Emin Çölaşan ve Hürmet Öztürk, Ali Ekber Ertürk’ü Anlattı: “Mesleğine Tutkuyla Bağlıydı. Âlâ Bir Adam Düzgün Bir Gazeteciydi”

haber‘>Haber : BERKAY VAROL – Kamera: FATİH NAZIM EFE

Sözcü Gazetesi muharriri Emin Çölaşan, bugün son seyahatine uğurlanan gazeteci Ali Ekber Ertürk’ü, “İyi bir Atatürkçü’ydü. Güzel bir adamdı, düzgün bir gazeteciydi. Bütün hasletleri, kendisinde toplamış bir arkadaşımızdı” diye anlattı. Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Hürmet Öztürk ise, Ertürk’ün mesleğine tutkuyla bağlı olduğunu belirterek, “Bazen sıkıldığı vakit köyüne gitmek isterdi. Köyüne gideceği vakit müsaade isterdi. ‘Git kardeşim, istediğin kadar kal’ derdim. Birkaç gün kalırdı ancak inanın oradan da haber yazmadan duramazdı, haberini köyünden gönderirdi” dedi.

Gazeteci Ali Ekber Ertürk, uzun müddettir tedavi gördüğü kanser hastalığı nedeniyle dün 54 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ertürk için bugün çalıştığı Sözcü Gazetesi Ankara Ofisi önünde merasim düzenlendi.

Göz Atın

Met İçince Ne Olur? Fetamin İçmenin Zararları

Hangi Üniversiteye Gittiğimi Nasıl Öğrenebilirim 2024

Merasime, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Lider Yardımcısı Ali Öztunç, CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, Parlamento Muhabirleri Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın lider ve üyeleri, çok sayıda milletvekili, siyasetçi, sivil toplum ve meslek örgütlerinin temsilcileri ve gazeteci meslektaşı katıldı.

Ertürk, gazetesinin önünden meslektaşlarının alkışları ve karanfillerle uğurlandı.

“İYİ BİR ATATÜRKÇÜ’YDÜ”

ANKA Haber Ajansı’na konuşan Çölaşan, “Ali Ekber’in kaybı yalnızca bizim, Sözcü Gazetesi ve Türk basını için değil, Mustafa Kemal’in askeri olarak da pahalandırmak gerekiyor. Güzel bir Atatürkçü’ydü. Âlâ bir adamdı, düzgün bir gazeteciydi. Bütün hasletleri, kendisinde toplamış bir arkadaşımızdı. Bunları gerisinden laf olsun diye söylemiyorum, sahiden öyleydi. Hepimizi yalnız bırakıp göçtü” kelamlarıyla Ertürk’ü anlattı.

“KAÇINILMAZ SONU BUGÜN YAŞADIK”

Çölaşan, Ertürk’ün hastalığı hakkında, “Öbür tarafa göçeceğini biliyorduk. Artık hissediyorduk. Hissetmenin de ötesinde şuurlu olarak görüyorduk. Mesela, gazeteye geliyordu son vakitlerinde, ayakta durup iki söz konuşamıyordu. Konuşurken başını duvara dayıyordu. O kadar gücü yoktu. Artık son anılarımız, daima onun hastalığıyla ilgili olarak geçti. Her şey berbata gidiyor, adım adım sona hakikat yaklaştığını hepimiz hissediyorduk, biliyorduk, görüyorduk. En son gelen haber, hekimlerinden geldi. ‘Bir hafta ya yaşar ya yaşamaz’ dediler. Kaçınılmaz sonu bugün yaşadık. Ne diyelim, Allah rahmet eylesin. Elimizden ne yazık ki öbür bir şey gelmiyor” dedi.

