Televizyon Dünyasında Büyük Beğeni Toplayıp, IMDb’de Beğeni Rekorları Kıran Son Üç Yılın En Güzel 21 Dizisi

1929 yılında Berlin’de geçen dizide, Köln kentinde komiser olan Gereon Rath, bir davayı çözmek için Berlin’e gönderilir. Uyuşturucu, siyaset, cinayet ve sanatın karar sürdüğü bir çevreyi incelemeye başlayan Gereon, başlarda ele aldığı davayı kolay olarak algılasa, araştırma ilerledikçe hayatını değiştirecek birçok olay gerçekleşir.

Tıpkı American Horror Story üzere her dönem farklı mevzu ve karakterleri işleyecek dizi; Amerika tarihindeki en ünlü cürümleri ekranlara getirecek. Gerçek olaylar ile şahısları merkeze alacak dizinin birinci dönemi, 90’lı yıllarda ülkeyi oldukça meşgul etmiş O. J. Simpson davasını ele alacak.

David Lynch'ten televizyon dizilerine yeni bir soluk getiren dizi. Küçük bir kasabada Laura Palmer isimli genç bir kız öldürülür. Kendi halinde, sessiz sakin bir yerleşim yeri üzere görünen bu kasaba aslında hiç de göründüğü üzere değildir. FBI Casusu Dale Cooper cinayeti araştırmak üzere, kasabaya gönderilir..

The Punisher', ailesinin cinayetinden sorumlu suçluları cezalandırmayı amaçlayan eski bir deniz piyadesinin, kendisini askerî bir komplonun içinde buluvermesini işliyor.

New York'ta yaşanan, karmaşık bir kıssaya sahip hayali bir cinayet davasının derinlemesine araştırıldığı sekiz kısımdan oluşan bir küçük dizidir. Dizide bir kızı öldürmekle suçlanan Nasir Khan (Riz Ahmed) isimli Pakistanlı bir vatandaşın soruşturma ve dava süreci işleniyor.

Margaret Atwood’un birebir isimli romanından uyarlanan dizi, Gilead isimli bir toplumda geçiyor. Doğal sebepler nedeniyle nüfus düşüşü yaşayan bu toplumda kadınlar devletin malı olarak kabul ediliyor. Toplumun yine çoğalması için üreme hizmetine zorlanan Offred, bu acımasız şartlarda hayatta kalmaya çalışıyor.

Profesör olarak isimlendirilen bir hata dehası, tarihin en büyük soygununu yapmayı planlar. Amacı İspanya Kraliyet Darphanesine girmektir. Bunun için de işlerinde uzman olan 8 suçludan oluşan bir grup kurar. Grup, 5 aylık bir eğitim sürecinden geçer ve bu müddette her ihtimali hesaba katarak soygunu kusursuz bir hale getirirler. Artık her şey hazırdır. 8 kişi, rehineleri de yanlarına alarak kendilerini İspanya Kraliyet Darphanesine kilitler. Ama hiç hesaba katmadıkları olaylar gerçekleşir…

Avustralyalı müellif Liane Moriary’nin tıpkı isimli çok satan romanından uyarlanan Big Little Lies’da; dışardan eksiksiz hayatlara sahipmiş üzere gözüken üç bayanın, bir cinayet olayı ile yollarının kesişmesi işleniyor.

FBI’ın özel bir ünitesinde misyonlu casus Holden Ford ve ortağı Bill Tench makus şöhretli seri katilleri ve tecavüzcüleri araştırmaya başlar. Acımasız olayları soruşturdukça yeni profil çıkarma teknikleri geliştirirler.

Animasyon cinsindeki Love, Death & Robots, 18 kısa hikayeden oluşuyor. Her kısımda farklı bir mevzunun ele alındığı dizi, bilim kurgudan güldürüye, fantezide dehşete kadar birbirinden farklı cinsleri kapsıyor. 185 dakikalık üretim Sentient Dairy Products, Werewolf Soldiers, Robots Gone Wild, Garbage Monsters, Cyborg Bounty Hunters, Alien Spiders ve Blood-Thirsty Demons From Hell üzere kıssaları izleyici karşısına çıkaracak.

II. Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımın ardından İngiltere siyasi karışıklık içindedir ve bu güçlü devirde tahta bir bayan geçmektedir. II. Elizabeth'in tahta geçmesi ile yeni bir periyot başlayacaktır. Kraliçe II. Elizabeth'in tahttaki birinci yıllarının perde ardının bahis edildiği dizide, siyasi rekabetler, aşk ve 20. Yüzyılın ikinci yarısına hal veren olaylar anlatılıyor.

