Kobani Davası | HDP: Bu yargılama sürecinin modülü olmayacağız

Kobani davası avukatları ve HDP Hukuk ve İnsan Hakları Kurulu, mahkemenin adil yargılama arayışında olmadığını gördüklerini açıkladı; duruşmalara katılmama kararı aldılar.

 

Mezopotamya Ajansı’nın haberine nazaran, Kobani davasında mahkemenin tavrını protesto eden avukatlar ile HDP Hukuk ve İnsan Hakları Kurulu basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komitesi üyesi Züleyha Gülüm, “Bu dava iktidarın cürümlerinin üstünü örtme davasıdır” dedi.

Gülüm, sanıklar ve avukatların duruşmalara katılmayacağını açıkladı:

“Bu tavır devam ederse arkadaşlarımız bu sürecin kesimi olmayacak”

“Yargılanan arkadaşlarımız ve avukat arkadaşlarımız duruşmalara katılmıyorlar. Bu davalara katılmak, oynanan oyunun modülü haline gelmek manasına geliyordu. Bu haftaki yargılamada arkadaşlarımız bulunmadı. Bundan sonraki süreçte bu tavır devam ederse arkadaşlarımız bu sürecin kesimi olmayacak.”

Gülüm, avukatlar ve sanıkların katılmayarak protesto edeceği davada duruşmaların nasıl süreceğine dair soruyu şöyle yanıtladı:

“Ortada bir talimatlı yargı var”

“Mesele iktidarın yargıya müdahale etmesidir. Ortada bir talimatlı yargı var. ‘Anayasa Mahkemesi kapatılmalıdır’ denilen bir ülkede yargı bağımsızlığından kelam etmek mümkün değil. İçişleri Bakanlığının müşteki tarafında olduğu bir yargılamadan bahsediyoruz. Bu türlü bir mahkeme sürecinde nasıl bir tarafsızlıktan bahsedeceğiz?

Toplamdaki problem iktidarın talimatıyla yargının hareket etmesidir. Mahkemede arkadaşlarımız tabir etti, ‘Eğer derdiniz iktidarın aldığı kararı okumaksa buyurun okuyun lakin biz bu oyunun tarafı olmayacağız’ dediler. Tavır çok nettir. Yani hızlandırılmış, iktidarın istediği doğrultuda bir karar verilecekse yargılanan arkadaşlarımız bu davanın içinde bulunmayacaklar.”

“4 yıl boyunca rastgele bir süreç yapılmadı, kapalılık kararı bile alınmadı”

“2014 yılında açılan bir soruşturmada 4 yıl boyunca rastgele bir süreç yapılmadı, saklılık kararı bile alınmadı. Daha sonra gelişen süreçle birlikte AKP’nin HDP’yi tasfiye etmek üzere harekete geçtiğini ve partimizi kapatma davası başta olmak üzere harekete geçtiğini görüyoruz. Dört yıl boyunca hiçbir süreç yapılmayan davada özel savcı görevlendirilerek davada gerçek olmayan kanıtlar oluşturulmaya çalışıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile birlikte çalışılması bir kumpasın olduğunu açıkça ortaya çıkardı. Bu dava, gerçeğin üstünün örtülmesi ve iktidarın kendi hatalarının üstünü örtme davası olarak önümüzde duruyor.”

“Bahçeli’nin talimatı üzerine mahkeme hızlandırıldı”

“Davada neler yaşandığına baktığımızda yargıya talimat verildiğini görüyoruz. Erdoğan, ‘Kobani davasında yargımız 6-8 Ekim’in hesabını soracağız’ dedi. Yargının yerine kendisini koydu.

MHP Genel Lideri Bahçeli “108 sanığa gün yüzünü haram edecek karar çok kısa müddette alınmalıdır” dedi. HSK üyesinin istifa ederken Bahçeli ile istişare ederek istifa ettim demesi ve mahkeme liderinin misyondan alınması davaya müdahale edildiğini gösteriyor. Bahçeli’nin hızlandırın talimatı üzerine mahkeme lideri vazifeden alındı ve mahkeme hızlandırıldı. Heyetin değişikliği ile birlikte belgeyi süratlice bitirerek, savunma hakkı yaptırılmadan başlarındaki kararı beyan etmek istiyorlar.”

Avukat Çiğdem Kozan da “Ayda 3 hafta duruşma yapmak makûs muameledir” dedi. Kozan kelamlarına şöyle devam etti:

“Ayda 3 hafta duruşma yapmak berbat muameledir”

“Yargılanan arkadaşlar ayda 3 hafta boyunca ya duruşma salonunda ya da SEGBİS odalarında duruşmaya katılmaya zorlanıyorlar. Bir ayın 3 haftasında duruşma yapılmasının berbat muamele olduğunu söyledik.

Duruşmaya gelip giden arkadaşlarımız havalandırma haklarını kullanamıyorlar. Toplumsal aktivitelerini yerlerine getiremiyorlar. Bir öbür konu da aile görüşü. Bu görüşlere denk gelen arkadaşlarımızı seçim yapmak zorunda bırakıyorlar.

Arkadaşlarımızın yargılandığı öteki belgeleri da var lakin bu mahkeme arkadaşlarımızın o evraklarda savunma yapma imkanı tanımıyor. Bu azaba dönüştü. Müvekkillerimiz evraklara ulaşamıyor biz bile ulaşmakta zorlanıyoruz.”

“Arkadaşlarımızın tutuk devam kararına itiraz hakları ellerinden alınıyor”

“Mahkemenin tutuk devam kararı aldıktan sonra bizim 1 haftalık itiraz süremiz var. Bu müddet dolmadan üst mahkemeye gitmeden duruşmayı sürdürüyor. Böylelikle arkadaşlarımızın tutuk devam kararına itiraz hakları ellerinden alınıyor.

SEGBİS kayıtlarının tahlilleri bile yetişmiyor. Hala bir evvelki mahkemenin SEGBİS tahlilleri gelmedi. SEGBİS tahlilleri gelmeden bizleri savunma yapmaya zorluyorlar. Müvekkillerimiz tahlilleri okumadan savunmaya zorluyorlar.”

“Üst mahkeme tahminen tahliye kararı verecekken buna fırsat verilmeden yargılamaya devam ediliyor”

“Tutuk devam kararına yaptığımız itirazlar üst mahkemeye gönderilmiş değil. Üst mahkeme tahminen tahliye kararı verecekken buna fırsat verilmeden yargılamaya devam ediliyorlar.”

“Mahkemeden duruşmaya makul bir orta verilmesini istedik. Mahkeme mazeretlerimizin gerekçesiz olduğunu belirterek mazeretlerimizi reddetti. Bizler mahkemenin adil yargılama arayışında olmadığını gördük. Mahkeme süratlice karar çıkarmaya çalışıyor ve adil yargılama hakkını ihlal eden heyeti HSK’ya şikayet etmek durumunda kaldık.”