Her Kabusun Sonunda Dudakta Beliren Hudut Bozucu Uçuk Neden Çıkar Biliyor muydunuz?

Dudak, diş eti yahut ağızda herpes simpleks virüsü kaynaklı olarak ortaya çıkan bir mikrobik enfeksiyondur.

• Birincil enfeksiyon. Virüs cilde yahut mukoza zarına girer ve çoğalır. Bu etapta, ağızda yaralar ve ateş üzere belirtiler gelişebilir. Virüs rastgele bir yara ve belirtiye neden olmayabilir. Kişi uçuk geçirdiğini anlamaz. Buna asemptomatik enfeksiyon denir. Asemptomatik enfeksiyon, belirtilerle seyreden hastalıktan iki kat daha sık görülür.

• Pasif periyot. Virüs, enfekte olmuş bölgeden omurgada bulunan ve dorsal kök ganglionu ismi verilen hudut dokusuna geçer. Bu bölgede tekrar ürer ve pasif hale geçer.

• Nüks. Kişi duygusal yahut fizikî gerilimlerle karşılaştığında virüs yine etkin hale geçerek yeni yaralara ve belirtilere neden olabilir.

• Kaşıntı

• Yanma

• Batma

• Kızarıklık

• Sulu kabarcıklar

• Şişkinlik

Bedene alınan virüs çoklukla,

• Gerilim, heyecan, travma

• Yorgunluk, uykusuzluk üzere beden direncini düşüren durumlar

• Soğuk algınlığı, grip, ateşli hastalıklar

• AIDS, kanser, organ nakli üzere bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlar

• Çok güneşe yahut ultraviyole ışınlarına maruz kalma üzere durumlarda ortaya çıkma eğilimi göstermektedir.

Bağışıklık sistemi zayıf olan, organ nakli geçirmiş bireylerde ya da kanser hastalarında beğenilen de uçuk oluşabilir. Bu epeyce tehlikeli bir durumdur ve körlüğe kadar gidebilir.

Dudak uçuğu, öpme, tıpkı çatal kaşığı, tıraş bıçağını yahut havluyu kullanma üzere durumlarda bulaşabilir. Ayrıyeten oral bağlantı yoluyla HSV-1 virüsü genital organlara, HSV-2 virüsü de dudaklara bulaşabilmektedir.

Bu yüzden uçuğun bulaşıcı olan ve kuluçka müddeti olarak isimlendirilen birinci 2-12 gün ortasında süreç yapılmaması önerilir. Birçok beşerde bu müddet ortalama 4 gündür.

Hastalığın şiddetine nazaran virüsün tedavisi için kremler yahut sistemik ilaçlar kullanılmaktadır. İlaç kullanımına, hastalığın başladığı birinci 1-2 gün içinde başlanması gerekmektedir. Uçuğun sık tekrarlandığı durumlarda hastalara 6 ay-1 yıl mühlet ile baskılama tedavisi uygulanabilir. Ağız yoluyla alınan ilaçlar ekseriyetle kremlerden daha tesirlidir. Bazen enjeksiyon da hastaların durumuna nazaran önerilebilir.