Akşener: Vatandaş bu sistemden kurtulmak için bir an önce seçim istiyor

Düzgün Parti Genel Lideri Meral Akşener, “Vatandaş bu sistemden kurtulmak için bir an önce seçim istiyor” niyetini lisana getirdi.

Akşener, esnaf ziyaretlerine devam ettiği Erzincan Vilayetinde ziyaretleri sırasında basın açıklaması yaptı.  Akşener, açıklamasında, yaptığı ziyaretlerin değerlendirmesini yaparak, bütün sorunun seçmenin velinimet olmasını sağlamak, kutuplaştırmaları ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.

Akşener, açıklamasında şunları söyledi:

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

“Bugün yalnızca dinliyorum, sizden bir sürü şey öğreniyorum. Oy almaya geldiğim vakit, bana yahut öbür siyasi partilerden gelen arkadaşlarıma soracaksınız, bununla ilgili ne yapacaksınız diye, ona nazaran karar verin. Biz bunu başardığımızda, bunu herkesin mecburen uyduğu bir lisan ve hareket haline getirdiğimizde kazanan siz olacaksınız. Ben de bunu başarmak için yola çıktım. Dinlemeye devam edeceğim.”

Akşener, erken seçim konusunda vatandaşın algının nasıl olduğunun sorulması üzerine şu karşılığı verdi:

“Ben iki şey söylüyorum bir Partili Cumhurbaşkanlığı sorunu yaramadı Türkiye’ye. Enteresan bir biçimde Sayın Erdoğan’a da yaramadı. Varlıklı diye eleştirilen dükkan sahibi de muhtemelen iktidar partisinin sempatizanı yahut oy vereniydi bakın ne kadar tuhaflık oluşmuş ki, 9 emekçi çalıştıran arkadaşımız beni zenginin yayına gitmekle suçladı. Argümanlar filan darmaduman olmuş. O kadar kolay oy alınmaya alışılmış ki, biraz durup düşünmek üzere çaba lazım bunu görmedim.  Kimin kim olduğu karışmış. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’de siyasetin baştan aşağıya dikey hiyerarşisini tahkim etmiş, yatay hiyerarşi dediğimiz seçmenden, genel lidere kadar giden toplumla iç içe olan alanı mahvetmiş. Zira nasıl olsa bir kişinin iki dudağı ortasında o her şeye karar veriyor benim düşünmeye gereksinimim yok. Haline dönmüş. Partilisi de sempatizanının da bu türlü bir rehavetini gördüm. Gördüğüm şey şu, Sayın Erdoğan’a da bu iş ziyan vermiş. Seçmeni esasen çırak çıkarmış durumda. Partili Cumhurbaşkanlığı sorunundan Türkiye’nin behemehal vazgeçmesi gerekmektedir. 

“Vatandaş bu sistemden kurtulmak gayeli bir an önce seçim istiyor”

Vatandaş bu sistemden kurtulmak emelli bir an önce seçim istiyor, kulağıma söylüyor. Büyük bir dehşet var yüksek sesle bağırmıyor beşerler. Ben gördüklerimi söylüyorum kendi fikrimi ortaya koymuş değilim. Bir tek sizden öğrendiklerime tahlil üretiyoruz, o tahlilleri paylaşıyoruz. Gördüğüm o vatandaşta çok yoksullaşma var.

Şahsıma dair bir çalışma yapmıyorum. O denli olsa zati bilirsiniz anlarsınız. Türkiye’nin önünü tıkamayacağım dedim. Problem Sayın Erdoğan’a düşmanlık değil, husus Sayın Erdoğan da değil. Türkiye’deki husus şu anda içinde bulunduğumuz Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi. Bunun değişmesi gerekiyor. Sizin oyunuzun, sizin fikrinizin, sizin fikrinizin, sizin üzerinizden rekabet edilebilmesinin yolu bu ucube sistemden kurtulunmasından geçiyor. Bütün anketlerde de vatandaş bu ucube sistemden kurtulalım diyor. Benim önceliğim bu ucube sistemden kurtuluşun yolunu açmak. Onu engelleyecek hiçbir hareket içinde olmayacağım. Bu netlikte söylüyorum. Zira çocuklarımıza bu Türkiye’yi bırakamayız. Âlâ gitmiyor, öncelikle sistem meselemiz var bizim beşerler problemi değil, kimse kimsenin düşmanı değil.”

