Başak Cengiz Cinayetinin Akabinde Bayan örgütlerinden İstanbul Kontratı Hatırlatması: İmzayı çekenler Bu Cinayetlerin Sorumlusudur

Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu (TKDF) Lideri Canan Güllü ve Eşitlik için Bayan Platformu (EŞİK) üyesi avukat Yelda Koçak, İstanbul’da samuray kılıcıyla bir erkek tarafından öldürülen 28 yaşındaki Başak Cengiz’in akabinde yine gündem olan bayan cinayetleriyle ilgili konuştu. EŞİK üyesi avukat Yelda Koçak, Cengiz cinayetiyle ilgili “İstanbul Sözleşmesi’nden tek gecede, bir kalemde imzayı çekenler bu cinayetlerin sorumlusudur. Hepimiz Başak Cengiz olabiliriz” dedi.

TKDF Lideri Canan Güllü ve EŞİK üyesi avukat Yelda Koçak, Türkiye’de artan erkek şiddeti ve bayan cinayetleriyle ilgili Gerçek Gündem’den Ece Seçil Şahin’e değerlendirmelerde bulundular.

Erkek şiddetinin her geçen gün arttığı Türkiye’de, bayan cinayetlerinin nasıl son bulabileceğini TKDF Lideri Güllü, “Fail mağduru neden öldürür? Etrafına baktığında ya da yayın kanallarını izlediğinde şiddetin cezası kaldığına tanıklık eder ya da şiddeti önlemesi gereken düzeneklerin en üst idare kademesi tarafından fonksiyonsuz hale getirildiğini, uygulanmadığını ve yürürlükten kaldırıldığını görür. Şayet hastaysa, bayan düşmanlığı varsa, sistem tarafından toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yansımaları varsa ruhunda ve vücudunda, sokağa çıkar ve o gün en kolay, en güçsüz, en zayıf bayana samuray kılıcı ile saldırır.” dedi.

“Kadına şiddeti önlemeyen zihniyet, tüm bayanları faillerle baş başa bırakıyor”

Güllü, “kadın” ile “zayıflık” kavramlarının özdeşleştirildiğini ve bunun bu türlü kalması için uğraş gösterildiğini söyledi. “Kadının güçlenmesi demek eşitliği demek. Siyasal İslamın önündeki en büyük mahzur olarak eşitlik görüldüğünde evvel yasal mevzuatınızı alıyor sizden. Bayanı güçsüzleştiren bir sistemin artık yansımalarını görüyoruz. Sanılıyordu ki, biz ne yaparsak yapalım bu toplum hepsini kabul eder. Lakin 20 Mart’tan bu yana 203. bayan arkadaşımızın öldürüldüğü değil katledildiği haberini aldık. Artık kamalarla, bıçaklarla, ateşli silahlarla çeşit çeşit katliam model araçlarıyla ve hiçbir halde irtibatınızın olmadığı erkekler. Artık sokaklara yansıyor. Bayana karşı şiddeti önlemeyen zihniyet, artık bütün bayanları bu faillerle baş başa bırakır bir duruma geldi. Sahiden iktidarın her kademesindeki idarenin sorumluluğu olduğuna inanan bir kuruluşun başkanlığını yapıyorum.” diye konuşan Güllü, 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla Türkiye’nin imzasını çektiği İstanbul Sözleşmesi’ne vurgu yaptı.

“Bugün tehlike çok büyüktür”

Güllü, “Eğer biz 2006 yılından hastalığı teşhis etmiş olan iktidarın Başbakanlık Genelgesi’ni uygulayabilmiş olsaydık, o günden bu güne aldığımız yol, katledilen bayan sayısı değil muvaffakiyete giden bayan grafiklerini paylaşmak olacaktı. Hasebiyle bugün tehlike çok büyüktür. Bu iktidar ya da bundan sonra gelecek kim varsa, parlamentodan çok acil olarak Türk Ceza Kanunu’nda ‘kadına şiddet’ tarifli bir ceza hususunun çıkması gerekiyor. Bu çok kıymetli. Zira son olayda da olduğu üzere bu kişi tahminen 8 yıl sonra dışarıda olacak bir öteki bayanı katletmek için. Fail ‘Kadını zayıf gördüm’ dedi yani bayan imajıyla bir cinsiyet ayrımcılığı var ortada. Bunun bir bayana karşı şiddet ceza hususundan yargılanmasını ve bu unsurun de parlamentodan kabul edilerek yasa unsuruna eklenmesini istiyoruz.” biçiminde konuştu.

“İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çekenler bu cinayetlerin sorumlusudur”

EŞİK üyesi avukat Yelda Koçak ise, “İstanbul Sözleşmesi’nden tek gecede, bir kalemde imzayı çekenler bu cinayetlerin sorumlusudur. Bugün İstanbul Mukavelesi şayet yürürlükte olsaydı bütün bayan katilleri, son olarak Başak Cengiz’in katili de dâhil, bu kadar büyük bir yürek ve cüretle sokakta bayanları öldüremeyeceklerdi.” dedi.

Koçak, “İstanbul Mukavelesi’nin 2014 yılından bu yana yürürlükteyken biz daima bu mukavelenin gereği üzere uygulanması gerektiğini vurguluyorduk. Zira toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleştikçe, bayanlar bu eşitsizlikten kaynaklı olarak şiddet ve cinayetin mağduru olacaklardır. Biz geçen yıl, EŞİK Platformu olarak bir tespitte bulunmuştuk. Ülkedeki bayan cinayetlerinin artık bir ‘cinskırım’ boyutuna vardığını belirtmiştik. Bayan cinsine yönelik bir atak mı var? Evet tam da bu işte. Ceren Özdemir de, Başak Cengiz de ve öbür bayanlar da yalnızca ve yalnızca bayan oldukları için katlediliyorlar. Bunların maksat olmaları, bayan olmalarından kaynaklıdır. Biz İstanbul Kontratı uygulansın derken, bayan cinayetlerinin Türk Ceza Kanunu’nda nitelikli insan öldürme hallerinden sayılması gerektiğini söylerken tam da bunun altını çiziyorduk.” sözlerini kullandı.

“Hepimiz Başak Cengiz olabiliriz”

Koçak, kelamlarını şöyle sürdürdü:

Her bayan cinayetinden ya da bayana yönelik şiddetten sonra ‘Orada ne işi varmış’, ‘Üstüne de bunu giyseydi’, ‘Öyle manyak heriflerle birlikte olmasaydı’ üzere mazeretler üretenler de bugün bu cinayetlerin sorumlularıdır. Zira bugün bayanlar rastgele bir şeyi yapmasına gerek kalmaksızın bu ülkede bir cinayetin mağduru olma tehlikesiyle yaşıyor. Hepimiz bir Başak Cengiz olabiliriz, Ceren Özdemir olabiliriz. Katiller biliyorlar ki bayan öldürmek ağırlaştırıcı bir sebep değil. Bayanları daha kolay öldürebildiklerini düşünüyorlar. Bayan öldürdükleri için kesinlikle kabahatini hafifletecek bir mazeret, daha az cezayı alacak bir çıkış bulacaklarını düşünüyorlar. Bu nedenle bugün artık bayan cinayetleri, bir cinskırım boyutuna varmaktadır.

“Erkekleri öldüremeyeceğini düşünecek kadar aklı yerinde”

Bunlar ipe sapa gelmez, temeli olmayan rastgele bir bahaneyi ileri sürmeleri onların lehine olduğunu bildikleri için akıl sıhhatini mazeret ediyorlar. Onu mazeret etmeyen ‘Erkekliğime laf etti’, ‘O gece oradaydı tahrik oldum’u mazeret ediyorlar. Daima bir mazeretleri var.

Rastgele bir erkeğe saldırdığında karşı reaksiyon alabileceğini, öldüremeyeceğini düşünecek kadar aklı yerinde. Lakin bayanı öldürdükten sonra daha az ceza almak için, ceza almamak için akıl sıhhatinin yerinde olmadığına sığınıyor. Bu savunma bir erkek aklının eseridir. Erkek hükümran bir akılla karşı karşıyayız ve erkek hükümran akıl bugün bayanları öldürüyor.”

Başak Cengiz cinayetinin akabinde bayan örgütlerinden İstanbul Kontratı hatırlatması: İmzayı çekenler bu cinayetlerin sorumlusudur