Üstün Lig Şampiyonu Bursaspor’un Hayaller Tiyatrosundan Kapanma Tehlikesine Uzanan Dramatik Çöküşünün Hikayesi

Beyazını Uludağ’ın karından yeşilini Bursa ovasından alan bu güzide topluluk, çok uzun yıllar Türkiye’nin en üst seviye liginin başaltı ekiplerinden birisi olarak uğraş etti. Her daim ligin güçlü gruplarından birisi olmayı başaran Bursaspor, 1990’lı yıllarda da Avrupa Kupalarında başarılı sonuçlar elde etti. Fakat asıl doruğuna 2010 yılında çıktı.

Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un akabinde ülkenin beşinci büyüğü olan Bursaspor, sonraki dönem Türkiye’yi Şampiyonlar Ligi’nde temsil etme hakkına sahip oldu.

Şehir ve kulüp için bunun manası çok büyüktü. Dünya devleri Bursa’ya gelerek dünya futbolunun en üst seviye arenasında Bursaspor ile karşılaşacaktı. 

Bursaspor, Türkiye’nin en üst seviye ekibi pozisyonuna geldi.

Bursaspor’un doruğa çıktığı bu süreç, ne yazık ki düşüşün de başlangıcı oldu. Elbette kimsenin Bursaspor’dan her sene şampiyon olmasını beklemiyordu fakat, bu düşüş kimsenin varsayım edemeyeceği kadar görkemli olacaktı. 

Şampiyonlar Ligi kümesini 1 puan ile son sırada tamamlayan Bursaspor Avrupa Kupalarına veda etti. Akıllarda ise dünya futbolunun en yüksek arenasında dünya devleri ile çıktıkları maçlar kaldı. Halbuki düşüş daha yeni başlıyordu.

Yaşadığı ekonomik krizin tesiriyle sarsılan esaslı topluluk, takımını muhafazayı başaramadı. Bunun üzerine yeni transferler de yapamayan Bursaspor, Birinci Lig’de de tutunamayarak İkinci Lig’in yolunu tuttu. Bu yıldan itibaren kulüp, kuruluşundan bu yana birinci sefer, Türkiye profesyonel liglerinin üçüncü klasmanında yarışmak zorunda kaldı. Bu üzücü tabloya karşın pek çok kişi, topluluğun tarihinden ve taraftarından alacağı güçle kısa vakitte ayağa kalkacağını düşünüyordu. Fakat o denli olmadı…

Türkiye profesyonel liglerinin en borçlu beş kadrosundan birisi olan Timsahlar, kulübü şampiyon yapan Recep Yazıcı’nın 2013 yılında vefat etmesi sonrası kurumsal kimliğini sürdürmekte zorlandı. 2019 yılında düştüğü birinci ligde bir senede tam dört idarenin değişmesiyle istikrarsızlık yaşadı. Kulübün başına hangi idare gelirse gelsin, borçlarla ve var olan sıkıntılarla baş edemiyordu. Yönetimsel sıkıntıların üstüne teknik problemler da eklenince, ekip bir türlü beklenen başarıyı yakalayamadı. Üstelik kulübün borcu da arttıkça arttı.

Yeşil beyazlılar ligde kalmayı başardı başarmasına lakin asıl tehlike yaz periyodunda ortaya döküldü. Kulüp var olan borçlarını ödeyemediği ve transfer yasağı kalkmadığı için yeni dönem için lisans alamama tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Kulüp lideri Recep Günay, lisans alamamalarının münasebeti olan UEFA’nın koyduğu transfer yasağını gösterdi lakin asıl sebebin kulübün ödeyemediği borçlarından ötürü lisans çıkartma yükümlülüklerini yerine getirememesi olduğu bedellendiriliyor. Bursaspor taraftarları ise süreci yönetemeyen idareye çok öfkeli ve kulübün harika kongreye gitmesini istiyorlar.

Türkiye’nin nüfus olarak kalabalık kentlerinden olan Bursa’da, Bursaspor’a tüm yaşananlara karşın büyük bir sevgi var. Kulübün tarihi ve taraftarlarıyla ayağa kalkıp ilişkin olduğu düzeylere tekrar çıkması için umutlu olan büyük kitleler var. Bunun için kulübe sahip çıkacak ve istikrarlı bir kurumsal yapıyı oluşturacak idare gerekiyor. Bakalım Bursaspor bu ateş çemberinden çıkıp tekrar basamakları tırmanabilecek mi?