Nükleer kazalar ve felaketler dünyasında, radyasyona maruz kalmanın yıkıcı sonuçlarını hatırlatan bir isim öne çıkmaktadır: Hisashi Ouchi. Onun trajik kıssası, nükleer tesislerde güvenlik protokollerinin ve etik konuların ehemmiyetini vurgulayan uyarıcı bir efsane haline gelmiştir. Bu içeriğimizde Hisashi Ouchi’nin hayatını, mesleğini ve onu radyasyonla ilgili kazalar tarihinde yaşadığı şanssız olayı inceleyeceğiz…
Hisashi Ouchi Japonya’da doğdu ve bir nükleer tesiste iş bulana kadar nispeten sıradan bir ömür sürdü.
Hayatının erken devirlerine dair detaylar, birkaç sayfası yırtılmış bir kitap üzere gizemini koruyor. Lakin bir şey açıktı – hayatının, yazgısını en sıra dışı halde belirleyecek bir dönüş yapacağını çok az biliyordu. Bilime olan tutkusu ve teknolojik ilerlemelere katkıda bulunma isteği onu, toplum üzerinde olumlu bir tesir yaratmayı umduğu tesiste çalışmaya yöneltti.
Ouchi, JCO’nun Japonya’nın Tokaimura kentindeki nükleer yakıt sürece tesisinde teknisyen olarak çalışmaya başladı.
Yaptığı iş, nükleer yakıtlarla çalışan öteki teknisyenler üzere büyük ölçüde rutindi. Ancak ne demişler, ‘Atom ve nükleer fizik dünyasında ‘sıradan günler’ diye bir şey yoktur.’
Korkunç 30 Eylül 1999 olaylarına geçmeden evvel, bağlamı anlamak çok değerlidir.
Tokaimura birçok nükleer tesise konut sahipliği yapmaktadır ve Ouchi’nin tesisi zenginleştirilmiş uranyum yakıtı üretme sürecine dahil olmuştur. Bu iş, rutin olmakla birlikte, güvenlik protokollerine titizlikle uyulmasını gerektirir.
Eylül 1999’da Japonya’daki Tokaimura nükleer tesisi tarihin en feci nükleer kazalarından birine sahne oldu.
Kader günü hiçbir ön ihtar olmadan geldi. Sabah, Ouchi ve meslektaşlarının her zamanki misyonlarını yerine getirmesiyle öteki sabahlar üzere başladı. Bir parti yakıt üretmek için çalışıyorlardı, lakin bilmeden çökeltme tankına inançlı limitleri çok aşan ölçüde uranyum eklediler.
Daha evvel görülmemiş ölçüde radyasyon açığa çıkaran bir kritiklik kazası meydana geldi.
Aşırı uranyum, kendi kendini devam ettiren bir nükleer zincirleme tepkiye yol açtı. Bu kaza, Ouchi ve meslektaşlarının direkt maruz kaldığı büyük ölçüde radyasyon açığa çıkardı. Ouchi bunun en ağır yükünü taşıdı. Çökeltme tankına olan yakınlığı onu kazada en çok maruz kalan kişi yapmıştır.
Müdahale süratliydi fakat radyasyon düzeyleri nedeniyle karmaşıktı. Ouchi derhal hastaneye nakledildi ve burada hekimler maruz kaldığı radyasyonun ciddiyeti ile uğraş etti.
Ouchi’nin hastaneye yatışı uzun ve acı verici bir seyahat oldu. Ağır radyasyon hastalığından muzdarip olmasına karşın 83 gün boyunca hayatta tutuldu ve çok sayıda tıbbi prosedüre katlandı. Ouchi’nin durumu, tıbbi müdahalenin sonları hakkında etik soruları gündeme getirdi.
Hisashi Ouchi’nin durumu tıbbi açıdan sıra dışıydı. Daha evvel görülmemiş ölçüde radyasyona maruz kalmıştı ve bu da DNA’sının ve bağışıklık sisteminin büsbütün tahrip olmasına yol açmıştı.
Tıbbi grubun gözü pek uğraşlarına karşın durumu süratle berbatlaştı. Ouchi’nin trajik olayı dünya çapında nükleer güvenlik protokollerinin kıymetli ölçüde gözden geçirilmesine yol açtı. Hisashi Ouchi, nükleer teknolojiyle alakalı çok risklerin bir sembolü olmaya devam ediyor.
