Hulusi Akar’ın akabinde Türkiye’nin yeni Ulusal Savunma Bakanı olan Yaşar Güler’in epey enteresan bir mesleği var. 28 Şubat Süreci’nde Başbakanlık Askeri Danışmanlığı vazifesini yürüten yaşar, periyodun başbakanları Tansu Çiller ve Necmettin Erbakan ile çok yakın çalıştı. 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü sonrası Kara Kuvvetleri Kumandanı olan Güler; Ordu komutanlığı yapmadan bu vazifeye getirilen üçüncü asker oldu.
Gelin Ulusal Savunma Bakanı Yaşar Güler’in geçmişini birlikte inceleyelim…
1954 Yılında Ardahan’da dünyaya gelen Yaşar Güler, Kıbrıs Barış Harekatı’nın gerçekleştiği 1974 yılında genç bir teğmen olarak Harbiye’den mezun oldu.
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde uzun mühlet ekip ve bölük komutanlığı yapan Güler’in mesleğinin dönüm noktalarından birisi 1995 yılı oldu. Bu devirde Başbakanlık askeri danışmanlığına atanan Güler, devrin başbakanları Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller ile yakın çalışma imkanı buldu.
28 Şubat Süreci olarak da isimlendirilen devirde, asker sivil alakalarının epeyce gergin olduğu süreçte asker kanadının sivil yönetimdeki temsilcisi pozisyonundaydı.
Bu devirde yaptığı çalışmalar ile siyaset dünyasını da yakından gözlemleme imkanı buldu. 28 Şubat Süreci sonrası vazifesine devam edemeyen Refah-Yol hükümeti dağılınca Yaşar Güler’in de askeri danışmanlığı sona erdi. Lakin bu periyotta sürecin daha fazla gerginleşmemesinde Güler’in rolünün büyük olduğu tabir ediliyor.
Yaşar Güler’in önü Başbakanlık Danışmanlığı sonrası daha fazla açıldı. 2001 yılında 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in onayıyla General oldu.
Artık Paşa olan Yaşar Güler 10. Piyade Tugay Komutanlığı misyonuna getirildi. 2005 yılında Tümgeneral oldu. MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi kumandanı olarak vazife yaptı. 2007 yılında Ergenekon ve Balyoz Davaları başlayarak çok sayıda subayı amaç aldı. Yaşar Güler, bu periyotta bu davaların dışında kaldı. Çok sayıda arkadaşı ve kumandanı mahpusa girerken Güler’in mesleğinde bir aksama olmadı. Hatta bu davaların büyümeye başladığı yıllarda evvel Korgeneral, akabinde 2013’de Orgeneral oldu.
Genelkurmay İkinci Lideri olarak atanan Güler, hayatının en güç ve kritik imtihanını 15 Temmuz 2016 gecesi verdi.
15 Temmuz gecesi Genelkurmay’da bulunan Güler’in makam odasını darbeci askerler bastı. Güler’in ellerini bağlayıp kendisini esir alan askerlerin alaycı bir edayla ‘komutanım merak etmeyin bu bir tatbikat’ dediği tez edildi. Daha sonra helikoptere bindirilerek Akıncı Üssü’ne götürüldü.
Darbe Teşebbüsü başarısız olduktan sonra TSK içinde büyük bir tasfiye ve tutuklama furyası başladı.
Yaşar Güler ise darbeciler tarafından maksat alınmış bir ‘kahraman’ olarak bu süreçte ününe ün kattı. Evvel Jandarma Genel Kumandanı, sonrasında ise Kara Kuvvetleri Kumandanı oldu. Ordu komutanlığı yapmadan Kara Kuvvetleri Kumandanı olan üçüncü isim oldu.
Kara Kuvvetleri Kumandanı olduktan sonra Aslanlı Kapı’nın anahtarını cebine koyan Yaşar Güler için beklediği fırsat 2018’de geldi.
Genelkurmay Lideri Hulusi Akar’ın Ulusal Savunma Bakanlığına atanması sonrası, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 30. Genelkurmay Lideri olarak vazifeye geldi. Lakin bu devirde alınan kararlarla askeri birlikler direkt ulusal savunma bakanlığına bağlandığı için genelkurmay liderinin yetki alanı daraldı.
Genelkurmay Başkanlığı boyunca Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar ile uyumlu bir manzara sergileyen Güler, 5 yıl içinde çok sayıda askeri operasyona liderlik etti.
2023 Seçimleri sonrası yine Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, Hulusi Akar’ın akabinde Yaşar Güler’i Ulusal Savunma Bakanı olarak atadı. Böylelikle Akar’ın akabinde Güler de Genelkurmay Başkanlığı sonrası bakanlık koltuğuna oturmuş oldu.
Yaşar Güler, yarım asırlık askerlik sürecinin akabinde artık siyasetin içinde yer alacak. Bilhassa 2009 yılındaki Uludere Olayı sırasında İstihbarat Lideri olduğu için eleştirilen, Mit Müsteşarı Hakan Fidan ile ‘gerekirse Suriye’ye biz füze atar savaş başlatırız’ formunda geçen konuşması kayda alınan Güler’in bakanlık tecrübesinde neler yaşayacağını birlikte göreceğiz
