İçişleri Bakanı Soylu, gündeme ait değerlendirmelerde bulundu: (1)

İSTANBUL (AA) – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “İstila olacakmış? Kim, neyi istila yapacak. PKK’ya, PYD’ye istila yaptırmadık. Kılıçdaroğlu’nun arkadaşları yapmaya çalıştı. Belediye liderlerinin, terörist olarak belediyelerine aldıkları paydaşları yapmaya çalıştılar.” dedi.

Soylu, TGRT Haber canlı yayınında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

İçişleri Bakanlığı olarak Ramazan Bayramı mühletince tüm ünitelerle alanda olduklarını tabir eden Soylu, kontrolden çok daha çok rehberlik yapma anlayışıyla hareket ettiklerini belirtti.

Göz Atın

Met İçince Ne Olur? Fetamin İçmenin Zararları

Hangi Üniversiteye Gittiğimi Nasıl Öğrenebilirim 2024

Vatandaşların geçmiş bayramlara göre kurallara riayet ettiğini anlatan Soylu, “Trafikte, salgın devrine nazaran bu bayramda çok önemli bir yoğunluk kelam konusuydu. Son 10 yılın 5 günlük bayramlarına nazaran kıyasladığımızda kazalarda, ölümlerde yüzde 61 azalma oldu. Bu bizim için çok değerli bir durum. Aldığımız önlemlerin karşılığını görüyoruz. Kaza sayısında yüzde 37, ölümlü kazada yüzde 55, yaralamalı kazada yüzde 47 azalma oldu.” diye konuştu.

Soylu, 2010 yılında Türkiye‘deki trafik kazalarında 100 bin bireyde mevt oranının 13,4 kişi olduğunu, bu sayının şu anda 6,2 şahsa düştüğünü tabir etti.

Trafik kazalarında 2015 yılında meyyit sayısının 7 bin 530, 2017 yılında 7 bin 447 olduğunu anımsatan Soylu, geçen yıl ölen kişi sayısının ise 5 bin 362 olduğunu aktardı.

Maalesef ölümlerin yüzde 22’sinin yaya vefatları olduğuna dikkati çeken Soylu, “Yaya öncelikli bir trafik başlattık. Önümüzdeki hafta Trafik Haftası’nda tek bahsimiz yaya. Her 100 mevtten 22’si yaya. Yaya ölümlerinin yüzde 58’i de yayalardan kaynaklı. 2022 yılında 99 yaya mevti oluş. Bunun maalesef 47’si yaya geçitlerinin dışından geçmeye çalışan yayalarımızın yanlışları nedeniyle. Yalnızca 5 tanesi şoför kusurundan kaynaklanmış.” diye konuştu.

Sürat hudutlarında düzenleme

Sürat limitlerini belirlerken karayollarının standardını dikkate aldıklarını söyleyen Soylu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız ile görüştük. Sürat limitlerini biraz daha artırıyoruz. Şu anda otobanlar ve otoyollarda sürat limiti 132 kilometre. Şu anda Kuzey Marmara otoyolunda çalışıyoruz. Bunu 1 Temmuz’a yetiştirme uğraşı içerisindeyiz. 120 kilometre sürat hududunu, 140 kilometreye çıkaracağız. Yani 20 kilometre opsiyonumuzun tamamını orada kullanacağız. Ceza sonu da 154 kilometre. Şayet bunu becerebilir de ortalama hız yapabilirsek… Zira birtakım otoyollarda, otobanlarda ortalama sürat var. Biz oradaki ortalama sürate bakıyoruz. Giriş ve çıkış 154 kilometre sürat yapabilecekler lakin bu 154 kilometre sürat yapsınlar demek değil. Kuzey Marmara otobanı, İstanbul-İzmir otoyolu ve Ankara-Niğde otoyolu. Bu üçünün standartları bunu kaldıracak düzeyde. Daha yükseğini de kaldırabilir ancak önlemli ve temkinli olabilmemiz açısından bunu söz ediyoruz.

İkincisi, Şanlıurfa’dan başlayıp Edirne’ye kadar giden Anadolu Otoyolu var Ankara’dan geçen. Bu yolda ortadaki Ankara-Niğde istikameti hariç hepsinde 10 kilometre daha sürat limitini artırıyor, 133 kilometreye çıkarıyor, idari yaptırım hududunu da 143 kilometreye çıkarıyoruz. Buna ilişkin bir çalışma ortaya koyacağız 1 Temmuz’dan itibaren. Karayolları kimi yerlerde ‘burada şu sürate düşmeniz uygundur’ diye işaretleme yapacak. Bölünmüş yollarda bu uygulama yok.”

Soylu, Türkiye‘nin 81 vilayetinde kent içinde ve mücavir alanda şoförün baş karışıklığını giderecek bir sürat standardizasyonu çalışmasının sürdüğünü lisana getirdi.

Sığınmacı sorunu

Bakan Soylu, “İstanbul sokaklarında ve birtakım kentlerdeki sığınmacı konusu bayram sürecinde çok lisana getirildi. Bir provokasyon mu kelam konusu? Bir istila olmasa bile endişelenmeli miyiz?” halindeki soru üzerine, palavraları, provokasyonları, dezenformasyonları, iftiraları daima birlikte konuşacaklarını söyledi.

