Alice Müzikali ile fantastik bir yolculuğa hazır mısınız?

.

7 Şubat’ta prömiyerini yapan ve gösterime çıktığı ilk günden bu yana kapalı gişe oynayan, bilet bulmanın çok zor olduğu Alice son zamanlarda Türkiye’de izlediğim etkileyici müzikal. Günümüz teknolojisinin çok iyi kullanıldığı, sahnenin sürekli yeni bir boyut kazandığı müzikal, kolay kolay sahne değiştirebilecek gibi görünmüyor. Sürekli sorulan, “ne zaman bu yakaya geleceksiniz”, “İzmir’de temsiliniz olacak mı” sorularına yanıt vermekte zorlanması normal. Bu nedenle Zorlu Performans Sanatları Sahnesi’nde izlemenin yollarını bulmanız gerekecek. :) Bu sene olmazsa, gelecek sezon var. Merak etmeyin, mutlaka izleme fırsatı bulabileceğiniz bir gün gelecek.

Alice Müzikali’nin tanıtım videolarından anımsarsınız, “Kimsin sen?” veya “Ben kimim?” soruları ile karşılaşırız sürekli. Hangisi gerçek, hangisi sanal? Alice, kendini yaşadığı hayatın içerisine sıkışmış hisseder ve bir gün yine annesi ve babası ile tartışmalı olarak kalktığı kahvaltı sofrasından hayal kırıklığı içerisinde odasına gider. Önce en büyük dostu olan müziğe, ukulelesine sarılır. Ardından bir mobil uygulamanın çağrısı ile karşılaşır ve tavşan deliğinden geçerek sanal dünyada gezintiye çıkar.

Göz Atın

Behzat Ç. İzleme Sırası Nedir?

Star Wars İzleme Sırası (2024 Nereden Başlayayım?)

Kendini fantastik bir dünyanın içinde bulan ve “ben kimim?” sorusuna yanıt arayan Alice, burada cesareti ile sınanır, korkuları ile yüzleşir, arzuları ile karşılaşır.

İçgüdülerine kulak vermeyi öğrenen; ne istediğini ve neyi kesinlikle istemediğini yaşadığı deneyimler sayesinde bulan Alice, bir yandan da Tavşan’ın bilmecelerini yanıtlar ve yeri gelir herkesin korkulu rüyası olan Kraliçe’ye kafa tutar. Sözün özü, Alice, Harikalar Diyarı’nda kendini bulacak olan bildiğimiz Alice. 

Sahneleme olarak Türkiye şartları için pek çok yeniliği barındıran, günümüz teknolojilerini çok yerinde kullanan; Yönetmen Serdar Biliş’in ustalığı ve Beyhan Murphy’nin dehası ile gerçek bir şölene dönüşen koreografisi ile gözünüzü kırpmadan izleyebileceğiniz Alice’in tek bir yıldızı yok.

Alice’i canlandıran Serenay Sarıkaya, Tavşan rolündeki Enis Arıkan, Kedi rolündeki Merve Dizdar, Kraliçe rolündeki Ezgi Mola, Kral İbrahim Selim ve Şapkacı Şükrü Özyıldız’ın yanı sıra diyalogları olmamasına rağmen jest ve mimikleri ile sahnenin her bir noktasının tozunu attıran dans ekibinin de oyunculuk maharetlerine şahitlik ediyoruz. 

Alice’i canlandıran Serenay Sarıkaya, Modern Dans Topluluğu İstanbul gibi pek çok yeteneği barındıran dans topluluklarında yer alan çok yetenekli profesyonel dansçılara ahengi kesinlikle bozmadan eşlik ediyor, daha önce Güldestan ve Seyahatname gibi muhteşem koreografilere imza atan Beyhan Murphy’nin koreografisini başarıyla uyguluyor. Hem çalan, hem söyleyen, bir yandan da dans eden Serenay’ın hakkını kesinlikle ona vermemiz lazım… Başarısı tesadüf değil. Ne kadar çalıştığını, ne kadar emek verdiğini görebiliyorsunuz.

Enis Arıkan, şakacı tavşanımız. Tavşanın ruhunu üzerine giydiğini müzikal boyunca görüyorsunuz. Bizi karşılayan o. Alice’e de yolculuğu boyunca eşlik ediyor, yer yer onu yarı yolda bıraksa da gerektiğinde ona arka çıkmasını biliyor. Cast anlamında da Arıkan, tavşan rolü için biçilmiş kaftan, harika bir seçim. Bu anlamda yapımcıları kutlamak gerekiyor.

Çevresine korku salarak tacını koruyan Kraliçe (Ezgi Mola), Tavşan’dan sonra müzikalin en renkli karakterlerinden. Alice; cesareti, iyiliği, yaşamın kendisini, özgür ruhu ve sanatın iyileştirici gücünü içgüdüleri ile öğrenen İYİ’yi temsil ediyorsa, Kraliçe ise tüm bunların karşısında duran, işleri zorlaştıran, keyfi kararları, diktatörlüğü ile çevresine zulümden başka bir şey vermeyen KÖTÜ’nün ta kendisi. Ancak bir müzikalde bir kötü ne kadar kötü kalabilir ki? Elbette Kraliçe de çoğu zaman bizi kahkahalara boğmayı başarıyor. Bir zaman sonra ise Kraliçe de karanlık taraftan Alice’in dünyasına adım atmayı öğreniyor.
 

