“Gebelik psikolojisi dahi olsa çocuğun olumsuz etkileneceğini düşünüyorlarsa oruç tutmayabilirler”

Diyarbakır’da Bayan Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hakan Çoksüer, gebelerin Ramazan ayında katiyen oruç tutmaması gerektiğini, bu durumlarda anne ve bebek sıhhatinin önemli derecede etkileneceğini belirterek oruç tutmak isteyen hamile hastaların şireli tatlılardan uzak durulması gerektiği ve oruç tutmak isteyen hastaların ise su tüketimine dikkat etmesi gerektiği ikazında bulundu.

Prof. Dr. Hakan Çoksüer, kronik hastası olan yahut bebek gelişimi birinci 3 altın kural sürecinde olanların oruç tutmamasını önerdi. Gebeliğin üç evresi olduğunu aktaran Prof. Dr. Çoksüer, “Biri birinci üç ayında bebeklerin organlarının geliştiği devir. Bizim için en değerli devirlerden bir tanesi. Gebeliğin ikinci üç aylık periyodu yani üç ayla altı aylık süreç ve bir de üçüncü aylık periyodu, bu da altı ay ile dokuz aylık süreçlerdir. Birinci üç ayından gebeliğin organ gelişiminin olduğu safhalarda bizim için beslenmek çok kıymetli ve gebeliğin gelişimi açısından çok kıymetli. Burada hamileler şu soruyu soruyor: ‘Acaba oruç tutabilir miyim?’ Şayet gebelik psikoloji dahi olsa çocuğun olumsuz etkileneceğini düşünüyorsa oruç tutmayabilirler. Lakin şayet çok aşırı derecede baş dönmesi oluyorsa, çok derece susuz oluyorsa o vakit bu hastalar tutmasınlar diyoruz. Bilhassa kalp, tansiyon, şeker sorunu olanlar, devamlı ilaç kullanımı yahut bebeğinde gelişim geriliği olan hastalarda oruç tutmamalarını öneririz. Aksi takdirde şayet rastgele bir meşakkati, sistematik hastalığı yoksa oruç tutabilirler. Hamileler fiyatlarsa da aralıklı tutmalarını öneriyoruz” dedi.

“ŞİRELİ TATLILARDAN UZAK DURARAK MEYVE İLE ŞEKER MUHTAÇLIĞI KARŞILANMALI”

Göz Atın

Buscopan Nedir Ne İşe Yarar?

Piyeloseptyl Kullananlar Yorumları (İdrar Söktürür Mü)

Glasemi indeksi yüksek olan şireli tatlılara dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Çoksüer, şeker muhtaçlığının meyvelerle karşılanması gerektiğini kaydetti. Çoksüer, “Tabii burada beslenme olayı da çok değerli. Biz biliyoruz ki, glasemi indeksi yüksek olan besinlerden uzak durmak lazım. Bilhassa çok aşırı şireli tatlılardan, çok şeker tüketiminden uzak durmak lazım. İnsülin direncine neden olarak birebir vakitte gebeliğin fizyolojisini bozabilmekte. Şeker muhtaçlığını da karşılamak isterse meyve dönemlik meyve tüketmelerini öneririm” tabirlerinde bulundu.

“BOL SU TÜKETİMİNE DİKKAT EDEREK İŞLENMİŞ ESERLERDEN UZAK DURULMALI”

Ayrıyeten hamile hastaların su tüketiminin bol yapılması gerektiğini vurgulayan Çoksüer, “Sıvı tüketiminde kola ve su muhtaçlığını artırıcı besinlerden kaçınılma. O yüzden iftarda mümkün olduğu kadar daha hafif besinler tüketmelerini öneriyoruz. Tahıllı besinler tüketmelerini öneriyoruz. Salam, sosis, sucuk üzere besinlerden uzak durmak gerekiyor. Çok tuz tüketimi sağlayan çok tuzlu peynir üzere şeylerden uzak durmak lazım. Oruç tuttuğun vakit çok susuz kalabilirler. Natürel susuz kaldığı vakit hem böbrekler annenin böbreklerinin ziyan görmesi ve birebir vakitte bebeğin suyunun azalmasına neden olabilir. O yüzden bol su içmelerini öneriyoruz. Bilhassa tutuyorlarsa iftarda mümkün olduğu kadar sıvı tüketimi çok fazla yapmalarını öneriyoruz. Bilhassa çorba tipi şeyler. Fakat kesinlikle çay, kahve yahut kola üzere besinlerden uzak durmalarını öneriyoruz. Zira burada bilhassa kola tüketiminden uzak durmak lazım. Bunların bilhassa insülin direnci üzerinde olumsuz tesirleri olabilmektedir. İşlenmiş besinlerden bilhassa uzak durmaları gerekiyor. İşlenmiş besinlerde bebek sıhhati açısından hem de anne sıhhati açısından dertli olabilmektedir. Sahurda da birebir biçimde mümkün olduğu kadar sıvı tüketimine çok değer vermek lazım. Beslenme biçimi de mümkün olduğu kadar çok susuz kalmayı arttıran besinlerden uzak durmak gerekiyor” halinde konuştu.

(Murat Başal-İHA)