Gazeteci-yazar Doğan Tılıç: Sol partilerin de bir güç odağı haline gelmeye dönük gayretlerinin kesinlikle olması gerekir

Solda daha güçlü, birlikte ve laik demokratik kamucu bir yapının ortaya çıkmasının kıymetini vurgulayan Birgün Gazetesi Müellifi Doğan Tılıç, “Mutlaka solda daha güçlü ve birlikte laik demokratik kamucu bir yapının ortaya çıkması gerektiğini düşünüyorum.” değerlendirmesini yaptı. 

Tılıç, KRT TV’de yayınlanan Haftanın Panoraması programında Semra Topçu‘ya CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Hellaleşme çağrısı”nı ve ittifakları kıymetlendirdi.

Aşağıdan üste istikametli bir birliktelik uğraşı sergilendiğini belirten ve sol ittifakının kesinlikle kurulması gerektiğini belirten Tılıç, şu sözleri kullandı:

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

“Sol ittifak kesinlikle olması gereken bir şey. Sol Parti’nin Kartalda mitingi var. Hareketlerini izliyorum, hem sol kamuoyuyla toplantılar yaptılar hem de Trabzon İzmir üzere vilayetlerde mitingler düzenlediler. Bu türlü bir sol güç merkezinin aşağıdan üst kurulmasını da önemsiyorum. Sol ittifak dediğinizde zirveden birilerinin bir ortaya gelmesinin ötesinde, aşağıdan üste bir birliği örmeleri değerli. Fakat bunu bir adım ötede üstte bir birliktelik haline getirmeleri de son derece değerli.”

Doğan Tılıç, Millet İttifakı’nı oluşturan 6 partinin eforunun çok değerli olduğunu lakin kamucu bir siyasete muhtaçlık olduğunu söyledi ve şöyle tanım etti:

“Millet İttifakı bana şunu çağrıştırıyor; neye karşıyız, “Erdoğan olmasın, gitsin” birlikteliği. Pekala ne olsun. İşte bu ne olsun noktasında ben sol sosyalist bir dizaynın kelamın olması gerektiğini ve o ittifakın da sola çekilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kesinlikle solda daha güçlü ve birlikte laik demokratik kamucu bir yapının ortaya çıkması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde o 6 partinin bileşenine baktığımızda düşündürücü. Memlekette sol parti yok mu neden onlara gidilmez, onlarla bir ortada olma arayışı içinde olunmaz bu bir soru işareti. Sol partilerin de bir güç odağı haline gelmeye dönük eforlarının kesinlikle olması gerekir.”

“Her ikisi de tehlikeli”

Şu anda siyasettin edilgenlik yaratan bir hava yaratabileceği ihtarında bulanan Profesör Dr. Tılıç, “Bunlar masraf mi diye, karamsar bir hava vardı, dağıldı. Artık onun tam bilakis “Oldu da bitti maşallah havası” var. Her ikisi de tehlikeli” dedi.

Doğan Tılıç kelamlarını şöyle sürdürdü:

 “Toplumun bütün kısımlarının geleceğe, seçim sonuçlarına sahip çıkmak ismine canlı, dinamik ve canlı tutulması gerekiyor. Bu “Oldu da bitti maşallah havası” toplumda korkarım edilgenliğe sebep olur.”
“Helalleşme davetini elimizin zıddıyla itemeyiz, bu telaffuz yalnızca seçime dönük bir söylemse bu her formda siyasette kazandırır, bir karşılığı olur. Lakin yalnızca orada kalırsa da yazık olur. Türkiyenin sahiden buna gereksinimi var” kelamlarıyla Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme çağrısı”nın kıymetini vurgulayan Tılıç, davet kesinlikle stratejiye dönüştürülmeli sözünü kullandı ve şöyle dedi:

“Helalleşme davetinin altı doldurulmalı, stratejiye dönüştürülmeli. Hesap edilmiş, çok âlâ tartışılmış, partinin bütün konseylerinde da konuşulmuş net bir yol haritası görmemiz lazım. CHP’ye aralı olan bölümler değil yalnızca, CHP’ye çok yakın olan kısımlardan de bu çağrıyı elinin karşıtıyla iten, “bu neden var”, “bu niçin yok” üzere kimi yaklaşımlar oldu. Bunu mutlaka gerçek bulmuyorum. Bu teşebbüsün önemsenmesi gereken bir davet olduğunu ve katkılarla ilerletilmesi gereken bir davet olduğunu düşünüyorum.”

“Yeni bir toplum tasarımı”

Travmalı toplumların birlikte yaşama projesi üretmesine muhtaçlık duyduğuna dikkat çeken Tılıç, yeni bir toplum tasarımı yapılması gerektiğini şu sözlerle anlattı:

“Travmalı toplumları çalışmış bir kişi olarak söylüyorum, o travmaları yaşayan toplumların önüne o travmaları gölgede bırakacak, unutturacak demiyorum, gölgede bırakacak bir gelecek tasarımı sunmak gerek. Önümüzde 6 siyasal partinin söylediği; güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi var. Bunun çok daha ötesinde; bu ülkenin Kürtleri Ermenileri, Musevileri, Çerkezleri, Lazları, barış içinde daima birlikte, birbirimizi kucaklayarak yaşayacağımız, ortak kimlik manasına gelen bir gelecek dizaynını ortaya koymamız lazım. “Helalleşelim” demekle âlâ bir şey demiş olursunuz, hoş bir şey söylemiş olursunuz lakin geçmişte yaşanan bütün o acıları aşmamızı sağlayacak olan şey hepimizin ikna olduğu yeni bir toplum dizaynıdır. Bizim yeni bir toplum kurmamız lazım; demokratik, laik, özgürlükçü herkesin karnının tok sırtının pek olduğu yeni bir toplum kurmamız lazım.”