Tüm Avrupa sıcak hava dalgasıyla karşı karşıya. 40 derecenin üstüne çıkan sıcaklıklar, vatandaşları güç durumda bırakırken tıpkı vakitte orman yangınlarına da sebep olabiliyor. İspanya son devirde çok sıcaklarla uğraş etmek için yeni bir proje başlattığını duyurdu. Projeye nazaran bin yıl evvel Müslümanların Endülüs’te inşa ettiği su kanalları yine faaliyete geçirilecek. Ayrıntılar içerikte!
Temmuz ayında Avrupa sıcaklarla kavrulurken İspanya da sıcak hava dalgasıyla nasıl çaba edeceklerinin tahlili arıyor.
Sıcak hava dalgası sebebiyle bu hafta ülkenin güneyindeki Endülüs bölgesinde termometrelerin 44 dereceyi göstermesi bekleniyor.
Aşırı sıcak hava dalgasının vurduğu İspanya, şimdilerde devayı Müslümanların bin yıl evvel yaptığı kanalları tekrar devreye sokmakta buluyor.
Granada Üniversitesi’nin başlattığı onarım projesi kapsamında Orta Çağ’da İber Yarımadası’nı fetheden Müslüman halkların inşa ettiği su kanallarının yine kullanıma açılması amaçlanıyor.
Bin yıllık kanallar, 1960’lı yıllarda ülkenin tarım siyasetinde su rezervlerine yük vermesiyle ve kent nüfusunun artmasıyla unutulmaya yüz tutmuştu lakin eski bedelini yine kazanmış durumda.
Arkeolog Jose Maria Martin Civantos, “Endülüs’ün en ücra köşelerine kadar su taşınmasını sağlayan bu kanalların kullanışlı olduğunu” lisana getirdi.
Civantos, İspanya’daki su kanallarının, en az bin yıllık iklimsel, toplumsal ve siyasi değişimlere dayanabildiğini ve İspanya’nın da artık bu avantajlarından faydalanması gerektiğini” söyledi.
Projeyi koordine eden Civantos, kelam konusu kanallar inşa edilmeden evvel Endülüs’te sık sık kuraklığa neden olan Akdeniz iklimi nedeniyle eser yetiştirmekte zorlanıldığına dikkat çekti.
Civantos, projeyle ilgili birinci testi Granada’daki Canar köyünde 2014’te yaptıklarını ve burada çiftçilerin, gönüllülerin ve araştırmacıların katıldığı hafriyat çalışması sonucunda yaklaşık 96 kilometrelik su kanalını tekrar kullanıma açtıklarını tabir etti.
Projede çalışan araştırmacılardan Elena Correa Jiménez, “Mağripliler bize yalnızca su kanallarını değil, bu kanalların yarattığı toprakları de miras olarak bıraktı. Kanallar olmasaydı içecek su olmazdı, çeşmeler olmazdı, ekinler olmazdı. Burası bir çöle dönüşürdü” dedi.
