HDP Eş Genel Lideri Sancar: Büyük barışın kilidini açacak şey, Kürt probleminde demokratik tahlildir

HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, “Büyük barışın kilidini açacak şey, Kürt meselesinde demokratik çözümdür” değerlendirmesini yaptı.

Sancar, Nevruz meydanlarının hem iktidara hem de muhalefet partilerine ileti verdiğini belirterek, “Değişim istiyorsanız yiğit olun. Bu ülkede değişim, büyük barışla gelir. Büyük barışın kilidini açacak şey, Kürt sıkıntısında demokratik tahlildir. Kürt meselesinde demokratik tahlil konusunda inandırıcı, dengeli rastgele bir program önüne koymadan, toplumu değişime ikna etmeden istediğiniz sonuçlara varamazsınız. Yani kuru değişim bildirileriyle, teknik programlarla, ürkek iletilerle bu kadar ağır meseleleri çözemezsiniz” dedi.

Mithat Sancar, bugün HDP Malatya Vilayet Başkanlığı’nın 4. Olağan Kongresi’nde konuştu. Sancar, özetle şunları söyledi:

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

“Yaraları güzelleştirmenin yolu hakikat ve adaletten geçer. İşte hakikat ve adaletin hafızalarından, çok değerli sözcülerinden birini dün maalesef yitirdik. Mıgırdiç Margosyan Ağabey’imizi sonsuzluğa uğurladık. 1915’te burada yaşanan kıyımın hafızasıydı, bu acının sözcüsüydü lakin acıyı hiçbir vakit kine ve nefrete dönüştürmedi. Tam bilakis, yaraları güzelleştirecek büyük barışın yollarını aradı. Bir yandan en ağır yaraları yazarken başka yandan bizleri tebessüm ettirmeyi becerebildi.  İşte bu büyük bilgeyi, bu koca çınarı huzurlarınızda hürmetle anıyorum.

Bu iktidar, bir düşmanlık ve savaş siyaseti izlemektedir. Halklara, farklılıklara, inançlara karşı savaş yürütmektedir. Tabiata karşı bir savaş yürütmektedir. Emeğe karşı savaş yürütmektedir. Bayanlara karşı, gençlere karşı savaş yürütmektedir. İşte bu iktidarı şayet göndermeye nitekim kararlıysak evvel bu savaş siyasetlerinin tamamına karşı çıkmak zorundayız. Şayet savaş siyasetlerini çökertirsek bu iktidarı da göndeririz ancak bu da yetmez. Savaş zihniyetini; halklara, inançlara, bayanlara, toprağa, emeğe karşı savaşı besleyen kaynakları da değiştirmek zorundayız. Yani bu sistemi de değiştirmek zorundayız. Evet, iktidarı göndereceğiz lakin yerine emsal zihniyeti farklı bir imgeyle sürdürmek isteyecek bir iktidar da istemiyoruz. O nedenle biz, güçlü demokrasi, kalıcı barış, eşit yurttaşlık ve adalet temelinde üçüncü yolumuzu kurduk, büyütüyoruz. Bu yol, Türkiye’ye barışı da getirecektir, demokrasiyi de getirecektir. Bu yol, bizlere adaleti de getirecektir. Ezilen, sömürülen, ötekileştirilen bütün toplum bölümlerinin haklarını, hukuklarını teslim edecek bir tertibi de yaratacaktır. O nedenle üçüncü yolda kararlıyız. Nevroz, işte üçüncü yolun ne kadar güçlü ilerlediğinin büyük bir delili oldu.

Nevroz meydanlarının iletisi yalnızca iktidara değildi. Bütün kesimlereydi. Başka muhalefet partilerine de ileti vardı. Ürkek davranmayın. Değişim istiyorsanız cesaretli olun. Bu ülkede değişim, büyük barışla gelir. Büyük barışın kilidini açacak şey, Kürt sıkıntısında demokratik tahlildir. Kürt sıkıntısında demokratik tahlil konusunda inandırıcı, dengeli rastgele bir program önüne koymadan, toplumu değişime ikna etmeden istediğiniz sonuçlara varamazsınız. Yani kuru değişim iletileriyle, teknik programlarla, ürkek iletilerle bu kadar ağır sıkıntıları çözemezsiniz. O nedenle şayet değişim istiyorsak, -biz istiyoruz, halklar istiyor- demokratik dönüşüm ve büyük barış istiyorsak artık HDP vaktidir.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri, çıkıp da gençlere, ‘Seyahat edin, dünyayı gezin, görün’ diyor. Halbuki burada gençlere ömür hakkı tanımıyor. Gençlerin artık aradığı şey, kendi yaşama hakkı ve bir iş, eğitim, kaliteli, fiyatsız eğitim. Bunu arıyor gençler. Demokratik, özgür bir ülke arıyor gençler. Ancak bu iktidar, gençleri de halkın yüzde 90’ını da açlığa ve yoksulluğa mahkum etmiştir.

Bu iktidar tabiata da düşman. Tabiatla da savaşıyor. Şimdiye kadar 505 maden açılmış, 800’den fazla maden için de ruhsat hazırlıkları yapılıyor. Doğayı talan ediyorlar, emeği talan ediyorlar, üreticinin emeğini talan ediyorlar, bu ülkenin verimli topraklarını talan ediyorlar. Bu talan, bu ülkeyi kıtlığa, yoksulluğa, açlığa sürüklüyor. İşte bu tertip değişmeli.” (ANKA)