Türkiye’nin sismik hareketlilikteki artışı devam ederken, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’dan kaygı verici bir kıymetlendirme geldi. Son devirde Adana’da yaşanan sarsıntısı tahlil eden Üşümezsoy, bu bölgeyi bilhassa vurgulayarak ‘7 şiddetinde bir zelzele yaşanabilir’ ikazında bulundu.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Adana’daki 5.5 büyüklüğündeki zelzelelerin akabinde bölge için yeni ihtarlar yaptı.
Adana bölgesine ait riskleri daha evvelce vurguladığını belirten Prof. Dr. Şener Üşümezsoy şu sözleri kullandı:
“6 Şubat depremlerinde çok kompleks faylar kırıldı. Pazarköy merkezli sarsıntıda birinci olarak Gaziantep’teki fay kırıldı. İkinci olarak Pazarköy’de Pazarcık’taki fay kırıldı. Üçüncüsü Kırıkhan’daki Amanos fayı kırıldı. Sonra da Elbistan kuzeyinde Erkelek’teki fay kırıldı ve o Malatya’ya yanlışsız ilerledi. Öbür ucu ise Çardak ve Göksu’ya yanlışsız uzandı. Kırılmadan önce gerilimle dolu olan fay kabuğu, kırıldıktan sonra komşu faylara gerilimini aktarır. Bu komşu faylardan biri Antakya fayıydı ve Antakya’da ikinci bir deprem oldu. Başkası de Savrun ve Göksun faylarına gerilim yüklenmişti ve birinci günden beri riski vurgulamıştım. Bizim riskli gördüğümüz bu iki faydan Antakya fayı kırıldı, Savrun ve Göksun fayında ise 6-6,5’luk zelzele bekliyoruz.”
Üşümezsoy, “Aynı bölgenin ucunda bir sarsıntı daha bekliyorum” dedi ve şöyle devam etti:
“Son olan deprem aslında güneybatı ve güneydoğuya yanlışsız iki tane kırılma sonucunda oluştu. 1544’te Elbistan’da olan sarsıntı 500 yıl sonra tekrar etti. Adana Havzası’nda tarih boyunca bir dizi sarsıntı olmuş, buraya uzanan fayların oluşturduğu bir sistem var. Tek bir yalıtımlı fay sistemi yok. Olağan faylar var bir de yanaltımlı faylar var. Adana Havzası içindeki bölgelerde 7’lik bir zelzele olabilir.’
Bölgedeki fayların tespit edilmesinin sıkıntı olduğunu tabir eden Üşümezsoy, belirlendiği düşünülen fayları baz alarak kentleşmenin yanlış olduğunu belirtti.
Üşümezsoy, “Adana, geniş bir havza. Bu havza Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının deltası. Jeolojik ortam olarak da kuzeyden Toroslar güneybatıya yanlışsız faylar yanal olarak aşağı gerçek havzanın tabanında hareket ediyorlar. Havza, Akdeniz’in güneye çekilmesiyle genişliyor. Kıbrıs’ın güneye gerçek hareketiyle de bir yandan çöküyor. Bu bölgede zayıf bölgeler var ve yer şiddeti birebir duyuyor. Fayı bulduk, bundan uzaklaşarak bina yapalım fikri hakikat değil. Orası kent kurmaya uygun değil. Ova içindeki faylar örtülmüş ve yumuşak katmanlar içinde. Orada kent kurulduğu vakit sarsıntı olup da inşaatlar batsa da oraya yine kent kuruluyor, tıpkı Antakya’da olduğu gibi” yorumunda bulundu.
