Kastamonu’da Koronavirüslü Vatandaş Cuma Namazına Gitti, Cemaatten 6 Kişi Hayatını Kaybetti…

Göz Atın

Turkcell Bedava TL Kazanma (Ücretsiz Kontör Promosyonu)

Trt Frekans Güncelleme Nasıl Yapılır? TRT Neden Açılmıyor?

Edinilen bilgiye nazaran, yaklaşık 45 gün evvel Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesine bağlı İsmail köyünde yaşayan bir kişi, diş tedavisi için İnebolu’da bir kliniğe gitti. Burada virüs kaptığı kestirim edilen şahıs teze nazaran, ‘benim bir şeyim yok’ diyerek o gün hocası bulunmayan İsmail köyünde, Cuma namazı için oluşturulan cemaat ile birlikte namaz kıldı.

Bir mühlet sonra öksürük ve beraberinde ateşlenmesi üzerine test veren şahsın Covid-19 virüsü taşıdığı belirlendi. Akabinde filyasyon grupları İsmail köyüne gelerek olayın ortaya çıkmasını sağladı.

Cuma namazı için oluşturulan cemaatte bulunanlarda da öksürük ve ateşlenme görülmesi üzerine filyasyon takımlarınca cemaatten test alındı. Cami cemaatinden alınan virüs testlerinin olumlu çıkması üzerine Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan ve yaklaşık 40 gün süren tedavi gören Yüksel Yüksel, Nedim Güleryüz, Yüksel Gülcü, Kadir Aral, Hayrettin Çelebi ve Bekir Bozkurt, hayatını kaybetti.

Koronavirüsten hayatını kaybeden Yüksel Gülcü’nün eşi Hanife Gülcü’nün de ağır bakım ünitesinde tedavisi hala sürerken, tedavisi tamamlanan 1 kişi de taburcu edildi.

Şu ana kadar hiç koronavirüs vakası görülmeyen köyde, peş peşe ölümlerin yaşanması üzerine derin bir sessizlik oluştu. Köy sakinleri kendilerini izole altına alınırken, sokaklarda hiç kimsenin olmadığı görüldü. Öte yandan Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın son açıkladığı 100 bin şahısta görülen koronavirüs güncel haritasında Kastamonu, 100 bin nüfusa karşılık 340,08 olan hadise oranı ile hadiselerin en çok görüldüğü ikinci vilayet oldu.

Cuma namazı için oluşturulan cemaatte şu ana kadar koronavirüse yakalanan 6 cami cemaatinin hayatını kaybettiğini söyleyen Çatalzeytin’in İsmail Köyü Muhtarı Emrah Köse, “Pandemide elimizden geldiği kadar milleti çarşıya göndermemeye çalışıyoruz. Hem ben, hem de cami hocamız, vatandaşların muhtaçlıklarını yönelik pazar alışverişlerini devletimizin verdiği buyruklara uyarak bizler yapmaya çalışıyoruz.

Pandemide bizim çok fazla hadisemiz olmadı fakat olaylarda mevtle sonuçlanıyor. Cuma namazı için arkadaşlar cemaat oluşturmuş, köyümüzün hocası yoktu o vakit. Kendi ortalarında namaz kılmak istiyorlar. İnebolu’da virüs kapan bir arkadaşımız, farkına varmıyor, sonra köyümüze geliyor ve burada Cuma namazı için oluşturulan cemaate de virüs bulaştırıyor. Köyümüzde ölenlerin hepsi de cami cemaati oluyor. Şu ana kadar 6 kişi vefat etti” dedi.

Yaşanan bu olayın akabinde köy sakinlerinin konutuna kapandığını belirten Köse, “Bu olaydan sonra köylümüz, son derece hassas, eskisi üzere birbirine giden yok. Teravih namazı alınan karar doğrultusunda zati kılınmıyor, iftarlara giden yok. Köyümüzde hiç kimse bir yere çıkmıyor. Herkes konutunda. Korktukları için kimse dışarı çıkamıyor” diye konuştu.

Yaşanan bu olaydan evvel köylerinde hiç koronavirüs hadisesinin görülmediğini vurgulayan Köse, “Bugüne kadar köyümüzde hiç koronavirüs vakası görülmemişti, hiç yoktu. Sonradan cami cemaatine bulaşınca olaylarımız fırladı. Şu anda Hanife Gülcü teyzemiz, koronavirüs vefat eden Yüksel Gülcü ağabeyimizin eşi oluyor. Öğrendiğimize nazaran kritik durumu atlatmış, düzgün olduğunu öğrendik. Servise alınmış, inşallah Cuma günü de çıkacağını söylediler. Bizde bekliyoruz çıkmasını” formunda konuştu.

Koronavirüsten ötürü ağabeyini ve iki eniştesini kaybeden Hüseyin Yüksel ise “En yakınım olan kardeşimi kaybettim. İki tane eniştemi kaybettim. Kimse kimse ile temas etmesin, devletin koyduğu her kurala harfiyen uymak lazım, uymamız lazım. 17 günlük bir kısıtlama oldu, ne kadar hadise oranlarını düşürdü görüyoruz. Bu büsbütün bizlerin elinde. Bizler kurallara uyarsak, inşallah bu virüs bitecek” sözlerini kullandı.

Namaz kılındığı gün bir işinden ötürü Abana’ya gittiğini ve mescitte oluşturulan cemaatin ortasında olmadığını Yüksel, aksi taktirde kendisinin de ölebileceğini lisana getirdi. Yüksel, “Ölen arkadaşlarımızla daima beraberdik. Ben o gün Abana’ya gitmiştim. Abana’da işlerim vardı. Bu cemaat gurubundan ayrılmıştım. O gün ben yoktum.

Sonra bir duyduk, cemaate gelen bir arkadaşımız ateşlenmiş. Ondan sonra eniştemin birisi ateşlendi, sonra öbürleri peş peşe ateşlendi. Bu halde işler büyüdü. Bizler hiçbirini göremedik. Biz yalnızca telefonla haber alabildik. Bunun sonucunda ailemden eniştelerim ve kardeşim öldü” dedi.