir kent olmasını sağlayacak tüm adımları atmak. Bu hususta İstanbul olarak, dünyaya ilham kaynağı olacak projeler gerçekleştireceğiz.” 

“İklim değişikliği ve çevresel bozulma, tüm dünya için varoluşsal bir tehdittir”

İBB Lideri İmamoğlu, “Önümüzdeki 10 yılı düşündüğünüzde, mahallî seviyede iklim aksiyonu kelam konusu olduğunda, en büyük zorluğun ne olacağını söylersiniz” sorusuna ise şu karşılığı verdi:

“Bana nazaran, ‘karbon nötr hedefine’ giderken küresel sonuçlara ulaşmamızda birkaç zorluk birden kelam konusu. Lakin bence 3 majör zorluk, başka hepsinden daha belirleyicidir: Öncelikle popülist siyasi başkanların temsil ettiği ve tüm dünyanın geleceği için en hayati sorun olan, karbon emisyonun azaltma amacını görmezden gelme, değersizleştirme yahut erteleme bakış açılarını değerli zorluk olarak görüyorum. İkinci olarak, dünyanın kalkınmış yahut agresif kalkınma siyaseti uygulayan ülkelerinde müesses sanayi kurumlarının, değişim için süratli aksiyon almalarını sağlayacak kamusal iradenin olmayışını yahut zayıflığını görüyorum. Üçüncü olarak, dönüşümün yapılabilmesi için fon sıkıntısını önemsiyorum. AB’nin daha yeşil, daha dijital ve daha dirençli bir Avrupa gayesi için tanımladığı uzun vadeli bütçe üzere fonların dünya ölçeğinde tanımlanması ve adil olarak gelişmekte olan ülkelere de paylaşılması küresel başarıda stratejik kıymette kabul ediyorum. Hepimizin hatırlaması gereken realite şudur: İklim değişikliği ve çevresel bozulma, tüm dünya için varoluşsal bir tehdittir. Ulusal sonlar, yalnızca zihinlerimizde geçerlidir. Oysa fiziki ve gerçek dünyada kentlere ve ülkelere sonlar çizemeyiz. Bu nedenle tahlil için memleketler arası planda, daha adil bir finansal dayanışma ve kapsamlı teknik iş birliği kaidedir.”