Göbeklitepe’de 20 yıl hafriyat başkanlığı yapan Alman arkeoloğun eşine demir sopalı hücum

Şanlıurfa’nın simgesi olan Göbeklitepe’de 20 yıl hafriyat yapan ve 7 yıl evvel hayatını kaybeden Alman arkeolog Klaus Schmidt’in eşi Çiğdem Köksal, sahiplendiği sokak köpeğinin komşusunun köpeğini ısırması sonucu demir sopayla akına uğradığını öne sürdü. Yüzünde ve bedeninde darp izleri bulunan Köksal, karakola gidip şikâyetçi oldu.

2014 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu ömrünü yitiren Alman arkeolog Klaus Schmidt’in eşi Çiğdem Köksal, teze nazaran sahiplendiği köpek komşusunun köpeğini ısırınca taarruza uğradı. Komşusunun demir sopayla saldırdığını belirten, aldığı darbelerle yüzünde morluk oluşan fotoğrafını toplumsal medya hesabından paylaşan Çiğdem Köksal, yaşananları şöyle anlattı:

“Dün gece Urfa’da fiziki taarruza uğradım. Bir sene evvel sokaktan sahiplendiğim köpeğim kendi küçük cins köpeğini ısırdı diye günlerdir beni taciz eden, yanlış beyanlarla köpeğimi belediye grupları tarafından aldırtmaya çalışan komşu bayan dün gece beni tekrar şikayet etti. Karakolda uzun süren söz verme sürecinden sonra sabaha karşı meskenime döndüğümde, sokakta tekrar karşılaştım. 1,5 metre uzunluğunda demir bir sopayı pusu kurmuş üzere ansızın ortaya çıkarıp beni yerde hareketsiz hale getirdi. Başımı tekraren kaldırım taşlarına vurdu. İki kez bayılır üzere oldum, kendime geldiğimde sesim çıktığı kadar çığlık attım. Bu sırada daima, ‘bak kimse sesini duymuyor, kimsenin umurunda değilsin, köpeğin bile duymuyor, öldüreceğim seni’ diyordu. Yeniden güçsüzleştiğimde, demir sopası ile birlikte sırıtarak kapısını hırsla çarptı, kapattı.”

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

“Buyurun size komşuluk hikayesi”

Hücumda kimsenin kendisine yardım etmediğine yakınan Çiğdem Köksal, paylaşımlarını şöyle sürdürdü:

“Ayağa kalkmaya çalışırken evvelki çığlıklarımı umursamayan komşulardan biri meskenin duvarından aşağı bakarak küfretti, ‘gidin öbür yerde bağırın’ dedi. Başımın iki tarafında ödem ve kulaklarımda kan, kaşımda şişkinlik ile yürüyerek Balıklıgöl karakoluna gidip tabir verdim. Hastaneye gidip darp raporu aldım, tomografi çekildi. Konutumun anahtarı tüm bu olaylar sırasında bu şahıs tarafından gasbedildi. Öteki bir komşunun konutundan duvardan atlayarak konutuma girdim. Bunun için yardım istediğim bir öbür komşu evvel ‘uyuyor çocuklar’ dedi, sonra ‘evde yoklar’ dedi. Buyurun size komşuluk öyküsü. Romantikleştirmeye, güzelleştirmeye uğraştığımız komşuluk bağları. Karakolda birinci söz sırasında bu bayanın uzaktan sesini duyuyordum, kendisi burada tanındığı için bunu kullanıyor üzere şeyler söylüyordu benim için. O kadar da tanınmıyorum ve bu türlü bir şeyi kullanmayı da bilmem. Bu birinci örnek olsun, bunu okuyan varsa Ö.D. isimli şahsı ifşa ediyorum, beni darbeden, tehdit eden kişidir.”