Babacan, Diyarbakır’da konuştu: Şayet, tutuklanan bir siyasetçi, hastalığının ilerlemesine karşın cezaevinde tutuluyorsa, o ülkede haksızlık vardır

DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, “Eğer, tutuklanan bir siyasetçi, hastalığının ilerlemesine karşın cezaevinde tutuluyorsa, o ülkede haksızlık vardır. Şayet, şiddet içermeyen, yakın tehlike oluşturmayan fikirler, ‘terör örgütü propagandası’ nedeniyle ceza alıyorsa, o ülkede hak hukuk kalmamıştır.” dedi.

Babacan, Kürt problemiyle ilgili iktidarın yürüttüğü. tahlil sürecine atıfta bulunarak,  “Hatasıyla sevabıyla belli süreçler yaşandı. Biz, vaktinde güzel niyetle yapılan birtakım teşebbüslerin topyekün karalanmasına karşıyız. Bugün geriye dönüp baktığımızda, yanlışlar yapıldığını da görüyoruz. Biz, bütün bu deneyimlerden, yaşanmışlıklardan ders alan bir anlayışla, yarınlara daha geniş bir vizyonla bakmanın gerekli olduğuna inanıyoruz. Daha evvel söyledim, yeniden söylüyorum; Hakkın, hukukun, özgürlüklerin pazarlığı olmaz. Hak, olduğu üzere tanınır.”

DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin Diyarbakır’ın Dağkapı Meydanı’nda düzenlediği iftar programına katıldı. Burada yaptığı konuşmasını Kürtçe “Afiyet olsun” manasına gelen “Noşi can be” diyerek tamamlayan Babacan şu sözleri kullandı:

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

“Diyarbakır’da kurduğumuz bu sofra; dayanışmanın sofrasıdır, eşitliğin sofrasıdır”

“Bugün Diyarbakır’da kurduğumuz bu sofra; dayanışmanın sofrasıdır, eşitliğin sofrasıdır. Ekmeğimizi bölüştüğümüz bu sofra; barışın sofrasıdır, adaletin sofrasıdır. Bu iftar sofrasından, bu meydandan, bütün Diyarbakır’ı muhabbetle selamlıyorum.”

“Bu büyük ülke, bu hoş ülke, her türlü zorluğu aşabilecek güçte”

“Sıkıntılar büyük. Hepsinin farkındayız. Bir yandan ülkemizin haline üzülüyoruz; Öte yandan da, çabucak yanıbaşımızdaki coğrafyaya bakıyor, ve şükrediyoruz. Çok çalışmak zorundayız. Lakin, emrolunduğu üzere dosdoğru çalışmak zorundayız. Bu büyük ülke, bu hoş ülke, her türlü zorluğu aşabilecek güçte. Kâfi ki, âlâ yönetilsin. Kâfi ki, istişareyle yönetilsin. Kâfi ki demokrasiyle yönetilsin. Kâfi ki isabetli kararlar alınsın.”

“Hakkın, hukukun, özgürlüklerin pazarlığı olmaz”

“Hatırlayın, çok yakın bir geçmişte silahların sustuğu, insanların büyük umutlarla barışa inandığı, barışı beklediği günler yaşadık. Bu meydanlar, yalnızca acılara değil; umuda, huzura da tanıklık yaptı. Yanılgısıyla sevabıyla belli süreçler yaşandı. Biz, vaktinde güzel niyetle yapılan birtakım teşebbüslerin topyekün karalanmasına karşıyız. Bugün geriye dönüp baktığımızda, yanlışlar yapıldığını da görüyoruz. Biz, bütün bu deneyimlerden, yaşanmışlıklardan ders alan bir anlayışla, yarınlara daha geniş bir vizyonla bakmanın gerekli olduğuna inanıyoruz. Daha evvel söyledim, yeniden söylüyorum; Hakkın, hukukun, özgürlüklerin pazarlığı olmaz. Hak, olduğu üzere tanınır.”

“Eşit vatandaşlığın altını kalın bir halde çiziyoruz”

“Ancak, çatışmanın da sonsuza dek sürmesi kabul edilemez. Bunun sona ermesi için de ne yapılması gerektiğini pek yeterli biliyoruz. Geçmişimizden, yaşadıklarımızdan ders alacağız. Gerçek bir demokratik sistemi daima bir arada kuracağız. Özgür, varlıklı ve güçlü bir ülkeyi daima birlikte inşa edeceğiz. Arkadaşlar, biz, kuru kardeşlik sloganları atmıyoruz. Biz, eşitlik diyoruz. Eşit vatandaşlığın altını kalın bir formda çiziyoruz.”