“GÜNDE 25, 30 BARDAK ÇAY İÇERDİ”

Ali Ekber Ertürk ile unutamadıkları çok fazla anı olduğunu söz eden Çölaşan, “Günde 25- 30 bardak çay, daima çay içerdi. Morali daima yerindeydi. Çok değişik bir olaydır. ‘Ali Ekber iyisin’ dedikçe, ki gerçek söylemiyorduk uygunsun derken, ‘Abi, beni esasen bu moralim ayakta tutuyor’ kaygısı. Ne yazık ki vakit ilerledikçe o moral de çöktü, gitti. Bu akıbetle karşılaştık” dedi.

“AKLIMDAKİ İSİMDİ”

Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Hürmet Öztürk, Ertürk ile tanışmasını, “Ali Ekber ile Sabah Gazetesi’nde tanıştık. Daha sonra daima birlikte olduk. 2015 yılının başında biz bugünkü binamıza taşındığımızda yeni birkaç arkadaş almamız gerekiyordu. İnanın Ali Ekber’in hiç haberi bile yokken benim telefonuma bir bildiri geçti: ‘Türk basını, Ali Ekber Ertürk’ün ne vakit Sözcü Gazetesi’nde başlayacağını merak ediyor’ diye. Tabi ki Ali Ekber’in bu kelamlarının gerisinden ben de çabucak kendisine ileti attım. Esasen aklımdaki isimdi. ‘Yarın gel, başla’ dedim. O latife zannetti. Bak dedim, şuradan masa beğen, nereye oturmak istiyorsan. Ali Ekber ile o günden beri daima beraberiz” kelamlarıyla anlattı.

“YAZACAK DAHA ÇOK HABERİM VARDI, ONLARI YAZAMAYACAĞIM DİYE ÜZÜLÜYORUM’ DEDİ”

Ertürk’ün gazeteciliğine tutku ile bağlı olduğunu belirten Öztürk, şöyle konuştu:

“Kanser olduğunu öğrendi, o gün hekimden doğruca gazeteye gelmişti. Oturdu, ‘Abi, ben kanserim’ dedi. ‘Ama ona değil de yazacak daha çok haberim vardı, onlara üzülüyorum, onları yazamayacağım diye üzülüyorum’ dedi. Bu kadar mesleğine aşık olan bir arkadaşımızdı. İnanın, o pandemi periyodu de dahil olmak üzere gazetemizin her vakit ve kesinlikle gelen isimlerin başında Ali Ekber gelirdi. Evvel Emin Çölaşan abimiz, sonra Ali Ekber gelirdi. Vefatından bir ay öncesine kadar daima gazetemizdeydi. ‘Ben burada huzur buluyorum gazetede olmaktan, sizleri, arkadaşlarımı, gazetemizi seviyorum’ kederi. Akşamları sayfalar bize geldiği vakit, kesinlikle kendisine gönderirdim. Gazetede haberi yoksa o bana bildiri yazardı, ‘Tüh, yeniden yokmuş’ diye. Kederlerini belirtirdi. Güya hasta olan o değilmiş üzere, haberlerini hiçbir vakit aksatmaz, herkesle gazetecilik manasında yarışa devam ederdi. Hayat doluydu, hayata olan sevgisini şöyle söyledi: ‘Yarın öleceğimi bilsem, akşama kadar ben yeniden eğlenirim, hayatı dolu dolu yaşarım.’ Bu türlü bir meslektaşımızdı.”

“KÖYÜNE GİTMEK İSTERDİ. İNANIN ORADAN DA HABER YAZMADAN DURAMAZDI”

Öztürk, Ertürk’ü sonsuzluğa uğurladıklarını söylerken, “Bazen sıkıldığı vakit köyüne gitmek isterdi. Köyüne gideceği vakit müsaade isterdi. ‘Git kardeşim, istediğin kadar kal’ derdim. Birkaç gün kalırdı lakin inanın oradan da haber yazmadan duramazdı, haberini köyünden gönderirdi. Allah rahmet eylesin, o sevdiği köyüne son kere gidiyor. Sonsuzluğa uğurladık kendisini” dedi.