Cumhuriyet müellifi Balbay’dan Akşener ve Kılıçdaroğlu’na açık mektup: Seçimden evvel bu iktidarın bittiğini gösteremezseniz, Saray’ın oyunu bitmez

Cumhuriyet gazetesi müellifi Mustafa Balbay, bugünkü köşesinde Millet İttifakı ortakları CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Düzgün Parti Genel Lideri Meral Akşener’e hitaben açık bir mektup kaleme aldı. Balbay, “Seçimden evvel bu iktidarın bittiğini gösteremezseniz, Saray’ın oyunu bitmez. Global güçler de bağımsız karar verebilen bir devletle, bir idareyle değil, bir bireyle muhatap olup onu kuşatmayı sever!” görüşünü savundu. 

Balbay yazısında, “Salt sistem değişikliğini önde tutarak, bu millete inanç verilmez. Sistemler, ekmek ortasına konup yenen bir şey değil. İktidar ve medyası, salt sistem değişikliğini gündemde tutarak, “adaylığa kim gelsin kim gitsin” tartışmasını köpürterek enkazını örtmeye çalışıyor. Enkazı tanım etmek tahlil değil… Enkazın ne kadar büyük olduğunu, bu enkazın altındaki halka söylemek deva değil… Ve millet, Erdoğan’ı yenecek bir Erdoğan aramıyor.  Erdoğan tartışmanın, kendisinin yonttuğu “şahsım rejimi” etrafında dönmesini istiyor.- Türkiye 1’den büyüktür… Türkiye 2’den de büyüktür! Türkiye 6’dan da büyüktür! Türkiye, millet kadar büyüktür… Bu ortamda muhalefetin de siyaseti “kişiler” etrafında yapması işi “şahsımlaştırıyor”! Sıkıntıların tahlili için mühlet vermek değil, itimat vermek gerekiyor. Hükümet bitmiş, götüreni yok!” kanısını lisana getirdi.

Balbay şu sözleri kullandı: 

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

“Bir kişinin dev adımlarını değil, milyonlarca kişinin ortak adımlarını büyütün. Bir takım hareketi yaratın… Sarayına kurulmuş, bir adım atarken, “Milletim bu türlü istedi” diyor. Biliyor ki millet uyanırsa işler makûs.  Her adımı gerçek manada milletle atıp daima asıl gücü ardınıza alın.  Seçimden evvel bu iktidarın bittiğini gösteremezseniz, Saray’ın oyunu bitmez. Global güçler de bağımsız karar verebilen bir devletle, bir idareyle değil, bir bireyle muhatap olup onu kuşatmayı sever! En derin dertlerimle…”