Akaryakıta gelene vergi artırımları, tabir yerindeyse ‘infilal’e yok açtı. ÖTV’den 5 lira, KDV’siyle 6 lira artan litre fiyatları, yüzde 20’de fazla artırım manasına gelirken, bir kesim bu artırımların yalnızca araç sahiplerini etkilediğini sandı. Fakat sorun şu ki Haziran 2023’e kadar baz tesiriyle gerileyen enflasyonda tam, ‘baz etkisi’ bitti derken, iğneden ipliğe, soğandan oto yedek kesime, teknolojiden inşaata artırım görmeyecek eser olmayacaktı. Artırım demek, enflasyon demekti. Ekonomistler de enflasyonun olabilecek en rasyonel formda artacağını açıkladı.
Benzin ve motorinde vergi artırımı, yaklaşık yüzde 22 düzeylerinde olurken, litrede 6 lira üzere bir artış kelam konusu oldu.
Araçların depolarında çok fark ediyordu. Bu yalnızca araba sahiplerini değil, lojistik, toplu taşıma tüm alanları etkileyecekti.
Zam, etkilemedik alan bırakmayacaktı. Bu da uzun vakittir iktisattaki sıkıntılar ve yanlışlar konusunda uyaran uzmanların tekrar enflasyon hesapları yapmalarına yol açtı.
Dr. Mahfi Eğilmez, “Benzin ve Doğalgaz Fiyat ve Vergi Artışlarının Ekonomik Analizi”nde, “baz tesiriyle düşüş eğiliminde bulunan enflasyon tekrar süratli bir artış eğilimine girecek” dedi.
Ekonominin olağan şartlara dönmesi için ‘ilk ve tek şart faizin enflasyon seviyesine çıkarılmasıdır’ diyen Eğilmez, bunun Türkiye’de neden yapılamayacağını da ‘bu kadar düşük tutulan faizin bir anda o seviyeye çıkarılması iktisadın ayakta kalan kuruluşlarını da çökertir’ formunda açıkladı. Geriye tek bir atılım talihi kalan iktisat idaresinin, ‘enflasyonu gerçek hesaplaması ve gerçek oranı açıklaması’ gerektiğini ,sonra da ‘faizi yavaş yavaş yükseltirken’ ıslahatlar yapması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Özgür Demirtaş da “TÜİK” vurgusuyla enflasyonda rekora işaret etti.
Merkez Bankası eski başekonomisti Prof. Dr. Ali Hakan Kara da enflasyonda yükselişe işaret etti.
Matematik ortadaydı.
Uzmanlar tekrar, tekrar uyarıyordu.
Soru işaretleri bitmezken, faturanın yalnızca vatandaşa kesilmesi “temkini” artırıyordu.
Uzun müddet daha maaş artırımlarının yüksek olsa da eserlere yetişemeyeceği anlaşılıyordu.