Kayıp bir çocuk. Bir karşılık bulmak için ümitsizce çabalayıp duran dört aile ve bu aramalar sonucunda ortaya çıkan sırlar ile gerçekler. Küçük kasabanın bahtı değişir ve gerçek yüzü ortaya çıkar.

Karanlık bir gelecekte geçecek dizi, varlıklı kısma hitap eden bir cümbüş parkını yer ediniyor. Yapay zekaların kullanıldığı, gelen ziyaretçilerin katılabildiği oyunlarla dolu bu parkta; yabanî batı macerası sunan kısımda bir sorun ortaya çıkıyor…

The Marvelous Mrs. Maisel 1960’lı yıllarda, New York City’de geçiyor. Kentin lüks semtlerinden birinde eşi ve iki çocuğuyla birlikte yaşayan Miriam “Midge” Maisel hayatta istediği her şeye sahiptir. Lakin bir gün tesadüf yapıtı, hiç bilmediği bir yeteneğe sahip olduğunu keşfeder ve bu gelişme hayatını derinden sarsar.

The Boys, üstün kahramanların güçlerini ve şöhretlerini berbata kullandığı bir cihanda geçiyor. Kendilerini kanunu muhafazaya adayan ve “The Boys” olarak isimlendirilen bir küme insan, yozlaşmış üstün kahramanları ortadan kaldırmak için şiddetli bir seyahate çıkar.

80'li yılları kendine fon yapan Stranger Things, devrin dehşet sinemalarına selam çakmayı atlamayan bir fantastik tansiyon dizisi. Winona Ryder, David Harbour, Cara Buono'yu başrollerinde buluşturan dizi; kaybolan genç bir çocuğu ve onu bulmaya çalışan annesini anlatıyor.

Mumbai'nin kaos dolu sokaklarında geçen dizide Hindistan'ın ekonomik rönesansının gerisinde gizlenen örgütlü cürüm, yolsuzluk, siyaset ve casusuluk içeren yozlaşmış yer altı dünyası husus ediliyor.

When They See Us, işlemedikleri bir cürüm yüzünden mahpusa giren beş gencin kıssasını mevzu ediyor. Antron McCray, Kevin Richardson, Yusef Salaam, Raymond Santana ve Korey Wise, Central Park’ta koşu yapan bir bayana cinsel taarruzda bulunmakla suçlanan beş gençtir. Onlar her ne kadar hatasız olduklarını söyleseler de cinsel taarruz suçlamasıyla tutuklanır. Daha sonra Central Park Five ismiyle tanınan beş siyahi genç, işlemedikleri bir hata yüzünden mahpus yatar. Gençler, suçsuzluklarını ispatlamak için güçlü bir çabaya girişir.

Dizinin direktör koltuğunda Iron Man, Iron Man 2 ve The Jungle Book üzere üretimlerin da direktörlüğünü üstlenen Jon Favreau oturuyor. Favreau ayrıyeten dizinin senaristliğini ve yürütücü yapımcılığını da üstleniyor. Dizi, filmlerdeki boşluğu tamamlayan bir yapıda ilerliyor ve The First Order ismi verilen 'İlk Düzen'in ortaya çıkışını anlatıyor.

Agah, isimli katip memurluğundan emekli olan bir adamdır. Beyoğlu'nda münzevi bir ömür süren Agah'ın hayatı, kendisine alzheimer teşhisi konulmasıyla altüst olur. Tüm anılarını vakitle unutacak olmasının acısı karşısında büyük bir yıkıma uğrayan Agah, bir mühlet sonra bu durumun bir fırsat olduğunu fark eder. Agah, yıllardır ertelediği bir cinayeti sürecinin tam vakti olduğunu düşünür zira hastalığından ötürü işleyeceği cürmü unutacak ve bundan ötürü vicdan azabı çekmeyecektir. Agah'ın aldığı bu karar yalnızca onun değil cinayet ofis amiri olan Nevra'nın da hayatını etkileyecektir.

Chernobyl, 1986 yılında Ukrayna’da Çernobil nükleer santralindeki patlama ve sonrasında yaşananları bahis ediyor. Yaşanan trajik kazanın ardından SSCB, olayın araştırılması için ülkenin önde gelen nükleer fizikçilerinden Valery Legasov’u görevlendirir. Sovyet Lider Yardımcısı Boris Shcherbina ile birlikte kazayı incelemeye giden Valery, olayın nasıl meydana geldiğini öğrenmek ve felaketin boyutlarını denetim altına almak için şiddetli bir gayret verir.