3 Mart 2009 tarihinde Cem Garipoğlu tarafından vahşice katledilen Münevver Karabulut, hala yüreğimizde büyük bir yara…
Münevver’i hayattan kopardıktan sonra uzun bir mühlet yakalanamayan Garipoğlu, 2014 yılında cezasını çekmekte olduğu tek kişilik hücresinde meyyit bulunmuştu. Hala hayatta olduğuna dair yüzlerce farklı komplo teorisi bulunan Garipoğlu’nun ismi şu günlerde yine gündemdeyken 2006 yılında işlenen ve Münevver Karabulut cinayetine benzerliğiyle kan donduran 13 yaşındaki Nigar Kevser Şahin’in hala aydınlatılamayan cinayeti, okların tekrar Cem Garipoğlu’na çevrilmesine neden oldu.
Kaynak 1 2 3
Takvimler 3 Mart 2009 tarihini gösterirken tüm Türkiye kan donduran bir vahşetle sarsıldı. O tarihte 18 yaşında olan üniversite öğrencisi Münevver Karabulut, erkek arkadaşı Cem Garipoğlu tarafından vahşice katledilmişti.
Garipoğlu ailesine ilişkin olan İstanbul Bahçeşehir’deki villada işlenen cinayetin otopsi raporu kan dondurmuştu. 13’ü başında olmak üzere 29 kesici alet izi, boğazında iki tane aykırı ‘v’ye benzeyen işaret ve şimdi sağ iken başı kesilerek beden bütünlüğü bozulan Münevver’in cansız vücudu, başı gitar kutusuna bedeni ise bir bavula koyularak çöp konteynırına atılmıştı.
‘Bir ayinde azap edilerek öldürüldüğü’ belirtilen otopsi raporunda Cem başta olmak üzere birden fazla Garipoğlu ferdinin sperm izlerine rastlanmıştı. Tecavüz yoktu ancak Münevver’in bedeninde ve kıyafetlerinde çok fazla kişinin sperm, doku ve tükürük rastlanıldı.
Bir numaralı zanlı Cem Garipoğlu, 6 ay boyunca kaçmış ve sonunda teslim olmuştu. Türkiye’yi ve hatta dünyayı sarsan cinayette Cem’in annesi, babası, ağabeyi, kuzenleri ve halası da yargılandı.
Cem’in, Münevver ile olan konuşmaları incelenmişti. Kan donduran birçok ayrıntı olduğu, cinayetten bir gün evvel Münevver’e “Yarın sana hayatın boyunca unutamayacağın bir sürprizim var” yazması, Cem’in bilgisayarında ‘Zeytinburnu sü*tüğü’ isimli belgede Münevver’e ilişkin 300’den fazla fotoğraf bulunması ve daha kacı…
Cem birinci sözünde kıskançlık krizi nedeniyle cinnet geçirdiğini söylemişti. Argümanına nazaran Münevver kendisini aldatmıştı. Sonrasında geçirdiği hudut krizi nedeniyle Münevver’i öldürmüştü.
İddiaların en büyüğü ise Münevver’in bir ayine kurban verilmesiydi. Bununla ilgili yüzlerce komplo teorisi ortaya atıldı. Bir öbür tez ise intihar ettiği söylenen Cem Garipoğlu’nun estetik ameliyat geçirip yurt dışında hala ömrüne devam ediyor oluşuydu.
Zaten birçok haber sitesinde Garipoğlu ailesinin ruh, hudut ve ruhsal rahatsızlıklara sahip olduğu tez ediliyordu.
Ailenin yıllar sonra Münevver’in öldürüldüğü koltuk üstünde gülerek poz vermesi de bu tezleri doğruluyor üzereydi…
Gelelim Garipoğlu ailesi günümüzde neden tekrar gündeme geldi? Oyuncu Nilperi Şahinkaya ve Ekrem İmamoğlu’nun müstakbel gelin adayı Melis Çatak’ın, Cem Garipoğlu’nun ablası Sakine Garipoğlu ile fotoğraf paylaşması, Münevver cinayetini tekrar gündeme getirdi.
Münevver bir ayine mi kurban gitti, Cem Garipoğlu yaşanıyor mu, Garipoğlu ailesi nasıl oluyor da yaşananlara karşın hayatlarına olağan bir formda devam ediyor üzere sorular konuşulurken bahis öbür bir cinayeti daha akıllara getirdi.
13 yaşında vahşice katledilen Nigar Kevser Şahin! Faili hala bulunmayan Nigar, 27 Mart 2006 tarihinde arkadaşına gitmek için meskenden çıkmış 29 Mart tarihinde de cansız vücudu bir çöp konteynırında bulunmuştu.
27 Mart 2006 akşam saatlerinde arkadaşına gitmek için meskenden ayrılan Nigar, biri yahut birileri tarafından evvel tecavüze uğramış sonra da yırtıcı formda öldürülmüştü.
Adli Tıp raporu ise tekrar kan dondurucu…
Nigar Kevser Şahin’in cansız vücudu üstünde yapılan incelemede cesette birden fazla tecavüz bulgusuna rastlanılmış. Asıl mevt sebebi boğulma olan Nigar’ın cesedinin beden bütünlüğü bozulmuş. Bacakları diz hizasından kesilmiş, boğazında kesi izleri mevcut. Birçok uzvu da yeniden kesilmiş bir formda bavula koyulmuş. Yakılmış, bir bavula cenin konumunda bırakılmış. Bavul ise bir çöp konteynırında bulundu.