Palavra ve dezenformasyon üzerinden Türkiye‘nin diğer bir tabloya getirilmek istendiğine dikkati çeken Soylu, şunları söyledi:

“Bunun sebeplerinden birincisi 2023 yılında seçim var. Ne yapmaları lazım? AK Parti’yi, Cumhur İttifakı’nı zora düşürecekler. Sorumsuz davranacaklar, göndereceğiz insanları, ölürlerse ölsün diyecekler. O kamplarda insanların nasıl yaşadığını bilmiyorlar. Atme Kampı’nı Kılıçdaroğlu bilmiyordur. 1 milyon 700 bin insan şu anda o bölgelerde bizim denetimimiz altında yaşıyorlar. Hiçbir şey bilmiyorlar. Korkacaksınız biraz. Hepimiz bir yerlerden geldik bu coğrafyaya. Moğol steplerinden geldik biz. İstila olacakmış? Kim, neyi istila yapacak. PKK’ya, PYD’ye istila yaptırmadık. Kılıçdaroğlu’nun arkadaşları yapmaya çalıştı. Belediye liderlerinin, terörist olarak belediyelerine aldıkları paydaşları yapmaya çalıştılar. Yapabildiler mi Nusaybin’de, Kızıltepe’de, Yüksekova’da yapabilirler mi? Kime istila ettireceğiz biz bu memleketi. Kendi sonlarımız ötesinde bu istilayı yaptırtmıyoruz.”

Soylu, ikinci olarak da Türkiye‘nin ihracatının arttığını, 300 milyar dolar sonuna yaklaştığını lisana getirdi.

“Üçüncüsü, Orta Doğu Arap turizmi. Geçen yıl 4 milyon civarında Orta Doğu’dan turist geldi. Birinci 3 ay sonunda 1,4 milyon turist gelmiş. Bu sayı çok daha da artacak. Yapmak istedikleri şu: Türkiye‘ye gelebilecek konuklara karşı ‘saldırıyorlar’ algısı oluşturup, turizmin önünü kesmek isteyenlere fırsat tanıyacak bir anlayışı hür bırakmamızı istiyorlar.

Dördüncüsü de, Suriye hududundaki inançlı bölgeler. Afrin’den çıkalım, sonraki gün Hatay’dan Adıyaman’a kadar, o çok bilmiş Kılıçdaroğlu’na söylüyorum, en az 100’ün üzerinde terörist Amanos Dağları’na sızar. Türkiye, tarihi bir siyaset uyguluyor, terör koridorunu kapatıyor. Aklı yetmeyenlere söylüyorum. Yalnızca 2023 seçimini kırmızı boğa görmüş üzere saldıranlara söylüyorum. Türkiye o bölgeleri kendine ilişkin bir muhafaza bölgesi olarak kıymetlendiriyor. Yani bir adımla üç farklı siyaset yönetiyor. Türk düşmanlığı yapıyormuşuz. Bunu siyaseten müflis olanlar, her gittikleri partiden kovulanlar söylüyor. Bizim geleneğimizde, inancımızda bu türlü bir şey kelam konusu değil.”

İstanbul‘da sığınmacı sayısı

Bakan Soylu, “1 milyon 305 bin kayıtlı sığınmacının İstanbul’da olduğunun açıklandığının ve bu sayının birtakım bölümlerce yüksek bulunduğunun” söz edilmesi üzerine, bu okuryazarlığı anlamakta zorlandığını söyledi.

“İstanbul’da 500 bin kayıtlı Suriyeli var. Başka sayı ikametli ve yabancı. Bunda öğrenciler, yabancı firmalarda çalışanlar var. İkametli olarak gelenler ve mülteci olarak milletlerarası müdafaada gelenler var. Bu türlü bir sayı yok. Valiliğin açıkladığı sayıda ikamet edenler var. Konutunuzda çalıştırdığınız Özbekistanlı da var. Ukrayna’dan, Almanya’dan, İrlanda’dan gelen de var. Nasıl bu sayıları dejenere ediyorlar. Hiçbir dehşetleri yok. Bütün sıkıntıları AK Parti’ye, hükümete, Cumhur İttifakı’na ziyan verebilir miyiz. Türkiye’de şu anda 3 milyon 762 bin 686 Suriyeli var, süreksiz müdafaa statüsünde. İkamet müsaadesiyle kalan yabancılar 1 milyon 417 bin. Memleketler arası müdafaa ile çatışma, savaş bölgelerinden Türkiye’ye gelmiş 320 bin var. Bütün sayı bu. Bunun aşağı üst 4 milyon 100 bini mülteci diyebileceğimiz, yaklaşık 1milyon 417 bini ise ikametli yabancılar. İstanbul’da da valiliğin açıkladığı sayılar. İki yılda bir güncelleme yapıyoruz daima. Bu sayının da yüzde 20’sinin İstanbul’da olmadığını tespit ettik.”

Bakan Soylu, Türkiye’de 3 milyon 760 binin üzerinde Suriyelinin muhakkak kelam konusu olmadığı bilgisini vererek, “İki yıl evvel yaptığımız güncellemede bugün hiçbir yerde rastlamadığımız 122 bin Suriyeliyi pasife aldık lakin bu sayının içinde tutuyoruz. Son 5 yılda 323 bin kişiyi kendi ülkelerine deport ettik. Kaçak, bir kısmı sonlardan giriyor. Almanya’ya da Sırbistan’a da giriyor. 500 bin Suriyeliyi istekli geri gönderdik. 641 bin 487 kişi de denizler ve karadan Avrupa’ya geçti. Biz bunu Frontex ile tespit ediyoruz, hudutlardan tespit ediyoruz. Son 5 yılda 1,5 milyon kişi bu ülkeden ayrıldı.” dedi.

(Sürecek)