Uludağ Üniversitesi yerli medikal gereç üretecek teşebbüsçüler arıyor

16 Şubat 2022, 02:47 yayınlandı

A+
A-

Paylaş

BURSA (AA) – Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), ithal edilen cerrahi stapler ve biyolojik membranları yerli imkanlarla üretecek teşebbüsçüler yetiştirerek bu alanda dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.

Tıp ve Mühendislik fakülteleri ile Teknoloji Transfer Ofisi iş birliğiyle 2 yıl evvel çalışmalarına başlanan projeyle, medikal eserlerin yerlileştirilmesi emeliyle cerrahi zımba olarak bilinen stapler ve diyaliz makinelerinde kullanılan biyolojik membran üretimiyle ilgili teşebbüsçüler desteklenecek.

“TÜBİTAK 1512 BİGG ULUKOZA Cerrahi Stapler ve Biyolojik Membran Tıp Çağrıları” kapsamında başvuracak girişimcilere 200 bin liraya kadar hibe, üniversitenin imkanlarından faydalanma, öğretim üyelerinden danışmanlık üzere hizmetler verilecek. Müracaatların alınmaya başladığı davet programına ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora ve mezunları müracaat edebiliyor.

Müracaatları kabul edilen teşebbüsçüler ayrıyeten üniversitenin iş birliği yaptığı firmalarla çalışma imkanı bulacak ve ürettikleri tıbbi aygıtların birinci müşterisi BUÜ Tıp Fakültesi olacak.

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, AA muhabirine, Türkiye‘de sıhhat kesiminde kullanılan materyallerin çoğunluğunun ithal edildiğini, kendilerinin de yerli eserler geliştirme noktasında çalışmalar yaptığını söyledi.

Sıhhat alanında kullanılan aygıtların yerlileştirilmesi ve yeni eserler geliştirilmesi noktasında 2 yıldır proje yürüttüklerini belirten Kaya, “Öncelikle oluşturduğumuz sağlık-sanayi platformuna, Tıp, Mühendislik fakülteleri ve Sıhhat Bilimleri, Fen Bilimleri enstitülerinden, daha evvel kurulan ve tıp ile mühendislik alanlarının ortak çalışmasını söz eden Translasyonel Tıp Ana Bilim Kısmı’ndan öğretim üyeleri katıldı.” dedi.

Bunlardan 2’sinin cerrahi zımba ve biyolojik membranlar olduğunu aktaran Kaya, davet programına teşebbüsçü adaylarını beklediklerini lisana getirdi.

Kelam konusu iki materyalin kullanım alanlarına değinen Kaya, şu bilgileri paylaştı:

“Türkiye’de 2025 yılında 100 bine yakın diyaliz hastasının olacağı iddia ediliyor. Bunu bu türlü hesap ettiğimizde yılda yaklaşık 15 milyon diyaliz makinesi filtresi gereksinimi doğuyor. Bunlara ek olarak biyolojik membran gerekiyor. Bunların hepsini değerlendirdiğimizde biyolojik membran konusunda en az 1,5 milyar liralık bir piyasa var. Cerrahi zımbaların da 1,5 milyar liralık bir piyasası var. Bu iki bahiste gerekli hazırlıkları yaptık ve davette bulunuyoruz. Savunma endüstrisinde olduğu üzere insansız hava araçlarını, kara araçlarını nasıl kendimiz yaptıysak bunları da yapabiliriz.”

“Bu çalışma tüm Türkiye’ye açılmış bir çağrı”

BUÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Kısım Lideri Prof. Dr. Fatih Karpat da kelam konusu iki eserin, araştırmaları sonucu tıpta en çok gereksinim duyulan medikal gereçlerden olduğunu belirtti.

Cerrahi zımba ve biyolojik membranların Türkiye’de üretilmediğini anlatan Karpat, şu sözleri kullandı:

“Bu eserler sıradan eserler değil. Kesinlikle Ar-Ge faaliyetlerinin, mühendisliğinin yürütülmesi hem de daha sonrasında bunların sıhhat kesiminde kullanılabilmesi için gerekli regülasyonların sağlanması gerekiyor. Bizim buradaki Mühendislik Fakültesinin ana maksadı, teknik zorlukları aşacak çağdaş prosedürleri, farklı dallarda kazandığımız tecrübeleri sıhhat dalının gereksinimi olan bu araç gereç aygıtlarda kullanabilmek. Bu ulusal bir atılım haline gelecektir, buna inancımız sonsuz. Bu çalışma tüm Türkiye’ye açılmış bir davet. Dünya, Kovid-19 salgınıyla medikal aygıtlardaki araç gereçlerin yoksunluğunun nelere mal olabileceğini gördü. Ana gayemiz doğal ki Türkiye’nin gereksiniminin karşılanması lakin dünyada o denli büyük bir pazar var ki bunlar mutlaka dışarıya ihraç edebileceğimiz eserler haline gelecektir.”

BUÜ Teknoloji Transfer Ofisi Müdür Yardımcısı Nihal Sağlam ise kendi markaları olan Ulukoza’da şimdiye kadar 44 şirket kurulduğunu, firmaların işletmelerini sürdürdüğünü bildirdi.

Bünyelerindeki projeleri kabul edilen girişimcilerin eğitimlere tabi tutulduğunu aktaran Sağlam, “Girişimciler eğitim süreci boyunca birebir vakitte mentorluk da alabiliyorlar ve iş fikirlerini böylelikle evirebiliyorlar. Bu davet kapsamında spesifik bir esere yönelik bir davet açtık. Türkiye’de birinci kez gereksinim duyulan eserler belirlendi ve bu eserlere yönelik tabiri caizse babayiğit teşebbüsçü adaylarını davet ediyoruz okulumuza. Biz bunu TÜBİTAK ile paylaştığımız vakit bize, ‘bunun çok değerli ve Türkiye’de birinci sefer bu türlü bir şeyin yapıldığı’ belirtildi. Muhtaçlığa yönelik kurulacak şirketleri biz yatırımcı ağlarla da buluşturacağız.” diye konuştu.

Sağlam, girişimcilerin hem kendi şirketlerini kuracaklarını hem de Türkiye’nin bir muhtaçlığına karşılık vereceklerini kelamlarına ekledi.