CHP’li Altay’dan Bakan Nebati’ye: Neye şükür, ölmediğimize mi şükredelim?

Türkiye; kriz üstüne kriz, model üstüne model modeline geçti. Lakin model üstüne model icat ettikçe, hepsi hüsran. Beş tane model, beş tane hüsran, beş tane fiyasko. Artık model işinden vazgeçsinler. 2018-2022 dört yıl, boş model, beş fiyasko. Büyük ustanın, büyük ustalık bölümünde; Türkiye, dünyada rekorlar kırıyor. Bunun çıraklık devri en düzgün periyoduydu. Çıraklığını mumla arıyoruz. Büyük ustanın vaadi, Türkiye’nin dünyanın birinci 10 ülkesine koyacakken, Türkiye 1974’ten beri G20’deydi, artık ligden düştü. Enflasyonda dünya yedincisiyiz. Beyefendiler de ‘bütün dünyada enflasyon var’ diyor. Bütün dünyada var lakin 50 ülkenin toplamı senin bir yıllık enflasyonundan az. Türkiye, 184 ülke içinde enflasyonda 7. sırada.

“Enflasyon Ukrayna’da yüzde 10, Türkiye’de yüzde 61”

Bütün ülkeler burada. Daha vahim bir şey var. Avrupa ülkelerindeki yıllık enflasyon. Türkiye başı çekiyor. Daha vahim bir şey söyleyeyim. Burnumuzun tabanında iki ülke savaşıyor. Ukrayna’da enflasyon yüzde 10, Rusya’da yüzde 9.2. Erdoğan! Ukrayna 10, Rusya 9, Kıbrıs 6, İngiltere 6, Slovenya 5, Türkiye yüzde 61. Adam 6’yı çok buluyor, gayret ediyor. Sen 61 ile yükseltiyorsun. Dahi ekonomist ideolojisiyle 61’i 100’e dayama peşinde. Bunun bedelini beyefendi ödemiyor, bunun bedelini 84 milyon ödüyor.

Bu iş, neden? Niçin Avrupa’da bize en yakın 10 iken, 18 iken, Türkiye’de neden 61? En büyük sebep Erdoğan. Erdoğan sebep, enflasyon sonuç. Kur muhafazalı mevduat bunun sebeplerinden birisidir. Kelamda faiz takıntısı bunun sebeplerinden biridir. Devlette israf bunun sebeplerinden biridir. Kamu özel iş birliği bunun sebeplerinden biridir. İtimat ortamının olmaması bunun en büyük sebeplerinden biridir. 2018’de 120 milyar dolar sıcak para vardı. Bugün 48’e düştü. İtimat ortamı düştü, Türkiye’den kaçış var, yatırım yok. Tansiyonu fırlamış bir hastaya limon vererek, hastayı öldürürsün. Türkiye iktisadının durumu bu. Adamın tansiyonu fırlamış. Limon vermen lazım, dayıyorsun tuzlu ayranı. Hasta ölür Erdoğan. Hastayı öldüreceksin. Hasta, Türkiye.

“Ölmediğimize mi şükredelim?”

‘Zamcı başı’ diyorlar, ‘bay zam’ diyorlar, ‘zamkolik’ diyorlar. Herkes bir şey buldu. Sayın Genel Liderimiz da ‘zam, artı artırım, artı artırım; Recep Tayyip Erdoğan’ dedi. Artık Erdoğan, cumhuriyet tarihimizde artırımlarla anılan, periyodunda en çok artırım yapan bir devlet adamı, bir siyasetçi olarak tarihe geçiyor. Erdoğan, ‘sabır’ diyor. Heyhat Nebati de ‘şükredin’ diyor. Biri sabredin diyor, biri şükredin diyor. Sabır problemdir, şükür ferahlıktır. Erdoğan millette bir problem hali olduğunu sezmiş en azından, çok teşekkür ederiz, millete sabır telkininde bulunuyor. Hazine ve maliyeyi emanet ettiği Nebati de ‘çok şükür’ diyor. Neye şükür? Ölmediğimize mi şükredelim ya? Millet yiyecek ekmek bulamayıp ölmüyor, şimdi o noktada değiliz, halk ekmek büfelerinde kuyruğa girip, bayat ya da olağan ekmek ucuz ekmek alıyor, üç saat bekleyerek de olsa; diye buna şükür mü edelim? Bu türlü bir şükür olabilir mi? Sen kusur işle, günah işle, milleti aç açık bırak, ‘şükret’ de. Milletle dalga geçmekten vaz geçmelerini şiddetle tavsiye ediyoruz.

