Ağrı kesici ilaçlar böbrek rahatsızlığına neden olabiliyor

14 Mart 2022, 17:34 yayınlandı

A+
A-

Paylaş

SİVAS (İHA) – Kronik böbrek hastalığı son yıllarda tüm dünyada adeta bir salgın formunda artış göstererek önemli bir sıhhat sorunu haline gelirken, bu hastalığın değerine dikkat çekmek için “Dünya Böbrek Günü”nde uzmanlar kıymetli açıklamalarda bulunarak uyardı.

Bu yıl 10 Mart tarihinde kutlanacak olan dünya böbrek günün teması “Böbrek sıhhatinizi koruyun ve takip edin” teması üzerine odaklandı. Uzmanlar, toplumda hastalığın farkındalığının genel olarak yüzde 10’un altında olması, erken devirde tespit edilmesine imkan vermemektedir ve son devir böbrek yetmezliğine ilerlemesine yol açmakta açıklamasında bulundu.

PAÜ Hastanesi Nefroloji BD. Lideri Prof. Dr. Belda Dursun böbrek gününün ehemmiyeti hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Dursun, “Kronik böbrek hastalığı dünya çapında kıymetli bir halk sıhhati problemdir, erken fark edilip tedavi edilmediği vakit ağır böbrek yetmezliği, kalp-damar hastalıklarına ilişkin komplikasyonlar ve vefat ile sonuçlanabilir. Dünya genelinde kronik böbrek hastalığının görülme oranı yüzede 10 ile 12 civarında olup, bayanlarda bu oran yüzde 14’e kadar çıkabilmekte. Türk Nefroloji Derneği tarafından yapılan ülke çapındaki bir tarama çalışmasında ülkemizde kronik böbrek hastalığı oranı yüzde 16’ya yakın saptanmıştır ve dikkat cazibeli bu yüksek oranların altında yatan nedenler olarak giderek artmakta olan sigara kullanımı, obezite, diyabet ve hipertansiyon öne sürülmektedir. Genel popülasyon açısından kıymetlendirme yapıldığında kronik böbrek hastalığının en sık görülen nedenleri şeker hastalığı, yüksek tansiyon, nefritler, kistik böbrek hastalıkları ve ürolojik (idrar yollarında taş yahut tıkanıklık) sorunlardır. Denetimsiz şeker hastalığı, denetimsiz hipertansiyon, kalp hastalığı, şişmanlık, ileri yaş, ailede böbrek hastalığı hikayesi, sigara ve sık ağrı kesici ilaç kullanımı kişiyi böbrek hastalığı açısından yüksek riskli hale dönüştürmektedir. Kronik böbrek hastalığı birçok kere belirti vermeden sinsi bir biçimde son periyoda yani diyaliz etabına ilerlemektedir. Bu nedenle riskli şahıslar başta olmak üzere herkesin sistemli olarak sıhhat taramasından geçmesi, kolay kan ve idrar testi ile böbrek işlevlerini yılda en az bir sefer denetim ettirmesi kıymetlidir. Erken teşhis ve tedavi edilemeyen kronik böbrek hastalığı son periyot böbrek yetmezliğine ilerlemekte, bu etapta diyaliz ve böbrek nakli tedavileri gündeme geliyor” dedi.

Kronik böbrek hastalığının tedavi metotları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Belda Dursun, “Kronik böbrek hastalığının en değerli ve aktif tedavi hali önlenmesidir. Bu noktada kollayıcı hekimlik yaklaşımları ön plana çıkmaktadır. Bilhassa kronik böbrek hastalığı olan yahut bu açıdan yüksek risk taşıyan bireylerde böbrek işlevin korunması son derece değerlidir. Böbrekler için risk oluşturan ilaçlar (bazı antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar) kullanılırken, teşhis yahut tedavi gayeli görüntüleme süreçleri (örneğin ilaçlı tomografi ve anjiografi) sırasında, riskli ameliyatlar öncesinde ve sonrasındaki devirde böbrek işlevlerinin doktor tarafından izlenmesi ve kollayıcı tedbirlerin alınması çok değerlidir. Gereksiz ve doktor denetiminde olmayan ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Böbrek sıhhati açısından böbrekleri susuz bırakmamak ve kâfi su alımına itina göstermek, bilhassa sıcak iklimde yaşayanlarda, daha da önemlidir” tabirlerini kullandı.

“AĞRI KESİCİ İLAÇLARDAN KAÇININ”

Prof. Dr. Dursun özet olarak kronik böbrek hastalığından korunmak için şu unsurları sıraladı; “Düzenli antrenman yapın, sağlıklı beslenin ve ülkü beden yükünüzü koruyun, tuzu azaltın, kâfi sıvı alın. sigara içmeyin, ağrı kesici ilaçlardan kaçının, kan basıncınızı ve kan şekerinizi tertipli olarak ölçtürün, risk kümesinde iseniz böbreklerinizi sistemli olarak denetim ettirin” ikazında bulundu. Prof. Dr. Dursun, “Kronik böbrek hastalığının önlenmesinde toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Bilhassa çocukluk çağından itibaren bireylerde hipertansiyon, şişmanlık ve şeker hastalığının önlenmesi son derece önemlidir” diye konuştu.

“AŞIRI TUZLU VE YÜKSEK KALORİLİ BESLENME HALİNİN TERK EDİLMESİ”

Prof. Dr. Belda Dursun son olarak,gereksiz ilaç (özellikle ağrı kesiciler) kullanılmaması, çok tuzlu ve yüksek kalorili beslenme biçiminin terk edilmesi, kâfi su içilmesi, sistemli idmanın bir hayat biçimi olarak benimsenmesi, sigara ve alkolden uzak durulması ve tertipli sıhhat denetimlerinin yaptırılması kronik böbrek hastalığından korunmak açısından kıymetli olduğunu da vurguladı.

(Atilla Özer/ İHA)