Emekli Albay Alican Türk’ten gazetecilere mektup: 28 Şubat davasında ‘normal olmayan’ bir grup işleyişin var olduğunu görmezden gelmek kabul edilemez

Sözcü müellifi Hürmet Öztürk, 28 Şubat davasından beraat eden emekli Albay Alican Türk’ün cezaları infaz edilen 14 generale ait emekli amirallere Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektubu aktardı. Mektubunda davanın tam bir “FETÖ kumpası” olduğunu söz eden Türk, hukuksuzluğun bir an evvel giderilmesi gerektiğini vurguladı.

“Bunları, Cumhurbaşkanı’na 4 Eylül 2021 tarihinde yazdığı mektupta belirtti. Yani, ‘Yargıtay kararı sonrasında kapımızı çalan olmadı’ diyen Cumhurbaşkanı’nın kapısını -bir kere daha- çalmış oldu” diyen Öztürk, Alican Türk’ün mektupla bir arada, savcının hazırladığı iddianamede yapılan sahtekârlıkları, çarpıtmaları, tahrifatı içeren bin 700 sayfalık Temyiz Dilekçesi’ni de 4 cilt halinde gönderdiğini hatırlattı.

“Amacım, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da o hukuksuzlukları, geçersizlikleri kendi gözleriyle görmesi ve bu duruma müdahale edip yasal yetkileri çerçevesinde ilgili mercileri harekete geçirmesi, gerekirse hukuka karşıt uygulamaları nedeniyle ilgili yargıçlar hakkında inceleme başlat(ıl)masıdır” diyen Türk, “Gerçeklerin bilinmesini önemsiyorum, hukuk ve adalet kelam hususuysa gerçeklere gözlerin kapanmaması gerektiğine inanıyorum. Hukuksuzlukların, usulsüzlüklerin, sahteciliklerin somut biçimde görülebilecektir” sözlerini kullandı.

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

Öte yandan Öztürk’ün aktardığına nazaran emekli albay Türk, gazetecilere de şu mektubu gönderdi:

“Medya kümesi olarak 28 Şubat’ı bir ‘Askerî darbe’ olarak görüyor olabilirsiniz, o süreçte kumandanların tavırlarını eleştirebilirsiniz, aldıkları cezaları hak ettiklerini savunabilirsiniz ya da tam aksisi olarak düşünebilirsiniz. Elbette ideolojileriniz, siyasal tercihleriniz, dinî inançlarınız ya da dava konusunda sahip olduğunuz bilgiler tavrınızı belirlemektedir. Lakin bilhassa hak ve adalet kelam hususuysa herkesin siyasal tavırlarını bir kenara bırakıp hukuku, adaleti savunmak ana vazifesi olmalıdır. Ben de bu davada beraat etmiş bir ‘sanık’ olarak, davanın hukuksuzluklar içerdiğini, sadece sanıkları hatalı çıkarmak için özel gayret harcandığını, geçersizlikleri kanıtlanmış evrakların gerçek üzere kabul edilerek karar verildi. Elhasıl 28 Şubat Davasında ‘Normal olmayan’ bir kadro işleyişin var olduğunu, birtakım işleyişin var olduğunu ve bu anormalliği görmezden gelmenin kabul edilemez olduğunu ısrarla vurguluyorum.”