Kur muhafazalı mevduattan kaynaklı olarak devletten, hazineden, milletin kesesinden kaç lira çıktı? Bunu açıkla. Bunun için, hak etmedikleri halde, milletin kesesinden bir avuç zengine kaç lira verdin? Bunu niçin açıklamıyorsun? Nasıl verdin bunu? Nasıl verebileceksin?

“Zamlardan toplananlar kur muhafazalı mevduata gidiyor”

 Marul 20 lira olmuş, domates 25, lahana 30, patates 10 lira. Milleti haraca bağlamış. Nereye gidiyor bu artırımlardan toplananlar? Kur muhafazalı mevduata gidiyor. Kamu özel iş birliğine verilen garantilere gidiyor. Mukaveleleri uzattığı müteahhitlere gidiyor. Milyarlık ihalesiz iş verdiği yandaş müteahhitlere gidiyor. Büyük ustanın kibrinin faturası çok fakat çok ağır. Ona da üzülüyorum. Büyük ustaya ya da zamcı başına, zamkoliğe, bay artırıma üzülüyorum. Atıştırmalık hoş bir kombinasyon yapmış. Yulaf, kestane balı, manda yoğurdu, hurma. Topladım 660 lira. Bir kasesi 70 lira. Atıştırmalık gece yatmadan iki kaşık alacak, 70 lira. Neyse öğrendim para ondan çıkmıyormuş sorun yok.

Biraz evvel elime mahkeme kararı ulaştı. Bu bir hukuk skandalı, bu bir hukuk garabeti. Recep Tayyip Erdoğan, hâkime demiş ki ‘Bay Kemal benim hakkımda konuşmasın’ demiş. Hâkim de ‘söylemeyeceksin’ demiş. Bir hâkime, Anayasa’mızın 25 ve 26. unsurlarını hatırlatmaktan ben utanıyorum. Hukuk fakültesini bitirmiş hâkime, Anayasa’mızın 25 ve 26. unsurlarını hatırlatmaktan ötürü sınıf öğretmeni olarak utanıyorum. ‘Bu tabirleri kullanmayacaksın’ diyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun lisanına önlem koyuyor, kanısına, kanaatine önlem koyuyor. Dünyada bu türlü bir karar bulamazsınız. Dünya hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bunu okuyunca şok oldum. Üstelik bu kararı da evrak üzerinden veriyor. Peşinen ‘bunları konuşma’ diyor. Ayıp, ayıp, ayıp.

Bakan Bozdağ’a: Sen kafayı mı yedin?

 Bekir Bozdağ da ‘Kemal Kılıçdaroğlu yargıya müdahale ediyor’ diyor. Sen kafayı mı yedin? Dünyanın neresinde muhalefetin yargıya müdahale ettiğini gördün? Yargıya baskı bu! Sezgin Baran Korkmaz hakkında malvarlığına önlem kararı koydu, yurt dışına çıkış yasağı konulmuş idi. Diğer yargıçlar kaldırdı. Süleyman Soylu, ‘devlet operasyonudur bu’ dedi. Bekir Bozdağ’a soruyorum. Sen bunun neresindesin. Rahip Brunson probleminde kim yargıya müdahale etti? Ben mi ettim? Deniz Yücel sıkıntısında kim yargıya müdahale etti? Ben mi ettim? Kaşıkçı belgesinin kapatılmasına Kemal Kılıçdaroğlu mu talimat verdi? E değil. Burada müdahale edenler beyefendiler, saray şürekâsı. Yakında ‘saray şürekası’ sözünün de düşünülmemesi ve konuşulmaması için bir mahkeme kararı alır. Tablo bu. Saray, saray şürekâsı yargıya tasallut etmektedir.

