Asgari ücret ile geçinmek her geçen gün daha da zorlaşıyor…
Asgari Ücret Yönetmeliği’nde asgari ücret, “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret” olarak tanımlanıyor.
Bu, bir çalışanın ailesiyle birlikte insan onuruna yaraşır bir yaşam sürebileceği minimum geçim ücreti anlamına geliyor.
DİSK-AR’ın yayınladığı asgari ücret raporuna göre şu an Türkiye’de tüm ücretli çalışanların yüzde 64’ü (12,5 milyon işçi) asgari ücretin altı ile asgari ücretin bir buçuk katı arasında bir ücrete çalışıyor.
2020 yılında asgari ücretin net 2 bin 324 TL 70 kuruş olarak belirlendiği Türkiye’de yapılan araştırmalar açlık sınırının 2 bin 500 TL’nin, yoksulluk sınırının ise 8 bin TL’nin üzerine çıktığına işaret ediyor.
Öte yandan hükümet, işveren ve işçi örgütleri temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2021 yılı için belirlenecek asgari ücret zammı için görüşmelerini sürdürüyor.
Peki asgari ücretle çalışanlar bu denklemin neresinde duruyor?
DW Türkçe, asgari ücretlilerle geçim sıkıntılarını ve beklentilerini konuştu:
