Murat Ağırel: Gökçek’e dava açılmasını sağlamak istiyorum

Parsel kitabı ile Lisan Derneği Emin Özdemir Ödülü’nü alan gazeteci Murat Ağırel, kitabın cürüm duyurusu niteliğinde olduğunu beilrterek“Henüz bir gelişme yok ancak dava açılmasını sağlamak istiyorum” dedi.

Merasimde yaptığı konuşmada Gazeteci Ağırel, Emin Özdemir’in “Boş çuval dik durmaz” kelamına atıfta bulunarak, “Cumhuriyet ihtilallerinin içinin boşaltılıp önümüze boş bir çuval üzere sunulmaya çalışıldığı bir periyottan geçiyoruz fakat çuvallar hiçbir vakit boş kalmayacak” değerlendirmesini yaptı.

Parsel Parsel kitabında Melih Gökçek hakkındaki savları yazan Ağırel, çok güç vakitlerden geçildiğini belirtti ve şu tabirleri kullandı: 

Göz Atın

Eski Facebook’umu Bul ve Aç

Trendyol Express Kargo Takip 2024

“Çok güç devirlerden geçiyoruz. Cumhuriyet ihtilallerinin içinin boşaltılıp önümüze boş bir çuval üzere sunulmaya çalışıldığı bir periyottan geçiyoruz. Lakin ne yaparlarsa yapsınlar Emin Özdemir’in atmış olduğu tohumların yeşerdiğini ve o yeşeren tohumların da Faruk Bildirici üzere yeni jenerasyonları yeşerttiğinin farkında değiller. O çuvallar hiç bir vakit boş olmayacak. Dolu halde dik durmaya devam edecek. Kalemini satmadan gazetecilik mesleğini yapmaya devam edecekler. Kendi adıma da bunun için kelam bir sefer daha kelam veriyorum”   

Mükafatını Emin Özmedir‘in eşi Oya Özdemir‘in elinden alan Ağırel, “Bu mükafatın yeri bende çok farklı ve kıymetli. Böylesi kıymetli bir bilim beşerinin; Mustafa Kemal Atatürk’ün ihtilallerini kılcal damarlarına kadar nakşetmiş, yaşatmak için çaba vermiş Sayın Emin Özdemir’in ismini taşıyan bir mükafatı almaktan büyük bir kıvanç duyuyorum” diye konuştu.

Emin Özdemir’i anmak ve gelecek jenerasyonlara anlatmak gayesiyle her yıl Harf İhtilalinin 93. yıldönümünde gerçekleştirilen merasimi Lisan Derneği Lideri Sevgil Özel’in açılış konuşmasıyla başladı. Harf İhtilalinin 93. yıldönümünde değişmeyen kimi şeyler olduğunda dikkat çeken ve geçmişte olduğu üzere bugün de eski yazı kullanılarak insanların inanca dayalı kandırıldığını belirten Özel, dini inancı çıkarları için kullananların Atatürk’e ve Lisan İhtilaline reaksiyonlu olduğunu söyledi. Özel, “Mustafa Kemal Harf İhtilali ile dinin siyaset ve ticaret aracı yapanların yolunu kesmiştir. Düşmanlığın nedenlerinden biri budur” dedi.

Akabinde kürsüye Emin Özdemir ailesini temsilen torunu Emin Fazilet Kumbasar çıktı ve dedesini “Bizi yalnızca sevgisiyle değil, bilgeliğiyle büyüttü” kelamlarıyla anlattı. 

Ödül merasiminde Profesör Korkmaz Alemdar’ın moderatörlüğünde gazeteciler Sertaç Eş, Adnan Gerger ve Faruk Bildirici‘nin katıldığı bir panel ile ‘toplumsal vicdan’ muhasebesi de yapıldı.

Bu yıl ”toplumsal vicdan” temasının seçilişi hakkında bilgi veren Profesör Korkmaz Alemdar, Emin Özdemir’in gazetecilerin toplumu nasıl yanlış yönlendirdiğini gördükçe ne kadar rahatsız olduğunu anlattı. Alemdar, “Çünkü toplumsal vicdanı gazeteciler yansıtır” kanısını lisana getirdi.

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sertaç Eş, Emin Özdemir’in Türkçenin en güzel öğretmenlerinden biri olduğunu söyledi. Eş “Türkçeyi uygun kullanan vicdanlı olur” derken,  Basın İlan Kurumu eli ile Cumhuriyet Gazetesi’nin vicdansızca cezalandırıldığını belirtti. Eş, “Bize ilan yerine ceza geliyor” dedi.

Gazeteci Adnan Gerger ise, toplumsal vicdanın yargı ve medya eliyle oluştuğunu vurguladı. Gerger, “Toplumdaki vicdani bedelleri korumak İçin gazetecilik yapmak bizim boynunuzun borcudur. Bu yüzden gazetecilik hata değildir” ifadelerini kullandı.

Medya Ombusmanı Faruk Bildirici, medyanın ve yargının toplumsal vicdanın tesis edilmesindeki ehemmiyetini anlatırken, bir sözün bile hayati kıymeti olduğunu vurguladı. Bildirici, Kabataş palavrası, Rabia Naz olayı, artırım haberlerine iktidar medyasında hiç yer verilmeyişi üzere örnekler üzerinden gazetecinin vicdanı sorumluluğunu anlattı. Tıpkı gün birebir başlıkla iktidar yanlısı muharrirlerin palavrası beslediğini hatırlattı ve “Diliniz Kaba, Vicdanınız taş” başlıklı yazıya atıfta bulunarak 15 müellifin hala toplumdan özür dilemediğini belirtti ve şöyle dedi:

“Toplumsal vicdanı besleyen gazetecilerdir. Bizim vicdanımız ne kadar hassas olursa toplumun vicdanı da o kadar hassas olur. Aksi halde lisanlar kaba, vicdanlar taş olarak kalır”