İçişleri Bakanı Soylu’dan ‘Hafıza Odası’ yansısı: Terör örgütüyle ve onun siyasi uzantısıyla iş tutan bir anlayışı gerçekleştirmişler

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır’da sanatçı Ahmet Güneştekin’in geçtiğimiz hafta açılan “Hafıza Odası” standına ait “Terör örgütüyle ve onun siyasi uzantısı ile iş tutan bir anlayışı gerçekleştirmişler” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen bir programa katıldı. Programda konuşan Bakan Soylu, “Ne tehditlerden ne de idam sehpalarından korkuyoruz” tabirlerini kullandı. Türkiye ve içinde bulunduğu coğrafya üzerinde yıllardır oynanan oyunlar olduğunu belirten ve bu oyunlara karşı çabayı sürdüreceklerini söz eden Soylu, Türkiye’nin millet ile birlikte 21’inci yüzyılın başından bu yana çok değerli adımlar attığını da kelamlarına ekledi.

“2000 yılındaki Türkiye’ye bakınca da o periyottaki Türkiye’nin fersah fersah ilerisindeyiz”

Göz Atın

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Gökhan Tombak’ı Kim Silahla Vurdu?

Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafya üzerinde yapılan planlara karşı büyük bir gayret içerisinde olduklarını söyleyen Soylu, “Bizim sorumluluğumuz diğerdir. Biz vazifeli bir milletiz, bu topraklar da misyonlu topraklardır. Bugün şayet ayaktaysak Allah’a hamdolsun ki, bizi yok etme teşebbüsüne karşı birbirimizle güçlü bir formda duruyorsak, bilmeliyiz ki bunlar içinde bulunduğumuz coğrafyanın bize yüklediği sorumluluklardandır. 2000 yılının başındaki Suriye’ye bir baktığımızda, bugünkü Suriye’nin gerisinde olduğunu görürüz. 2000 yılındaki Türkiye’ye bakınca da o devirdeki Türkiye’nin fersah fersah ilerisindeyiz. 2000 yılındaki Irak’a baktığımızda da bugünkü Irak’ın çok daha ilerisinde olduğunu görürüz. Bir kederle karşı karşıyayız. Afganistan’dan Pakistan’a kadar, etrafımızdaki coğrafyada size onlarca örnek verebilirim. Bütün bunları şuuru içerisinde bir büyük gayret sergileniyor. Yalnızca siyaset alanında değil, yalnızca kalkınma alanında değil, yalnızca sanayi alanında değil, her alanda büyük bir çaba sergileniyor. Bu gayret büyük bir şuurla sergileniyor. Elbette ki şu andaki durumumuzu ve sorumluluğumuzu biliyoruz. Suriye, tekrar inşa edilecek, edilmelidir. Binalardan, sanayi tesislerinden, yollardan bahsetmiyorum. O insanların gönlünü inşa etmekten bahsediyorum.” dedi.

“Bizi yıllardır korkutmaya çalıştılar, korkmadık”

Milletin yıllarca darbe, ruhsal savaş, ekonomik hücumlar üzere aksiliklerle korkutulmaya çalışıldığını söyleyen Soylu, “İşimiz çok. 2023, 2053 ve 2071 amaçlarımız yalnızca sayılarla söz edilecek ve Türkiye’nin zenginliğiyle övünülecek amaçlar değildir. Biz büyük bir kültür coğrafyasının temsilcisiyiz, evlatlarıyız. Biz büyük bir inancın ve büyük bir imanın tabileriyiz. Yıllarca korkutmaya çalıştılar bizi. Bir başbakanın idamı ile korkutmaya çalıştılar, korkmadık. İnancımıza, kimliğimize savurmakla korkutmaya çalıştılar. Korkmadık, korkmayız da. 1980 darbesinde, 28 Şubat’ta tanklarla toplarla korkutmaya çalıştılar ancak korkmadık. Zira argümanımız yalnızca güçlü bir memlekette yaşamak değil. Biz öbür savların sahibiyiz. Lakin o tezlerin gereğini yerine getirmekle de mükellefiz. 27 Nisan’da korkutmaya çalıştılar, seyahat olaylarıyla korkutmaya çalıştılar lakin korkmadık. Ötekileştirmeye çalıştılar, korkmadılar. 17-25 Aralık darbeleriyle korkutmaya çalıştılar lakin yeniden korkmadık. En nihayetinde 16 Temmuz’da F-16’larla korkutmaya çalıştılar yeniden korkmadık. Zira tekrar altını çizerek söylüyorum. Ne tehditlerden ne de idam sehpalarından korkuyoruz. Biz misyonlu olduğumuz yolun seyahatini bilenlerdeniz ve buna tıpkı halde devam edenlerdeniz. Attığımız bu adımlarda bizi koruma eden Cenabı Allah’tır. Allah’a şükürler olsun ki bu milletin gerçek seyahatinden bu milleti ayırmamak için çırpınan, giyinen, direnen ve ilerleyen bir öndere sahibiz” diye konuştu.

“Türkiye cürmünden büyük işler başarmaktadır”

Ülkece daima birlikte çok değerli işlere imza attıklarını söz eden Bakan Soylu, “Aziz milletimizle bir arada yapacak çok işimiz var. Biraz evvel İdlib gösterildi. Ne yapsaydık yani, annesini, babasını kaybetmiş yetimleri orada yalnız mı bıraksaydık? O vakit Müslümanlığımızla alakalı dönüp kendi kendimize bakmamız gerekmez miydi? O vakit komşusu açken kendisi tok yatanla ilgili söylenen kelamları bir kıymetlendirmemiz gerekmez miydi? Biraz evvel gösterilen Filistin’deki o çocukların gülümsemelerini yarım mı bıraksaydık. Amerika istemiyor, Batı istemiyor diye yarım mı bıraksaydık? Onlara sahip çıkmasa mıydık? Çobanbey’den Resulayn’a kadar, Tel Abyad’a kadar o bölgelerde huzuru sağlamasak da oraları Mehmet Akif’in kendi tabirlerinde buyurduğu üzere, “Tek dişi kalmış canavara” mı teslim etsek? Tarih ne muharrir bilmem fakat ben bugün söylüyorum. Türkiye 21’inci asrın başından itibaren cürmünden büyük işler başarmaktadır. Allah’a şükürler olsun” biçiminde konuştu.

“Hafıza Odası’nda sanatı istismar etmişler”

Diyarbakır’da oluşturulan Hafıza Odası’na yönelik tenkitte bulunan Soylu, “Geçenlerde Diyarbakır’da bir görünümle karşılaştım. Bir Hafıza Odası oluşturmuşlar, çerçevesini de sanat diye sunmuşlar. Hafıza odasında maalesef bilhassa terör örgütüyle ve onun siyasi uzantısı ile iş tutan bir anlayışı gerçekleştirmişler. Hendek, barikat, Kobani olayları da dahil olmak üzere terör örgütü mensuplarını bir noktaya alıp sanatı istismar etmişler. Ticaretin, siyasetin sanatı çok kullandığını gördüm. Seyahat olaylarında sanatın nasıl, vandalizm ve bu ülkenin huzurunu bozmak için kullanıldığını gördüm lakin terörün sanatı kullandığına birinci defa şahit oldum. Sanat ötekileştirmek ve teröre kendisini alet etmez. Diyarbakır annelerini görmeden, Bedirhan bebeği Hafıza Odası’na koymadan teröre meşruiyet kazandırmaya çalışanlara yalnızca acıyorum. Kendisini sanatçı kisvesi altında, terör örgütüne kullandıranlara da acıyorum” tabirlerini kullandı.