Prostat meselesine ameliyatsız tahlil

Prostat problemine ameliyatsız tahlil

İSTANBUL – Hekim Öğretim Üyesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Ali Yurtlak, prostat sorunu yaşayanlar için anjiyografik lazer metodunu anlattı.

Prostatın 50 yaş üzerindeki erkeklerin dehşetli düşü olduğunu belirten Ali Yurtlak, “Prostat hakkında son derece tesirli yeni usuller geliştirildi. Prostatın 50, 60 yaşından sonra büyümesine bağlı olarak idrar kanalına baskı yapar. Sık idrara çıkma, gece idrara çıkma durumlar meydana geliyor. Olağan bir birey günde üç beş sefer idrara çıkarken, prostat problemi olanlar günde on sefer, yirmi sefer, bazen otuz kere tuvalete çıkan hastalarımız var maalesef. Prostat son yıllara kadar ameliyatla çözülüyordu ama ameliyatın çok korkulan ve ağır komplikasyonları vardı. Cinsel işlev bozuklukları, tekrar kanal darlıkları kimi hastalarımız ameliyatta narkozu kaldıramıyordu. Ameliyat sonrası süreç çok dertli geçiyordu maalesef başarısız operasyonlar oluşuyordu. Ancak son yıllarda 2010’lu yılların başında başlayan yeni bir çalışma anjiyografik çalışma umut vericiydi. Günümüze geldiğimizde ise yaptığımız olaylarda son derece tesirli sonuçlar elde ettiğimizi görüyoruz. Bu prosedürde anjiyografik prostat tedavisidir” dedi.

Göz Atın

Buscopan Nedir Ne İşe Yarar?

Piyeloseptyl Kullananlar Yorumları (İdrar Söktürür Mü)

“Hasta bir günde işine dönebilir”

Anjiyografik prostat tedavi sürecini anlatan Yurtlak, “Kasık bölgesinden ince plastik bir borucukla giriyoruz. Burada genel anestezi yok. Rastgele bir uyuşturucu sedanter bir şey vermiyoruz hastaya. Yalnızca plastik katater ve plastik tellerle prostat dediğimiz organı buluyoruz. Anjiyografik olarak prostattı besleyen atar damarları tıkıyoruz. Prostatın atar damarları çok kıymetli zira prostat yaşayan bir organdan besleniyor. Biz o damarları tıkadığımız vakit örneğin 150 gram bir prostatı 60, 70, 80 gramlara düşürüyoruz ve prostatın idrar yollarına baskısını ortadan kaldırıyoruz. Bu süreç için bize bir tam gün kâfi. Ortalama süreç mühleti bir ile bir buçuk saattir. Bu mühlet zarfında prostatik damarları tıkıyoruz. Bir buçuk saat sonra hastayı birkaç saatliğine müşahede odasına alıyoruz. Bu usulde ağrı ve sızı yok genel anestezi kullanmıyoruz. Birkaç saat müşahede yapıldıktan sonra şayet hasta gitmek istiyorsa gerek kendisi tek başına olarak gerek refakatçisiyle gidebiliyor şayet konuğumuz olmak isterse de hastanede bir gece kalabiliyor. Bir gün sonra gidebiliyor. Hasta bir gün sonra toplumsal ömrüne dönebiliyor. Çalışıyorsa iş hayatına dönebiliyor. Bu ameliyattan sonra sonda kullanmıyoruz. Sonuçta birkaç hafta içerisinde damarları tıkanmış prostat bezi küçülmeye başlıyor. Bir ayın sonuna geldiğimizde en büyük küçülmeyi elde etmiş oluyoruz. Bu küçülme burada kesilmiyor. Daha sonra üç altıncı aylar ortasında küçülme devam ediyor. Prostatın başlangıç boyutunu yüzde 40, yüzde 50 aralığına getiriyoruz. Hasta prostat hastalığından bir daha ömür uzunluğu yakalanmamak üzere kurtulmuş oluyor” diye anlattı.

“Tedavi sonrası yüzde 50 gerileme oluyor”

Daha evvel 10, 15 kez ameliyat olmak zorunda olan hastaları olduğunu belirten Yurtlak, “Bizim için bu kadar kâfi bunu daha fazla arttırdığımızda etraf dokular ziyan görmeye başlıyor. Esasen operasyonda da amaçlanan buydu. Prostat boyutunun yarısına ya da yüzde 60’ına kadar almaktı. Aslında ameliyatta yapılan her şey anjiyografik prostat tedavisinde de yapılıyor. Tek farkı en yakınımızda gördüğümüz ameliyat sonrası bir ekip komplikasyonlar gelişiyor. Daha evvel 10, 15 kere tekrar ameliyat olmak zorunda olan hastalarımız oluyordu. Lakin şuan bu durum ortadan kalktı. Ameliyat sonrası süreç çok külfetli bir süreç bazen haftalar hatta aylara uzayabilen sancılı ağrılı bir idrar yapma olayı vardı. Sondaya mahkum olma olayı vardı. Bunlarda büsbütün bitti. Biz idrar kanalına dokunmadığımız için, idrar kanalı da hasar görmediği için darlık gelişiyor burada. Ameliyat sonrası çekilen cefalar oluşmuyor” diye konuştu.

İhlas Haber Ajansı / Uygar Topaloğlu – Sıhhat