Lübnan Cumhurbaşkanı, Beyrut’ta 7 kişinin öldüğü çatışmalar hakkında konuştu: İç savaşa dönüş yok

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, “ülke genelinde iç savaşa gerçek gidildiği tarafında bir atmosfer hakim olsa da Lübnan’ın yine o günlere dönmeyeceğini” söyledi.

Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 14 Ekim’de başşehir Beyrut’un Tayyuna bölgesinde 7 kişinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı silahlı çatışmanın akabinde ülkede tekrar konuşulan iç savaş savlarına ait yazılı açıklama yaptı.

Açıklamasında Tayyuna bölgesindeki silahlı çatışmaların yankılarının sona erdiğini kaydeden Avn, “Ülke genelinde (iç savaş çıkma) havası ebediyen olsa da Lübnan’da iç savaşa dönüş yok.” tabirini kullandı.

Göz Atın

Ünlü Popçu Gökhan Türkmen’den Yeni Video Klip: BAL Yayınlandı

Ücretsiz Sigara Bırakma Uygulaması (iOS ve Android)

Beyrut Limanı’ndaki patlamayla ilgili soruşturmaya da değinen Avn, “Bu alanda isimli mercilerin hür bırakılması ve siyasalların müdahalelerine müsaade verilmemesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Lübnan’da 1975-1990 yıllarındaki iç savaşta 150 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, yüz binlerce kişi yaralanmıştı.

Beyrut’ta 14 Ekim’de yaşanan olaylar

Lübnan’da Şii Hizbullah ve Emel Hareketi destekçilerinin Beyrut Limanı’nda geçen yıl meydana gelen patlamayı soruşturan Hristiyan hakim Tarık el-Bitar’ın yerine oburunun atanması talebiyle 14 Ekim’de Beyrut Adalet Sarayı’na yürüdüğü sırada göstericilerin üzerine ateş açılmış, olayda 7 kişinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı bildirilmişti.

Akın Beyrut’un Tayyuna bölgesinde gerçekleşirken, olaylar daha sonra Hristiyanların yaşadığı Ayn er-Rumana ve Şiilerin yaşadığı Eş-Şiyah mahallelerinin kesiştiği noktalarda yaklaşık 5 saat boyunca devam etmişti.

Hizbullah ve Emel Hareketi, destekçilerinin üzerine ateş açılmasından Lübnan Güçleri Partisine bağlı silahlı kümeleri sorumlu tutmuştu.

Lübnan Güçleri Partisi ise Hizbullah ve Emel Hareketinin suçlamalarından sonra yaptığı açıklamada, “Hizbullah’ın ülkede düştüğü sıkıntı durumdan kurtulmak için acı olayları fırsata çevirmek üzere suçlayıcı bir tavır sergilediğini” savunmuştu.