Son dakika haber… Otizmi kabullenemeyen aileler, çocuklarının geleceğini karartabilirler

2 Nisan 2022, 15:37 yayınlandı

A+
A-

Paylaş

Otizmi kabullenemeyen aileler, çocuklarının geleceğini karartabilirler

KOCAELİ – Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi yöneticisi Mehmet Ali Kaşka, çocuklarında küçük yaşlarda farklılıklar tespit eden aileler, yanlış giden bir şeylere karşın düzelir umuduyla adım atmadıklarını belirterek, “Bu yanılgı çocukların hayatını karartıyor” dedi.

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününde, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi yöneticisi Mehmet Ali Kaşka, özel ihtiyaçlı çocukların ailelerine kıymetli bilgiler verdi. Erken yaşta eğitimin ehemmiyetinden bahseden Kaşka, çocuklara geç teşhis konulması ve tedaviye getirilmediği durumlarda hem aile hem de çocuk için büyük sıkıntılar yaşandığını belirtti. Babaların çocuklarındaki özel durumu kabullenmekte zorlandığını söyleyen Kaşka, anne ve babaların çocuğun yanında hengame etmemesini, velilerin polyannacılık oynamak zorunda olduğunu anlattı.

“Babaların yaklaşık yüzde 90’ı bu durumu kabullenemiyor”

Velilerin çocuğu tanıma ve çocuğun problemini kabul etme sürecinin çok kıymetli olduğunu söyleyen özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi yöneticisi Mehmet Ali Kaşka, “Anneler çocukları şimdi 1.5-2 yaşlarındayken onlardaki ezayı hissedebiliyorlar ve bunu babalar ile paylaşıyor. Babaların yaklaşık yüzde 90’ı bu durumu kabullenemiyor. Bilhassa dede ve anneanneler üzere ebeveynlerimizin de yanlış örneği bunu ekiliyor. Örneğin büyüklerimiz, ‘Çocuk 4-5-6 yaşında konuşur’ yahut ‘Daha evvel bu durumda olan ve konuşan çocuk oldu’ üzere telaffuzları var. Bu cins örnekler yüzünden en kıymetli ve bedelli vakit kaybediliyor. 2 yaşından 3-4 yaşına kadar Türkiye’de dahil olmak üzere çocuğun teşhisini bulma peşine düşüyoruz. Halbuki 2 yaşında olaya müdahale edilebilseydi, veliler hastanelerde teşhis peşinde koşmayacaktı. Bugün bilim adamları bilhassa otizmde erken ve ağır müdahalenin çok büyük fayda sağlayacağını, çocuğun tahminen büsbütün bu durumdan kurtulabileceğini söylüyor. Özel eğitimde, erken yaşta ve gerçek bir eğitimle müdahale edildiği vakit çocukların aldıkları tanıyı bir daha alamadıklarını da gördük. Yani bu büsbütün bir düzelme manasına geliyor. Tanıyı biz koymuyoruz, tanıyı psikiyatristler koyar ve tekrar onlar kaldırır. Şayet bir teşhis sonrasında alınamıyorsa, özel eğitime artık gereksinimi yok deniliyorsa bunun manası konulan teşhisin ortadan kalkmış olmasıdır. İnsanların umudu olmalı. Genelde birileri devreye giriyor ve ‘Benim çocuğum 10 sene eğitim aldı ve düzelmedi. Otizmde kurtuluş yoktur, mümkün değildir’ diyorlar. Tabiat içerisinde imkansız diye bir şey olmadığını hepimiz biliyoruz, kâfi ki yanlışsız yerde olalım ve gerçek bir biçimde çocuklarımıza bu eğitimi verelim. Şayet çocuklarınıza baht verirseniz esasen bunu başarabilme imkanları olduğunu göreceksiniz” dedi.

“Pozitif olmak zorundayız, çocuğunuzun yanında hengame etmeyin”

Babalardaki kabullenmeme sürecinin büyük bir badire oluşturduğunu söyleyen Kaşka, “2 yaşında karşılaştığımız bir çocukta yapabileceklerimizle 5 yaşında yapabileceklerimiz ortasında kesinlikle fark vardır. Daha kemikleşmiş daha güç çocukla karşılaşıyoruz. O yüzden velilerimize bilhassa babalara sesleniyorum. Annenin hissettiği hisler hiçbir varlıkta yoktur. Bir baba olarak annenin hissettiğini hissedemeyiz bu yüzden de annelere kesinlikle lakin kesinlikle kulak verelim. Buna kulak vermediğimiz vakit bundan ziyan görecek kişi çocuk, sonrasında ise bu sıkıntı çocukla hayatını geçirecek çekirdek ailedir. Sonrasında tabi ki büyük ebeveynler bununla ilgili sıkıntılar yaşayacaktır. Olumlu olmak zorundayız, çocuğunuzun yanında arbede etmeyin. Konuşamayan, kendini söz edemeyen bir çocuk her vakit dert içerisinde olacaktır. Korkulu bir çocukta kesinlikle ve kesinlikle davranış sorunlarını daha büyük bir düzeyde gösterecektir. Bu yüzden esasen telaşlı bir süreç geçiren bir çocuğa negatif yaklaşım ve yüksek sesle tabirler çocuğu çok daha güç bir duruma sokacak. Veliler polyannacılık oynamak zorunda. Veliler kendi ortalarındaki tartışmaları meskenin içerisinde değil kesinlikle dışarıda yapmalı. Çocuklara ne kadar sevgi ortamı oluşturuşsak o ortamda başarabilecekleri şey o kadar çok olur” diye konuştu.