Kraliçe’nin hemen ardından Kral geliyor. Kral’ı canlandıran İbrahim Selim ve Ezgi Mola’nın sahnede harika bir uyum yakaladığını görüyoruz. Kraliçe’ye olan aşkı nedeniyle ezilen, kişisel olarak kendini yetersiz hissetmesi nedeniyle Kraliçe’nin sözünden çıkamayan Kral’ın ruhundaki çocuk da bizi yakalıyor ve Kral’ı da çok kısa sürede kendi aramıza alıyoruz. Ona KÖTÜ’yü yakıştıramıyoruz.

Sıra geliyor Alice’in rüyalarını süsleyen Kazanova cazibeli Şapkacı’ya.
 

Şükrü Özyıldız, Alice ile birlikte olduğu sahnelerde dansları, jestleri ile sahnede parlıyor. Gözümüz bir Serenay’a, bir Şükrü Özyıldız’a kayıyor. 

Game of Thrones’taki Arya Stark karakterine benzerliği ile dikkatleri üzerine çeken Merve Dizdar ise, müzikalde Kedi’yi canlandırıyor. Müzikal boyunca kediliği elden bırakmayan Merve Dizdar, daha fazla izleme fırsatımız olursa çok sevineceğimiz oyunculardan biri olacak gibi görünüyor ve ismi hafızalarımıza yazılıyor. 

Lewis Carroll adı ile bildiğimiz Charles Lutwidge Dodgson tarafından 1865 yılında yazılmış ve İngiltere’den çıkarak tüm dünyayı etkisi altına almış, kitaplarından sonra pek çok filme, müzikale konu olmuş Alice’in Harikalar Diyarı Maceraları’nın (Alice’s Adventures in Wonderland) izlediğimiz bu versiyonu, aynı zamanda ustaca yerelleştirilmiş bir versiyon. 

Alice, tek bir nesli değil, birçok nesli bir arada kucaklayabilmiş Zeki Müren, Ajda Pekkan gibi değerlerimize yer veriyor, kendi kültürümüzden aşina olduğumuz diyalogları ile yabancılaşmamızı önlüyor ve sonunda günümüzün, “yahu işte bizim Alice’in” maceraları oluyor. Alice’in metin uyarlamalarını yapan ve yerelleştirmenin dozunu iyi ayarlayan Aylin Alıveren ve Murat Uyurkulak’ı ayrıca kutlamak gerekiyor. 

Bu sezon olamasa da gelecek sezonda mutlaka izlenmesi gereken gösterilerden biri olarak not düşmenizi tavsiye edeceğimiz Alice, gerçek bir ekip çalışması. Sözlerimize son verirken onların adını geçirmezsek olmaz. 

Daha önce Güldestan, Kozalar, Martı, Arzu Tramvayı, Onikinci Gece, Katil Joe ve bunun gibi pek çok harika oyunda, gösteride imzası olan, yetenekleri ile beni her zaman hayranlık içinde bırakan isimlerin bir araya geldiği Alice, az önce adı geçen oyunlar ve gösterilerdeki gibi, ekip çalışmasının başarısı. Örneğin sahnedeki herkesin birbiri ile etkileşimde kalması, başrolden en arka plandaki dansçıya kadar oyuncuların birbiri ile buluşabilmesi için sahnede kurulan oyunlardan biriyle Alice’te de karşılaşıyoruz. Alice’te, tıpkı Martı oyununun plaj sahnesinde olduğu gibi ekibi buluşturan bir top var ve herkes en azından bir defa bu topu kucaklıyor. İşte bu nedenle Alice’i sadece Serenay ya da Enis Arıkan olarak değil, Alice ekibi olarak anıyoruz.

Umarız daha uzun süreler boyunca bu ekipte yer alan kişilerin işlerini görmeye devam eder, başarılarına şahitlik ederiz.

İzleme fırsatınız olursa size şimdiden keyifli seyirler diliyorum… Hoşçakalın. 

ALICE Müzikali
Oyuncular: Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Enis Arıkan, Şükrü Özyıldız, İbrahim Selim, Merve Dizdar
Yönetmen: Serdar Biliş (Pürtelaş Tiyatro)
Metin Uyarlaması: Aylin Alıveren, Murat Uyurkulak
Müzik: Tuluğ Tırpan
Koreograf: Beyhan Murphy
Metin: Aylin Alıveren, Murat Uyurkulak
Yapımcı: BKM, ZORLU PSM, ID 
Proje Yapımcısı: Nisan Ceren Göknel
Yaratıcı Yapımcı: Ayşe Barım
Sahne Tasarım: Gamze Kuş Orçin
Kostüm Tasarım: Ayşegül Alev 
Işık Tasarım: Cem Yılmazer 
Multimedya Tasarım ve Prodüksiyon: Illusionist
“Duy Beni” ve “Kuzey Yıldızı” Şarkıları Söz ve Müzik: Nil Karaibrahimgil