Kuzey Irak'ta Hastalığına Teşhis Konulamayan 2,5 Yaşındaki Sercan, Diyarbakır'da şifa Buldu

DİYARBAKIR (İHA) – Kuzey Irak‘ta hastalığına teşhis konulamayan 2,5 yaşındaki Sercan, Diyarbakır‘da şifa buldu

DİYARBAKIR – Kuzey Irak’ta doğuştan safra yollarında geniş bir kisti bulunan ve götürüldüğü birçok hastanede hastalığına teşhis konulamayan 2,5 yaşındaki Sercan Tunç isimli kız çocuğu, getirildiği Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesinde şifa buldu.

DÜ Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Hanifi Okur, 2,5 yaşındaki Sercan Tunç’u muayene ederek akabinde ameliyatla yeni bir safra yolu yaptıktan sonra çocuk sıhhatine kavuştu. Hastanın Kuzey Irak’tan geldiğini ve doğduğu günden bugüne götürüldüğü bir çok hastanede hastalığına teşhis konulamadığını belirten DÜ Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Hanifi Okur, “Hastamız Kuzey Irak’ta bayağı bir dolaşmış. bu yaşa gelene kadar bu hastalığın teşhisini almış lakin dolaşmış. Her hangi bir şey yapamamışlar. Sonra Şırnak’a falan gelmiş. Batman’a gitmiş. Mardin’e gitmiş. Öbür vilayetlere gitmiş. Meşakkat teşhis konulamaması olmuş. Sonra bize geldiler. Biz teşhisini koyduk. Teşhisini da safra yollarında çok geniş bir kisti vardı, onu çıkardık. Yeni bir safra yolu yaptık. Çok şükür durumları şu an yeterli. Bugün taburcu edeceğiz. İnşallah bir düşünce olmazsa yeterli olacak” dedi.

“Biraz daha geç kalınsaydı farklı hastalıklara neden olacaktı”

Teşhiste geç kalınmış olsaydı ilerde öbür hastalıklara neden olacağını aktaran Prof. Dr. Okur, “Geç kalınsa şöyle bir özellik olabilir. Şöyle bir şey olabilir. İleride kardiser gelişebiliyor bu tıp hastalarda. O yüzden dikkat etmek gerekiyor ve ameliyatı yaparken de dikkat etmek gerekiyor. Takipte kesinlikle doktora gidip göstermek gerekiyor. Ne olur ne olmaz diye ve kesinlikle bunların ameliyatının olması gerekiyor” diye konuştu.

“Korona virüsten korkup çocuklarınızı ihmal etmeyin”

Korona virüs nedeniyle bu çeşit hastalıkları olup da hastaneye gitmekte çekinen vatandaşları ve ebeveynleri uyaran Prof. Dr. Okur, “Eğer bir şey varsa bu işler biraz kar ziyan durumu. Yani mesela anne baba aşılıysa ve dikkat ediyorsa bu maskeye, aralığa dikkat ediyorsa, hijyenine dikkat ediyorsa o vakit hiçbir badire olacağını zannetmiyorum. Öbür türlü hastaları göz gerisi ederek hastalıkları varsa bunları önemsemeyerek çok geç periyotta gelirlerse daha önemli ziyanlar görebilir hastalarımız. O yüzden en ufak bir kuşkuları varsa kesinlikle bir halde bir üst merkeze ulaşmaları gerekiyor. Kolay bir ultrasonla tecrübeli ellerde, sonra ileri tetkiklerle tanısı konabiliyor. Natürel ki donanımlı merkezlerde, tecrübeli takımların olduğu yerlerde bu ameliyatla rahatlıkla yapılabiliyor” halinde konuştu.

Bir çok yeri dolaştığını lakin çocuğunun tedavisi için hiç bir şey yapılmadığını aktaran ve çocuğunun Türkiye’de güzelleştiği için çok sevindiğini söz eden anne Aysel Tunç ise Prof. Dr. Mehmet Hanifi Okur ve grubu ile Lisanca Üniversitesi hastanesinde vazifeli tüm sıhhat çalışanlarına teşekkür etti.