Gürcistan’da mevti beklenen hasta Samsun’da sıhhatine kavuştu

9 Nisan 2022, 20:02 yayınlandı

A+
A-

Paylaş

SAMSUN (İHA) – Gürcistan‘da mevti beklenen hasta Samsun‘da sıhhatine kavuştu

‘Ameliyatsız kalp kapağı değişimi’ süreci Samsun‘da muvaffakiyetle yapıldı

SAMSUN – Kalp rahatsızlığı nedeniyle Gürcistan‘da uzun mühlet ağır bakımda tedavi gören 66 yaşındaki hasta, Samsun‘da ‘ameliyatsız kalp kapağı değişimi’ süreci ile sıhhatine kavuştu.

Gürcistan vatandaşı Valeri Makharadze, nefes darlığı ve çabuk yorulma şikayeti ile ülkesinde başvurduğu hastanede aort darlığı (kalpten çıkan ve bedene kan taşıyan en büyük atar damar olan aortanın kapakçığındaki darlık) tanısı konuldu. Tedavi altına alındığı hastanede durumu berbata giden Valeri Makharadze’nin ailesi uzun mühlet ağır bakımda kalan Valeri’yi tedavi ettirmek üzere Samsun‘a getirdi. Medicana İnternational Samsun Hastanesi’nde Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Korhan Soylu tarafından ameliyatsız kalp kapağı değişimi süreci yapılan Valeri Makharadze, başarılı geçen sürecin akabinde sıhhatine kavuştu.

” Gürcistan‘dan geldi Samsun’da şifa buldu”

Valeri Makharadze’nin Samsun’da yapılan süreç ile sıhhatine kavuştuğunu söz eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Korhan Soylu, “66 yaşındaki Gürcistan vatandaşı Valeri Makharadze’de TAVİ sürecini gerçekleştirdik. Valeri, özel bir hasta. Gürcistan’da uzun müddet ağır bakımda kalıp, rahatlayamayan bir hastaydı. Ailesi bizlere başvurdu ve biz de kasıktan girerek daralmış ve yapıca bozulmuş aort kapağının yerine yeni bir kapak imlante ettik. Sürecimiz çok hoş oldu ve hastamızın süratli bir halde olağan hayatına döneceğini düşünüyoruz” dedi.

“TAVI, kasıktan anjiyo yapar üzere yapılan ameliyatsız bir işlem”

TAVI süreci hakkında bilgi veren Prof. Dr. Korhan Soylu, “Transkateter aort kapak replasmanı süreci, ileri aort darlığı olan hastalarda uygulanan bir sistem. İlerleyen yaş ile birlikte aort kapağındaki kireçlenme, kapağın hareket kabiliyetinin azalmasına ve daralmasına yol açıyor. O yüzden de hastaların büyük kısmı 80 yaş ve üzerinde. Maalesef ilaç tedavisi ile de bu kireçlenme çözülemiyor. Bu nedenle de evvelce tek seçenek açık kalp ameliyatıyla kapağın değiştirilmesiydi. Günümüzde ise TAVI ismini verdiğimiz ve tıpkı anjiyodakine emsal bir prosedürle bu kapak değişimi yapılabiliyor. Biz de uzun vakittir bu süreci başarılı bir halde yapıyoruz” diye konuştu.

“Açık kalp cerrahisinde hastalar aylarca kendine gelemiyordu”

Bilhassa açık kalp ameliyatı riski yüksek olan hastalar için TAVI alternatifinin çok büyük bir avantaj olduğuna dikkat çeken Korhan Soylu, “Eski prosedürde gençlerde bile zorluk çıkartabilecek göğüsün kesilerek yapıldığı bir açık kalp cerrahisi ihtiyacı vardı. Bu da hastaların hem ameliyat esnasında hem de sonrasında riskini arttırıyordu. Ayrıyeten başarılı bir açık kalp cerrahisinden sonra bile 80-85 yaşında bir hastanın olağan hayatına dönmesi aylar alabiliyordu. Artık ise TAVI sürecini yapıp sonraki gün bile taburcu ettiğimiz hastalarımız oluyor. Hiç göğüsün kesilmesine gerek kalmadığı üzere enfeksiyon riski de süreç müddeti de süreç sonrası da birçok açıdan ameliyattan çok daha uygun sonuçlar veriyor” biçiminde konuştu.

“Yeterli hareket ve beslenme dikkatiyle kardiyologlara daha az muhtaçlık duyulur”

Aort darlığı hastalığının görünme sıklığı ve korunma yollarından da bahseden Soylu, şunları söyledi:

“Aort darlığı aslında çok süratli ilerleyen bir hastalık değil. Birçok hastaya semptomlar başladıktan sonra ekokardiografi aygıtları ile teşhisleri yapılıyor. Birçok hasta hakikat vakitte teşhisi alıyor fakat hem hasta hem de hasta yakınları tedavinin oluşturduğu düşük riski göze alamayarak mağdur olabiliyor. Yaşlı hastaların yanı sıra doğuştan aort darlığı olan hastalar da var. Orta yaşlı şahıslarda de ramatizmal nedenlerle de bu hastalık oluşabiliyor. Yaşlılarda teneffüs kasveti, yürürken bile nefes darlığı aort darlığının en kıymetli işareti. Kardiyovasküler hastalıklarda hekimlerin muayenesinin ötesinde bireylerin sağlıklı hayat değişikliklerini daha değerli. Şayet günlük aktivitelerde gereğince hareket edebilirsek, beslenmemize dikkat edebilirsek zannediyorum kardiyologlara daha az muhtaçlık olur.