“Eşit vatandaşlık olsaydı, bu topraklarda konuşulan hiçbir lisan yok sayılmazdı”

“Türkiye’de şayet eşit vatandaşlık olsaydı, herkesin iradesine eşit derecede hürmet duyulurdu. Eşit vatandaşlık olsaydı, demokrasimizin üstüne kayyımların gölgesi düşmezdi. Eşit vatandaşlık olsaydı, kentlerimizde seçmen iradesi gasp edilmezdi. Eşit vatandaşlık olsaydı, bu topraklarda konuşulan hiçbir lisan yok sayılmazdı. Hiçbir lisana “bilinmeyen dil” muamelesi yapılamazdı.”

“Etnik, dini, mezhebi ve kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz”

“Hedefimiz; Ülkemizde eşit vatandaşlık unsurunu hâkim kılmaktır. Türkiye’nin, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı bir ülke olmasıdır. Herkesin kendi kimliğiyle, olduğu üzere kabul edildiği bir Türkiye’yi inşa etmektir. Hayalimizdeki Türkiye, hepimizin Türkiye’sidir.

İşte bunun içindir ki biz; etnik, dini, mezhebi ve kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz. Çeşitliliği, en büyük zenginliğimiz olarak görüyoruz. Emin olun; herkesin kendisini eşit ve onurlu vatandaş hissettiği Türkiye amacımıza, daima birlikte ulaşacağız.”

Amacımız, Türkiye’yi, hiç kimsenin dışlanmadığı, hiçbir fikrin ötelenmediği bir ülke yapmaktır. Ülkemizin güçlenmesinin parolası, herkesin özgürce konuşabilmesidir. Lakin, ne yazık ki, bugün hak ve özgürlükler konusunda çok önemli sıkıntılar yaşıyoruz.

“Şiddet içermeyen fikirler “terör örgütü propagandası” nedeniyle ceza alıyorsa, o ülkede hak hukuk kalmamıştır”

“Eğer bir baro lideri, televizyondaki bir tartışma programında, beğenin ya da beğenmeyin, fikirlerini tabir ettiği için gözaltına alınmış, amaç gösterilmiş ve bu onun canına mal olmuş ise, o ülkede özgürlük sorunu vardır.

Şayet, tutuklanan bir siyasetçi, hastalığının ilerlemesine karşın cezaevinde tutuluyorsa, o ülkede haksızlık vardır. Şayet, şiddet içermeyen, yakın tehlike oluşturmayan fikirler, “terör örgütü propagandası” nedeniyle ceza alıyorsa, o ülkede hak hukuk kalmamıştır. Tüm bunlar vicdanları yaralayan gelişmelerdir arkadaşlar.”

“İfade özgürlüğünün hudutları, ideolojik konumlara nazaran genişletilip daraltılamaz”

“O nedenle biz, “önce özgürlük” diyoruz. Söz özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, protesto özgürlüğü diyoruz. Söz özgürlüğünün sonları, o denli ideolojik konumlara nazaran genişletilip daraltılamaz. Bunlar, kendi Anayasamızda ve üniversal hukukta garanti altına alınan özgürlüklerdir.”

Biz, hukukun dışına çıkan her türlü uygulamaya itiraz ediyoruz. Zira özgür ve varlıklı bir Türkiye’ye giden tek yol, yasal demokratik siyasetten geçer. Bunun içindir ki, yasal demokratik siyaset kanallarını tıkayan her uygulamanın karşısına dimdik çıkıyoruz. Tam demokrasi yolunda durmadan, canla başla çalıştık, çalışıyoruz.”

“Afiyet olsun, noşi can be!”

“Bu sıkıntıları inşallah daima birlikte uzun uzun konuşuruz. Yalnızca bugün değil, her fırsatta konuşuruz. Şimdilik kelamı daha fazla uzatmayayım. İftar vakti yaklaşıyor. Bugün sahura kadar Diyarbakır’dayız. Allah, tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri kabul etsin. Şimdiden Ramazan Bayramınızı kutluyorum. Hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Afiyet olsun, noşi can be!