Erdoğan’ın AB’ye ‘Birileri saldırdığı vakit mı Türkiye’yi gündeme alacaksınız’ kelamlarına CHP’li Özel reaksiyon gösterdi: Bu bir gaf, bir acziyettir

“Türkiye istihbaratı hakikat değerlendirmedi, vaktinde ihtarlarını yapmadı, vatandaşlarını kurtaramadı”

“Ülkemizin hem Rusya hem Ukrayna ile alakaları var, orada 20 bini aşkın vatandaşımız var. Dünyada en çok etkilenecek ülkenin Türkiye olduğu konusunda kuşku yok… Trump ile Putin ortasında, Biden ile Putin ortasında sarkaç diplomasisi. Türkiye’nin burada yaşadığı durum felaket. Ayrıyeten 20 bin üzerinde vatandaşımız var, çok sayıda gencimiz var. Onların yakarışlarını dinliyoruz ve Türkiye istihbaratı yanlışsız değerlendirmedi, vaktinde ikazlarını yapmadı, vatandaşlarını kurtaramadı. Herkes kurtarma operasyonu yaparken, bizimkiler algı operasyonu peşindeydiler. Bunu; trol orduları yapar, birtakım AK Partili siyasetçiler yapar, lakin AK Parti’nin sözcüsü Ömer Çelik yapıyorsa bu kurumsal bağlayıcılık içindedir. Katıldığım bir televizyon programında; bir genç bağlanıyor ve uzunca konuşma yapıyor. Bu konuşmada eksiklikleri çok hoş anlatıyor ve diyor ki ‘yalnız bırakıldık, beşerler sıkıntı durumda, yalnız bırakıldık, bizi arayan soran yok.’ Bir sürü şey konuşuyor. Bunun içinden; evvel AK troller kesip, yalnızca ‘devletimiz bizi aradı’ diyor onu koyup, ‘yalan siyasetinin duayen şebekesi, CHP sözcüleri’ bir sürü hakaret. Ömer Çelik. İşte o genç arkadaşın Ömer Çelik’e tarihi tokadı. Ne diyor? ‘Çok büyük bir palavra kampanyası var, keşke hepsini yayınlasaydınız.’ Zira Çelik’in paylaştığı görüntü, oradaki arkadaşın bir cümlesi. Oradaki pek çok cümlesinde meseleleri lisana getiriyor ve AK Parti Sözcüsü, bu açıklamadan sonra bu tweetini silme nezaketi, faziletini dahi göstermedi. Hiç utanmıyor musunuz Ömer Çelik? Trollün montaj görüntüsüyle ülkeyi yöneten partinin sözcüsü bu hakaretleri eder de bu karşılığı aldıktan sonra hala utanmadan ısrar edebilir mi? Dünya kadar hakaret duyduk, kurumsal bağlayıcılığı olan Ömer Çelik’ten gereğini yapmasını bekliyoruz.”

“Hangisi dışişleri bakanı?”

“Dün Dışişleri’nde, Dışişleri Bakanı’nın yerine gölge dışişleri bakanı, paralel dışişleri bakanı İbrahim Kalın; televizyon programları ortasında koşuyor. Ortalarında tatlı bir rekabet var. Biri bir haber kanalında, öbürü bir haber kanalında. Paralel dışişleri bakanı. Bu ülkede hangisi dışişleri bakanı? Çavuşoğlu mu? İbrahim Kalın mı? Hulusi Akar mı? Birbirleriyle çelişen tuhaf tuhaf adamlar birbirleriyle yarışıyor. Türkiye de dünyaya rezil olmaya devam ediyor.”

“Türkiye bir çaresiz eylemsizlik içinde durmaktadır, kıvranmaktadır”

“Türkiye bir çaresiz eylemsizlik içinde durmaktadır, kıvranmaktadır. Bir yandan da ‘Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti Türkiye için de gösterin. Birileri saldırdığı vakit mı Türkiye’yi gündeme alacaksınız?’ Recep Tayyip Erdoğan. Diplomaside bu türlü sitem olmaz. Bu bir gaf. Bu bir acziyet. Ne demek birileri Türkiye’ye saldırınca mı? AB üyeliği için geldiğimiz, diplomaside son nokta bu mu? Karaya oturduk yalvarıyoruz. Ne üzerinden? Bize de mi saldırsınlar istiyorsunuz? Ukrayna’yı kıskanıyor. Bir paragraf üstte ‘Ukrayna’ya sahip çıkmıyorsunuz’ diyor. Bir paragraf aşağıda, ‘Ukrayna’ya gösterdiğiniz ilgiyi bize de gösterin’ diyor. Bu türlü bir çaresizliği diplomatik bir gaf olarak nitelendiriyoruz ve not ediyoruz.”

“Amirallere laf söyleyenlerin, saldıranların özür dileme vaktidir”

“Esas konuşmanız gereken sıkıntı Montrö. Bir sefer bakanları oturtun, Montrö’yü bir okutun. Her biri öbür bir şey anlıyor öbür bir şey anlatıyor. Hulusi Akar’a davetimiz şu: Yurtdışında Montrö anlatmak kolay bu periyotta. Geçen sene, Türkiye’de birileri Montrö’yü tartışmaya açıyordu. Şentop dahil tartışmaya açıyordu. ‘Durum çok önemlidir’ diyen 104 emekli amirali bu Hulusi Akar’ın uyguladığı kararla ordu meskenine sokmuyorlar. Lojmanlarını boşaltıyorlar. Etmedikleri hakaret kalmadı. Bu kriz bütün dünya önünde Montrö hassasiyetinin haklılığını ortaya çıkardı. Tez elden amirallerden özür dilenmesi gerekir. Haklarının iade edilmesi gerekir. Bu yargılama saçmalığının da bir an evvel son bulması gerekir. Bu kadar hassas sorunda, amirallere laf söyleyenlerin, saldıranların özür dileme vaktidir.

“Meclis’te, yargıda, zeytinliklerde çabamızı sürdüreceğiz”

“Zeytinlikler problemi. Bu Meclis, ulusal iradenin tecelli ettiği yer. Bir imza ile yayınlanan yönetmelikle o geri çekilen maddeyi yönetmelik olarak getirdiler. Elbette buna müsaade vermeyeceğiz. Bu hususta hem Meclis’te, hem yargıda, hem zeytinliklerde uğraşımızı sürdüreceğiz.”