Olaydan birkaç gün sonra 12 yaşındaki bir kız çocuğuna bıçak zoruyla tecavüz etmeye çalışan bir yüzbaşı, kızın çığlıkları sayesinde olay yerine gelen halk tarafından linç edilmeye çalışılmıştı. Nigar’ın katilinin de bu yüzbaşı Bülent A. olduğu konuşulmuştu. Asker olan baba Ali Şahin, etraf sakinlerine olay ile ilgili bilgisi olanlara seslenmişti. Bu seslenişin akabinde bir görgü şahidinin çizdirdiği robot fotoğraf, Bülent A.’ya benzemiyordu.
Diyeceksiniz ki ‘Bunun Cem Garipoğlu ve Münevver Karabulut ile ilgisi ne?’ çabucak açıklayalım.
Nigar’ın öldürüldüğü gün bir Güneş Tutulması yaşanıyordu. Beşerler güneşin tutulduğu ana şahit olmak için sokaktaydı. Bu da otopsi raporu ve dava sürecinde “Acaba Nigar bir ayine mi kurban gitti?” sorusunu tekraren önümüze çıkartmıştı.
Ayrıca iki cinayetin Mart ayında ve birtakım inançlara nazaran özel olan günlerde işlenmiş olması başları karıştırmıştı.
Nigar’ın bedeninde tıpkı Münevver’in boynunda yer alan aykırı ‘V’ işaretine misal işaretler, daireler ve birçok farklı simgeler kesici bir aletle çizilmişti.
Öldürülme formları de epeyce misal olan iki cinayette de ayin ismi geçiyor. Beden bütünlüğünün bozulması, cesetlerin bavulla bir konteynıra bırakılması…
Ayrıca olayı takip eden birçok kişi robot fotoğraftaki kişinin Cem Garipoğlu’nu andırdığını söylüyor. Garipoğlu’nun dava sürecinde kendisine “Bu birinci cinayetin miydi?” formunda yöneltilen soruya kaçamak karşılıklar vermesi de akılları baya bir karıştırmıştı.
Ayrıca Nigar’ın cinayetinin işlendiği yer, Cem Garipoğlu ve ailesinin bir evvelki oturdukları meskenin çok yakınında. Bu da ruhsal sıkıntıları olduğu söylenen Cem’in öbür bir cinayet işlemiş olabileceği tezini kuvvetlendiriyor birçok kişinin gözünde…
Şunu da belirtelim Cem o tarihte 14-15 yaşlarında. Cinayeti kendi eforlarıyla araştıran bireyler, Cem’in tek başına yapamasa da aileden birinin ona yardım etmiş olabileceğini söylüyor.
Kendi gayretleriyle faili meçhul kalmış veyahutta sonuca varmasına karşın hala soru işareti barındıran cinayetleri araştıran şahıslar, daha evvel de Garipoğlu ailesinin sahibi olduğu içki markasının fabrikasında, bir çalışanın üzüm kesme makinesi içine düşerek feci biçimde hayatını kaybettiğini, o devir bu belgenin ‘intihar’ olarak bir anda kapatıldığını sav ediyor.
Acılı baba Ali Şahin, Münevver Karabulut cinayetinin çabucak akabinde bir araştırma yapmış ve üstte verdiğimiz bilgilere ulaşmış. Baba Şahin verdiği bir röportajda “Belki kızımın katili de Cem’dir, araştırılmasını istiyorum” dese de bu hususla ilgili hiçbir vakit bir harekette bulunulmamıştı.
Maslak Jandarma Komutanlığı’nda başçavuş olan Ali Şahin, Cem’in yakalandığı Beylikdüzü’ndeki konutun yerini öğrenince adeta şok olmuş. Zira kızı Nigar’ın öldürüldüğü yere çok yakınmış. Çabucak akabinde Garipoğlu ailesinin, Nigar cinayetinin işlendiği vakitte o meskende ikamet ettiğini öğrenmiş. Röportajda ise şu kelamları kullanmış 👇
‘Kimseyi suçlamıyoruz fakat benzerliklere dikkat çekiyoruz. Cem Garipoğlu, Münevver’i çok profesyonelce öldürmüş. Benim kızım da profesyonelce öldürülmüştü. Cem Garipoğlu’nun Beylikdüzü’nde saklandığı mesken de Garipoğlu şirketlerinin lojmanı olarak kullanılıyormuş. Tahminen Cem kızımı o daireye götürdü. Kuşkularımı polise anlattım. ‘Cem seri katil olabilir mi’ dedim. Araştıracaklarını söylediler. Nigar’ım öldürüldüğünde bölgede yapılan tüm telefon konuşmaları incelenecekti. Sonuçları ben de bekliyorum. O vakit içim rahatlayacak. Maksadım kimseyi suçlamak değil. Yüreği yanan babanın sorularına karşılık bulunması. Kızım birinin bir sırrını mı öğrendi sanki? Birebir sır Münevver Karabulut cinayetinde de vardı.’
