Gelecek Partili Yazıcı’dan Erdoğan’a: Türkiye’nin AİHM kararlarına uymama diye bir lüksü yok

Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcısı Serap Yazıcı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz” kelamları için, “Hukuki realiteyle bağdaşan açıklamalar değil. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymama diye bir lüksü yok. Hukuken biz bunlara uymak mecburiyetindeyiz. Uymamak, mukaveleyi ihlal etmek manasına geliyor. Umarız ki Türkiye bir an evvel bu yanlıştan döner” dedi.

Serap Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz” kelamlarını kıymetlendirdi.

Yazıcı, Türkiye’nin 1989 yılında AİHM kararlarının bağlayıcılığını kabul ettiğine işaret ederek şunları söyledi:

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

“Umarız ki Türkiye bir an evvel bu yanlıştan döner”

“Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamaları hukuksal realiteyle bağdaşan açıklamalar değil. Biliyorsunuz; Avrupa İnsan Hakları Mukavelesi, Avrupa Kurulu bünyesinde akdedilen bir kontrat. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerinden biri. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1950’de Türkiye imzaladı. 1954’te onayladı. 1987’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kişisel müracaat hakkını kabul etti. 1989’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını kabul etti. 2004 Anayasa değişikliği, şahsen Sayın Erdoğan’ın önderi bulunduğu Adalet Kalkınma Partisi’nin teşebbüsüyle gerçekleştirildi. Ve bu değişiklikle birlikte temel hak ve hürriyetlere ait milletlerarası kontratlar, bizim ulusal kanunlarımızın üzerinde bir statüye yükseltildi. Münasebetiyle bütün bu hukuksal tablo karşısında, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymama diye bir lüksü yok. Hukuken biz bunlara uymak mecburiyetindeyiz. Uymamak, mukaveleyi ihlal etmek manasına geliyor. Umarız ki Türkiye bir an evvel bu yanlıştan döner.” (ANKA)