“Dışişleri Bakanı ne olup ne bittiğini açıklaması lazım”

Bir gazetecinin “Mülteciler konusunda ülkemizin beka sorumluluğu var mı?” sorusuna ait olarak  Akşener şunları söyledi:

“Üç tane sorun var, birincisi 1990’lı yıllardan itibaren Avrupa’nın Türkiye’den istediği ir şey vardı, mülteciler konusunda Türkiye’nin hendek olması. Türkiye’yi yöneten hükümetler 2002’den sonraki fasla kadar hangi hükümet gelirse gelsin hiçbiri Avrupa’nın bu hendek olma teklifine istek göstermedi. Hatta 2001’de dışişlerinin talebi ile ben Avrupa Parlamentosu’na gittim bu kararı engellemek için. Sonra bu Ak Parti hükümeti 2002 ile 2007 ortasındaki süreçte bu karar kabul edildi hendek olmuşuz biz.

İkincisi ise Suriye’deki göçmen sıkıntısı. Suriye’deki işe biz müdahil olduk sonuçta ne oldu ne bitti kimsenin anlamadığı bir biçimde 4-5 milyon Suriyeli Türkiye’ye geldi. Soru şu, bir taraf Ensar diye alkışlıyor, bir taraf çocuğu, kendisi işsiz kaldığı için güvenlik meseleleri yaşandığı için kaygılı, düşmanlığa evrilmedi şimdi telaşlı. Artık ne yapmak gerekiyor Suriye için iki yıl önce ben söyledim gönder beni sen gidemiyorsan ben konuşayım Beşer Esad ile insanlarını alsın ve biz de ona garantör olalım oraya gitsinler memleketlerinde yaşamaya devam etsinler herkes kulağının üstüne yattı. İkincisi demografi ile alakalı yarın sorun yaşayacağız. Nüfusun değişmesi ile ilgili beka olup olmadığına kendiniz karar verin. Beş yaşında gelmiş çocuk şu anda 15 yaşında, 10 yaşında gelen 20 yaşında burada doğan çocuklar var. Ensar diye alkışlayanların yaptığı hiçbir şey yok. Entegrasyona yönelik yaptığı bir şey yok.   

Üçüncüsü ise bu Afganlı sıkıntısı var. Argüman şu, ben şimdi bunu bilmiyorum ancak basından okuduğumuz tez, Amerikan kaynaklarından yayınlanmış argüman, o da şu, Biden ile Sayın Erdoğan’ın yaptığı mutabakatın sonucunda Taliban’a karşı Amerika’nın yanında yer almış Afganlıların Türkiye’ye getirildiğine dair bir sav var. Bakın bu bir tez bu savın doru olup olmadığını açıklayacak olan iktidardır ve açıklamalıdır. Afganlılar yıllardır İran’a çalışmaya gelir sonra da masraflar. İran sonu açtı, bizim hudutta hiçbir şey yok otomobillere doldurulup çeşitli yerlerde bu beşerler buğday atar üzere dökülüyor. Bu nedirin karşılığı var mı sizin içinizde? Ben de de yok. Dışişleri Bakanı ne olup ne bittiğini açıklaması lazım. Hepsini bir ortaya koyduğumuz vakit Türkiye’ye yönelik itişme kakışmanın olabilirliği daha beka ile alakalıdır. Bir demokrasinin değişmesi, iki beka ile ilgili elbette bir sorun olacaktır, olabilecektir, bunun önüne geçmemiz lazım. Bu da nedir? Şeffaflıktır, hakikat bilgidir, açık bilgidir. Bu telaşın giderilmesi yolu, iktidar açıklayacak o kadar.”