Bakan Koca: "500 Bine Yakın Olan Faal Olayımızın Yüzde 81'i Tam Aşılı Olmayan şahıslardan Oluşmaktadır"

Bakan Koca: “500 bine yakın olan faal olayımızın yüzde 81’i tam aşılı olmayan bireylerden oluşmaktadır”

“Hep birlikte efor gösterirsek, ‘zil sesinden sonra alarm sesi gelir’ diyenleri haksız çıkarırız”

“Bilim Heyeti bilhassa yeni devirde hiçbir formda okulların kapanmasını gündemine almak istemiyor”

ANKARA – Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, “Yani 500 bine yakın olan faal olayımızın yüzde 81’i tam aşılı olmayan bireylerden oluşmaktadır. Hastaneye yatan vatandaşlarımızın yaklaşık yüzde 90’ı da tekrar tam aşılı olmayan şahıslardır. Vefat eden vatandaşlarımızın yüzde 10’a yakını tam aşılı şahıslardır. Vefat eden vatandaşlarımızın yüzde 90’ı ya hiç aşı olmamış yahut aşıları eksik kişilerdir” dedi.

Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Şurası, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında eğitim gündemiyle toplandı. Toplantıya ayrıyeten Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve YÖK Lideri Erol Özvar da katıldı. Sıhhat Bakanı Koca, Bilim Şurası toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, “Bugün 18 yaş ve üzeri nüfusumuzun yüzde 78’inden fazlası tek doz, yüzde 60’ından fazlası da iki doz aşı ile aşılanmış durumda. Sizlere aşılama programı başlarken tünelin ucundaki ışık görüldü demiştim. Bugün tünelin çıkışı görünüyor diyebilirim. Acı anılarımıza dönmemek üzere ardımıza bakmadan ilerlemek zorundayız. Bu süreçte yarım bırakmaya gelecek işimiz yoktur. Son 4 haftada hadise sayılarındaki artışın bilhassa aşı olmamış şahıslardan kaynaklandığını daha evvel de söz etmiştik. Merak edenler için kimi istatistikleri paylaşmak isterim. Bugün prestijiyle faal olaylarımızın yüzde 81’i tam aşılı olmayan bireylerdir. Yani 500 bine yakın olan etkin olayımızın yüzde 81’i tam aşılı olmayan şahıslardan oluşmaktadır. Hastaneye yatan vatandaşlarımızın yaklaşık yüzde 90’ı da yeniden tam aşılı olmayan şahıslardır. Vefat eden vatandaşlarımızın yüzde 10’a yakını tam aşılı bireylerdir. Vefat eden vatandaşlarımızın yüzde 90’ı ya hiç aşı olmamış yahut aşıları eksik kişilerdir” tabirlerini kullandı.

“Hep birlikte efor gösterirsek, ‘zil sesinden sonra alarm sesi gelir’ diyenleri haksız çıkarırız”

Yüz yüze eğitim için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğine dikkat çeken Bakan Koca, “Salgın hastalık sebebiyle gençlerin eğitiminin eksik kalması bugün ve geleceğimiz için çok üzücüdür. Bunun için salgınla uğraşta her şartlarda okulları açık tutmak en değerli teklifimizdir. Okullarda kalabalık ortam oluşmaması için önlemleri ve kuralları içeren rehberleri uygulayacağız. Fakat tasası olan velilerimiz olabilir. ‘Acaba okullarda çocuklarımıza hastalık bulaşabilir mi’ sorusu sorulabilir. Şayet o denli düşünüyorsak, evvel veliler olarak bizler önlemlere uymalıyız. Günlük hayatla önlemin çelişmediğini göreceğiz. Bu periyotta öğrencilere örnek olacağız. Veliler olarak da örnek olacağız. Kendi çocuklarımızı da korumak için ve onlar için önlemli olmak, çocuklarımızın sınıf arkadaşlarını da korumak manasına geliyor. Her bir velimiz kendi çocuğunu ve onun da sınıf arkadaşlarını korumak ismine önlemlere azami bedel göstererek vakit kaybetmeden aşı oldu. Daima birlikte efor gösterirsek, ‘zil sesinden sonra alarm sesi gelir’ diyenleri haksız çıkarırız. Çıkarmalıyız ve inanıyorum ki çıkaracağız. Eğitimi ailelerin ve öğretmenlerin göstereceği ciddiyetin farkında olmadan kıymetlendirmek yanlış olur. Öğretmenlerimizin motivasyonu hepimizden büyük olacak. Kendi sıhhatleri kadar öğrencilerine sevgileri kelam konusu” halinde konuştu.