Sayın Soylu da kendini unutturmamak için tatlılık yapmaya devam ediyor. Sivil toplumla bağlantılar vilayet müdürlerini toplamış, orada altılı masayı eleştiriyor. Ayıp, ayıp. Vilayet müdürlerine, altı siyasi parti başkanını amaç gösteriyor. Bir şey göstereceksen, ayda 10 bin dolar alan siyasetçiyi göster, görelim. İBB’ye laf yetiştireceğine 550 teröristin ismini göster, inanalım. Vilayet müdürlerine muhalefeti amaç gösteriyor. Gazını alamamış, hoşluk yapmaya devam ediyor. Polis akademisi öğrencilerine konferans veriliyor. Muhalefet başkanlarının şehit istismarı yaptığını söyleyecek kadar alçalıyor. Ne diyelim artık? Sapkın bir anlayıştır. Buna en kibar olarak şunu söyleyebilirim, bu bir siyasi ahlaksızlıktır. Devlet memurlarına, muhalefeti amaç göstermek, Türkiye’de bir partinin diktatörlüğünü açıktan ilan etmektir.

“Erdoğan, senin atıştırmalığın 600 lira”

Bayram geliyor. Emeklilerin bayram ikramiyesi ne olacak, Erdoğan? Senin atıştırmalığın 600 lira hesapladık. 365 gün bu adamların beli bükük. Emeklilere bayram ikramiyesini de minimum fiyatla eşitleyelim. 4250 lira.

Temmuzda, minimum fiyat ile ilgili kesinlikle bir güncellemeye muhtaçlık var. En düşük emekli maaşıyla ilgili de bir güncellemeye gereksinim var. Beyefendi Brüksel’den dönerken ‘bakacağız’ dedi. Özbekistan’dan dönerken ‘aralıkta bakılır buna’ dedi. Batıdan gelirken mi daha sağlıklı düşünüyor, anlamadım. ‘Bunun tarihi aralıktır’ diyorsun ve ‘olağanüstü bir şey olursa bakarız’ diye yuvarlamış. Erdoğan, daha fevkalâde ne olabilir? Şu an minimum fiyat açlık hududundan 500-600 lira daha aşağıda. Bu ne demek? Bu ülkede 20-30 milyon insan aç demek aç. Tok açın halinden anlamaz diye boşuna dememiş atalar. Daha inanılmaz ne olacak. Beşerler gerçekten ekmek bulamadığı için ölecek ondan sonra sen temmuza bakacaksın. Beşli çeteden, hakim duymasın, kısacaksın; minimum ücretliye, emekliye, çiftçiye, köylüye, personele vereceksin. Bunu yapmaya mecbursun.”

“İki ay içinde olmasını istek ediyorum, bir seçim olacak”

Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’ın parti olarak, cumhurbaşkanlığı adaylığı için Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş’ı belirlediklerini söylemesine ait gelen soru üzerine Altay, “Bunu şöyle yorumlamak mümkün. İki ay içinde olmasını dilek ediyorum, bir seçim olacak. Sayın Özdağ da toplumun öbür bölümleri üzere Millet İttifakı adayının Türkiye’nin 13. cumhurbaşkanı olacağını görmüş ve kanaat getirmiş olması olarak yorumluyorum. Millet İttifakı ile ilgili aday teklifleri çok olur, olacaktır. Lakin adaya Millet İttifakı’nın adayına, ittifakı oluşturan siyasi partilerin sayın genel liderleri ve yetkili şuraları karar verecektir. Olumlu buluyorum. Millet İttifakı’na olan itimadı ve umudu olumlu buluyorum” cevabı verdi.