ESKİŞEHİR – Usta eğitmen Serap Tepedelen sınır sanatının inceliklerini anlattı

Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsünde usta eğitmen olarak misyon yapan çizgi sanatkarı Serap Tepedelen, hüsnühattın yıllarca çabalayarak öğrenilebilen, insanın daima kendisini geliştirmesi gereken bir sanat olduğunu söyledi.

Tepedelen, AA muhabirine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlatılan Osmanlı hanedanına ilişkin puşidelerin yenilenmesi projesinde yer aldığını, enstitünün yanı sıra kimi dernek ve sivil toplum kuruluşlarında istekli olarak dersler verdiğini ve öğrenciler yetiştirdiği anlattı.

Hüsnühat sanatında yalnızca tek yazı çeşidinde ilerleyebilmenin, icazet düzeyine gelebilmenin 6-7 yılı bulduğunu belirten Tepedelen, şöyle devam etti:

Göz Atın

Seo Ajansı

Daflon Cinsellik Faydası Var Mı?

“Nasıl bir insan üniversite imtihanına girer kazanır, kendine bir amaç koymuştur. 4 yıl okur, tıp okuyacaksa 6 yıl okur. Onun eğitimi hiç bitmez, ek ilave okur. Sınır sanatı da böyledir. Sınır sanatında eğitim hiçbir vakit bitmiyor. Ömür uzunluğu bitmez. Bu iş bir derya üzere. Biz kıyısında dolaşıyoruz. Çok fazla yazı çeşidi var. Her birini öğrenmek yıllar alıyor. Şu an ben 4 çeşit yazı çeşidi ile uğraşıyorum. Emek vereceğimiz daha çok şey var.”

“Hobi olarak yapılabilecek bir sanat değildir”

Tepedelen, hüsnühattın geçen yıl aralık ayında Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür Örgütünce (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil edildiğini hatırlatarak, bunun hem sanatın tanıtılması hem de korunması bakımından değerli olduğunu vurguladı.

Sınır sanatının gönül işi olduğunu lisana getiren Tepedelen, şunları kaydetti:

“Hüsnühat katiyen bir hobi değil. Bayanlarımız genelde emekli olanlar ya da mesken bayanı olup da çalışmayanlar muhakkak eğitim merkezlerinde kurslara katılırlar. Kimi bir sene dikiş öğrenir, ondan sonra ebru sanatına sarfiyat, bir diğer yıl ise öbür bir alanda eğitim alır. Sınır sanatı bu türlü bir şey değil. Hobi olarak yapılabilecek bir sanat değildir. Önemli vakit harcanması gereken bir sanat. Ömür yetmiyor öğrenmeye. O yüzden aşk isteyen, aşk ile başlayan bu sanatta uzun yıllardan sonra bir yere gelebiliyorsunuz, ilerleyebiliyorsunuz. Yaklaşık 14 yıl evvel bu sanat koluna başladım. 4-5 yıl Eskişehir’de üstat aradım. Ankara ve İstanbul’a gittim. Sınır sanatını gerçek kaynaktan ve üstadından öğrenmek çok kıymetli. Sınır sanatı icazete dayalıdır.”