“Bilim Konseyi bilhassa yeni devirde hiçbir halde okulların kapanmasını gündemine almak istemiyor”

Bilim Şurasının okulların kapanmasına yönelik kararlar almak istemediğine dikkat çeken Bakan Koca, “Bilim Heyeti bilhassa yeni periyotta hiçbir formda okulların kapanmasını gündemine almak istemiyor. Yeni devirde salgın okulların kapanma sebebi olmayacak. Zira artık elimizde aşı var. Tüm vatandaşlarımızın sorumluluklarını bilerek ve bilhassa önlemlere uymalarını ve bir an evvel aşılarını bu sorumluluğun getirisi olarak yaptırmalarını bekliyoruz. Biz okulları kapatmak değil, en fazla sınıf kapatılabilir, onu bile kapatmak istemiyoruz. O nedenle toplum, vatandaşlarımız, velilerimiz, herkes bize bu noktada takviye olsun” diye konuştu.

“Unutmayalım ki uzaktan eğitim ne kadar başarılı olursa olsun asla yüz yüze eğitimin yerine geçemez”

Okullarda yüz yüze eğitimin kaçınılmaz olduğunu ve artık öteki bir yol düşünülemediğini belirten Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Öncelikle okullarımızı 5 gün yüz yüze eğitime açmada daima bize rehberlik eden, yardımcı olan, uyum sağlayan Sıhhat Bakanlığı ve Bilim Konseyi’ne şükranlarımı sunuyorum. Bildiğiniz üzere Covid-19 salgını dünyayı tesiri altına aldığı andan itibaren toplumsal hayattan tüm alanları olumsuz etkiledi ve mecburi bir değişime zorladı. Bizlerde öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve eğitim çalışanlarımızın salgından en az seviyede etkilenmesi için Sıhhat Bakanlığı ve Bilim Heyeti üyelerimiz ile eşgüdümlü çalıştık ve sıhhati önceleyerek kararlar aldık. Hepinizin bildiği üzere Dünya Sıhhat Örgütü ve UNICEF üzere memleketler arası kuruluşlar eğitimin kesintisiz olarak devam etmesinin hayati değer taşıdığının altını çiziyorlar. Unutmayalım ki uzaktan eğitim ne kadar başarılı olursa olsun asla yüz yüze eğitimin yerine geçemez. Bugün artık çocuklarımızın arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle sınıf ortamında eğitim görmesi elzemdir. Yüz yüze eğitime geçilmesi tercih olmaktan çıkmış mecburilik haline gelmiştir. Çocuklarımızdan daha fazla fedakarlık isteyemeyiz” açıklamasında bulundu.

“Okullarımızın bu sürece hazırlanabilmesi için 650 milyon Türk Lirası’nı tüm okullarımıza gönderdik”

Yüz yüze eğitim için gerekli adımların Sıhhat Bakanlığı ile birlikte atıldığına dikkat çeken Bakan Özer, “Sağlık Bakanlığı ile oluşturduğumuz okullarda alınması gereken tedbirler rehberini 81 vilayet Ulusal Eğitim Müdürlüğümüze ve tüm valiliklerimize gönderdik. Bunun yanı sıra okullarımızda muhtaçlık duyulan maske ve dezenfektan ve paklık gereçleri gereksinimleri ile tüm okullarımıza gönderdik. Burada birtakım bilgileri vermek istiyorum. Zira kamuoyunda güya okulların gereğince paklık gereci ile ilgili hazırlık yapmadığı üzere birtakım bilgiler dönmekte. 2021-2022 eğitim-öğretim yılında hazırlık periyodunda okullarımızın bu sürece hazırlanabilmesi için 650 milyon Türk Lirası’nı tüm okullarımıza gönderdik. Karşılaştırma yapmak için 2020-2021 eğitim-öğretim yılında okullarımıza gönderdiğim ödenekten bahsetmek istiyorum. 2020-2021 eğitim ve öğretim yılında tüm okullarımıza 223 milyon Türk Lirası ödenek gönderilmişti. Bunun yaklaşık üç katı ödeneği biz okullarımıza göndermiş, okullarımıza o kaynakları maskeden dezenfektana kadar ve okuldaki paklık gereçlerinin alınmasına kadar hijyen ortamının sağlanması ile ilgili türlü hazırlığı yapmış bulunmaktayız” biçiminde konuştu.

“Okullarımız birinci açılan lakin son kapanan yer olsun”

Okulların yeni eğitim öğretim devri için hazırlığını tamamladığını vurgulayan Ulusal Eğitim Bakanı Özer, şunları kaydetti:

“Yine 81 vilayetimizde yaklaşık 58 bin okulumuzda için 113 bin paklık çalışanının görevlendirilmesini tamamlanmış bulunuyoruz. Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak salgın sürecinde okullarımızın paklık gereksinimlerini karşılayacak güce de sahibiz finansman kaynağına da sahibiz. Ulusal Eğitim Bakanlığı’ndaki materyal ve dezenfektan gereksiniminde covid-19 salgınının başlangıcından itibaren büyük fedakarlık ile üretime giren mesleksel teknik okullarımıza, Halk Eğitim Merkezlerimize, Özel Eğitim Meslek Okullarımızdaki tüm öğretmenlerimize, çalışanlarımıza, öğrencilerimize en içten şükranlarımı sunuyorum. Bildiğiniz üzere eğitim-öğretim 6 Eylül’de başlıyor ancak ahenk eğitim haftası okul öncesi ve birinci sınıflar için dün prestijiyle, 1 Eylül prestijiyle başladı. Minik öğrencilerimiz birinci kez okullarına başladı. Bu kapsamda okul öncesi ve birinci sınıf toplam 2 milyon 359 bin 422 öğrencimiz şu anda 2 gündür okullarına gidiyor. Bu okul öğrencisi birinci sınıflar için toplam 165 bin 450 öğretmenimiz de etkin olarak bu hafta okullarda ders vermeye, ahenk haftasına katılmaya başladılar. ve şunu memnuniyetle tabir etmek istiyorum ki 2 günlük süreç sıkıntısız bir formda tamamlandı. İnanın yavrularımızın gözlerindeki memnunluk, öğretmenleriyle buluşma hazzı, birebir vakitte öğretmenlerimizin öğrencileriyle buluşma hazzı her şeye, her fedakarlığa paha. Dün de ben Şırnak’ta okul öncesi ve birinci sınıf ahenk haftasının başlangıcı nedeniyle açılışını yaptık. Oradaki öğrencilerimizi şahsen görme ve konuşabilme imkanım oldu. Sahiden tüm öğretmen ve öğrencilerimiz tüm tedbirleri alarak sürecin etkin bir halde başlamasının memnunluğunu tabir ettiler. 6 Eylül prestijiyle da nihayet okullarımızın kapılarını tüm kademelerinde kapılarımızı haftada 5 gün öğrencilerimize açıyoruz. Okullarımızın bir daha hiç kapanmaması çocuklarımızın eğitim hakkının kesintiye uğramaması için yalnızca bize sorumluluk düşmüyor. Tıpkı vakitte tüm velilerimize, servis sürücüsünden kantin çalışanlarımıza kadar, öğretmenlerimize kadar düşüyor. Bu nedenle okullarımızın kapanmaması için eğitimin kesintiye uğramaması için velilerimize, öğretmenlerimize, tüm işçimize davet yapmak istiyorum. Lütfen Sıhhat Bakanlığı ile birlikte Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak belirlediğimiz kurallara uyalım. Bu kuralara riayet edelim ki okullarımız bir daha kapanmak zorunda kalmasın. Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak biz üzerimize düşen tüm tedbirleri aldık lakin süreç tüm paydaşları ilgilendiren bir süreçtir. El ele verirsek kapanma ile yüz yüze kalmadan eğitim öğretimi muvaffakiyetle tamamlayacağız. Okullarımız birinci açılan lakin son kapanan yer olsun.”

“Yükseköğretim Konseyi ve üniversiteler olarak eğitim ve öğretim faaliyetlerini yüz yüze sürdürme kararını almış olduk”

Bir buçuk yıllık okullardan uzak periyotta de üniversitelerin vazifelerini muvaffakiyet ile sürdürdüğüne dikkat çeken YÖK Lideri Özvar ise, “2021-2022 akademik yılı inşallah Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ile bu ayın sonunda yahut ekim ayının başında gerçekleşecek. Bu yeni açılış yılında biz Yükseköğretim Konseyi ve üniversiteler olarak eğitim ve öğretim faaliyetlerini yüz yüze sürdürme kararını almış olduk. Bunu da siz basın temsilcileri ve kamuoyu ile paylaştık. Üniversitelerimiz alınan yüz yüze eğitim kararından itibaren her biri kendi şuraları ile senatolarıyla birlikte, bu yüz yüze eğitimin yapılabilmesi ve sürdürülebilmesi için gerekli önlemleri aldı. Biz YÖK olarak geçen sene olduğu üzere bu senede gerek yerleşke ortamlarında uygulanacak kurallar, gerekse eğitim öğretim süreçleriyle ilgili olmak üzere tüm üniversitelere birer kılavuz çalışması gerçekleştirdik. Natürel bu kılavuzları oluşumunda Sıhhat Bakanlığı ve onun şemsiyesi altında çalışan Bilim Heyeti üyelerinin tavsiyeleri ile oluşturduk” formunda konuştu.

“YÖK olarak bir yüz yüze eğitim faaliyetlerini sürdürmek istiyoruz”

Yeni devirde üniversitelerin yüz yüze eğitime başlayacağına, lakin hibrit usulün de kullanılabileceğine dikkat çeken YÖK Lideri Özvar, “YÖK olarak biz yüz yüze eğitim faaliyetlerini sürdürmek istiyoruz. Tabi salgın kaidelerinin ülkemizde nasıl gelişeceğini de evvelce öngöremediğimiz için salgının seyrine nazaran ve Sıhhat Bakanlığının kararları ve görüşleri dahilinde yüz yüze eğitim esnasında öteki eğitim ve öğretim yordamlarının de üniversiteler tarafından kullanılabilmesi için gerekli kararları aldık ve üniversiteler ile paylaştık. Bu kararların başında hibrit yahut harmanlanmış ya da karma olarak tabir edilen öğretim tarzlarının üniversiteler tarafından kullanılabileceğini karara bağlamış bulunuyoruz. Yani üniversitelerimiz salgın boyunca eğitim ve öğretimin aksamaması konusunda bu hibrit eğitim modellerinden faydalanabilecekler. Üniversitelerimiz hibrit modeli ile birlikte yüz yüze ders yapma imkanının yanı sıra, YÖK’ün aldığı kararla derslerinin yüzde 40’ını online yani çevrimiçi yapabilme yetkisine sahiptir ve üniversitelerimiz bu mevzuda gerekli çalışmayı tamamlamıştır. Üniversitelerimiz şu anda hangi derslerini yüz yüze, hangi derslerini online yapacağını belirlemiş ve kendi kamuoylarına da duyurmuştur” diye konuştu.

Bakan Koca: "500 bine yakın olan faal olayımızın yüzde 81'i tam aşılı olmayan şahıslardan oluşmaktadır"